Latife ÖGE AKIN

Babam...

Latife ÖGE AKIN

Geçtiğimiz hafta sonu babalar günüydü malumunuz.

Zannediyorum sevgili Kemal Soylu abimin kurduğu, gazetecilerin bulunduğu WhatsApp grubuna yine sevgili ağabeyim Özkan Özkaymak babalar günü ile ilgili bir yazı atmış.

Sakin sessiz bir yerde kafa dinlerken karşılaştım  bu yazıyla...
Okudum sonra bir kez daha okudum... Gözlerim doldu...

Zira başlığı bile insanın boğazında bir kaç düğüm atar. 
"Evin en öksüzü babalardır"  
Nasıl acıttı bu söz beni. Zaten öksüz yetim olduğunu bildiğim babamı, Hilalim gibi sarıp sarmalamak istedim o an...

Anneler günü bol gösterişli, şatafatlı kutlamalarla öne çıkarken babalar günü nedense daha bir sessiz sedasız kutlanır... Sanki babalar günü bile babaların öksüzlüğünü yüzüne vurur gibi üstün körü kullanmış olsun diye kutlanır. Hatta tabiri caizse geçiştirilir...

Hayatımızın en kutsalı annemizi yüceltirken neden babalarımız gölgede kalır?

Oysa annemiz canı yandığında bağırır, üzgünse ağlar, bir şey gücüne gitse biliriz, belli eder...

Ama babalarımız... 
İçin için yaşar her şeyi. Üzülür, gücenir, gururu kırılır ama bütün bunlar hep sessizcedir. Yüzünü öylesine bir merhametle örter ki bilemezsin içinde    kopan fırtınaları...

Çalışır... 
Uykusuz kalır... Yetmeye çalışır evlatlarına... Gayesi sadece ailesi kimseye muhtaç olmasındır... Kendinden verir, ömründen verir, hatta babalığından verir... Yetebilmek için gönlünce babalık bile yapamaz... Çocuklarıyla oyun oynayamaz, onların her okul gösterisinde  yanında olamaz... Hatta belki doğum günlerini bile unutur ama bu unutuşun aslı zaten hatırlamaktır... Zaten onlar için kendini yok etmiştir...

Benim canım babam... Kıymetlim... Güler yüzlü babam benim... Kahkahası her kederini örtecek kadar büyük olan babam... En büyük yeteneği babalık, en büyük niteliği yüreğindeki her acıyı sessiz sedasız kendi başına sarıp,  neredeyse dünyanın güzel olduğuna inandıracak kadar muhteşem gülüşüyle ömrümüze ömür katması olan babam...

Çocukluğu kayıp, gençliği     bize harcanmış, yaşlanmış hala güneş gibi bize ışık olan, yolumuzu aydınlatan, yönümüzü merhamete çeviren babam... Gölgesi yeter derler ya, gölgen yeter babam... Bizi merhamet dolu yetiştirdin, biz sevmeyi senden öğrendik... Ama sevgisinde güçlendiğimiz  babamızın gölgesi başımızdan giderse diye hep korktuk... Koskoca insanlar olduk ama hala sana çok muhtacız babam...

Kapın dünyadaki en güvenli limanımız... Sesin en güzel duamız...Varlığın misli olmayan bir dünya bizim için...

Emrem ne güzel söylemiş, sen biz değilsin ki bizim gözümüzdeki seni bilemezsin ki...

Senin baban sen değilsin ki, elleri değil ayakları öpülesi babanın evladı olmak nedir bilsen...

Sen varsın diye biz dünyaya kafa tutacak kadar güçlüyüz... 
Bizim görünmez kanatlarımız sensin babam... Hep ol...Başımız seninle baş... Aşımız seninle aş...  

Ellerini ayaklarını öptüğüm, sesine nefesine yaradanına kurban olduğum babam, babalar günün kutlu olsun...

Baba gibi baba olanların, evlatlarına annelikle beraber baba da olmuş kadınların, kardeşlerine babalık yapan(Emrem) küçük babaların, Hilalimin babası eşimin, babalık nasip olsun diye yüreği çırpınanların, baba olup evladını kaybetmekle sınananların, özellikle şehit babalarının ve tüm babaların babalar günü kutlu olsun...

Yazarın Diğer Yazıları