Latife ÖGE AKIN

Papatya

Latife ÖGE AKIN

Geçen hafta dua gibi dedik. İnsanoğlunun batıp çıktığı onca günahtan Allah huzurundaki temiz, çaresiz, küçülmüş, mütevazi halini yazdık...

Bu hafta ne yazalım diye düşünürken aklıma insanoğlunun ayran gönüllü oluşu geldi. İnsan kelimesinin içinde ne çok hikaye var, insan üzerine ne çok yazı yazılır, insan dediğin şey ne çok konunun özetidir yazmakla anlatmakla biter mi?

Ama insan en çok yalancıdır. Kendine yalan söyler, başkasına yalan söyler, yaşadığını inkar eder yalan söyler, yaşamadığını yaşadım der yalan söyler, hayal kurar hayali yalandır. Rüya görür rüyası yalandır, insan başlı başına bir yalandır...

Bugün sevdiğinden yarın vazgeçer, bugün nefret eder yarın bir bakarsın çok sever...

Bugün inanmadığına yarın tapar.

Papatya gibidir aynı bir yaprağı sever diğeri inkar eder. Bak bu da yalan işte, sonuçta bir yaprak sevmezken diğeri de sevmediğini inkar etmiyor mu?

Kimseden menfaat beklemez, çıkar hesabı gütmez ama biri övmeye görsün hemen omuzları göklere değer ya da biri yersin kendince yerin dibinde hisseder...

Sorsan çok sağlam karakterlidir, kendini tanır ama karahindibanın tüylü çiçeği gibi bir pufla rüzgara karışır...

Bak bakalım zayıf güçsüz acınası dersin hayatının dersini ondan alırsın...

Bilmem ne üniversitesinin diplomasını almış lisans doktora hepsini tamamlamış ama köydeki okuması yazması olmayan birinden öyle bir ders alırsın ki, kendi içinde yerle yeksan olduğun için utancından kanın akmaz durur...

Kendini çok becerikli zannedersin, her şeyin altından kalkacağını düşünürsün, hayatın seni sınadığı onca imtihandan sağ salim çıkarsın da küçücük bir çocuğun söylediği cümleyi yenilirsin...

Çok açlıkla sınanmışsındır, aç uyumuşsundur...  Bugün önündeki sayısız nimetin kıymetini en çok bilmesi gereken sen iken uydurduğun dertlerin içinde, icad ettiğin sıkıntılarla Allah'tan belanı istercesine hayatı zindan edersin kendine...

Başın ağrıdığında dünyanın altında kalmış gibi figan edersin, sağlıklı olduğun gün hayatın sıkıntılarının içinde kaybolursun, var olanları görmez, olmayana takılırsın...

Ay gibi parlayan, gözünün içine bakan bir çift göz, yanağındaki küçücük gülümseme dünyadaki tüm urganların, halatların gücünden misliyle büyük bir bağ iken sen hayata tutunmamak için bahaneler ararsın...

Hadi oradan be gafil insanoğlu, sen olmayanla, olmazlarla debelene dur, bir gün küçümsediğin ne varsa onunla sınanırsın...

Yazarın Diğer Yazıları