Yandık, yandık...
Latife ÖGE AKIN
Orman yangınlarından bahsedeceğim ama bundan önce Hatay İskenderun'da Deniz Er Eğitim Alayı'nda 40 derece sıcakta yaptırılan talim sonucu 7 asker aşırı sıvı kaybı yani susuzluk sebebiyle fenalaşıp hastaneye kaldırılmış, iki tanesi kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. İnsan vicdanına bunu nasıl anlatır? Hangi zamandayiz? Bu neyin kini, bu nasıl eğitim, bu nasıl otorite, bu kadar ucuz mu bu canlar...?
Kusarcasına yazmak istiyorum ama malum sebepler, buğz etmeye korkar oldu millet, sesini çıkarmak şöyle dursun...
Ciğerlerimiz yanıyor...
Gelelim günlerdir Türkiye'nin dört bir yanında günlerdir süren yangınlara. Kimse mangal ateşinden, sigara izmaritinden bahsetmesin. O kadar ayan beyan ortada ki bir takım projeler için ön hazırlık olduğu.
O kadar belirgin bir kasıt var ki görmemek için kör olmak lazım. Ya da aptal.
Bursa, Eskişehir, Sakarya, Bilecik, Kahramanmaraş, Karabük, Mersin, Diyarbakır, İzmir, Manisa... Sayısız yangın... Sayısız ağaç ve hayvan... En acısı yitip giden canlar... Aileleri... Anne babaları, eşleri, çocukları, hayalleri, umutları...
Diyarbakır'da itfaiye aracı devrildi, 1 itfaiye eri yaşamını yitirdi.
Eskişehir'de 5'i AKUT görevlisi, orman işçisi toplam 10 kişi yaşamını yitirdi.
Bursa'da devrilen tankerin altında 1 kişi yaşamını yitirdi.
Bunun perde arkasında yaralanan, yanan, dumandan zehirlenen, günlerdir ailesinden, çoluk çocuğundan uzakta can hıraş çaba veren nice sayısız, isimsiz kahraman...
Tahayyül edebiliyor muyuz gerçekten bu acıyı...
Allah sorar... Allah o ağaçların yandığı gibi, o dilsiz kullarının yandığı gibi, o vatan evlatlarının yandığı gibi yakar adamı.
Sahipsizin sahibi olan Allah sorar hesabını. Hep mazlumun boynunda olan zalimin ilmeği elbet bir gün aynı zalimin boynuna dolanır...
Tek umudumuz O... Zira başka hiç bir adalet mekanizmasına güvenimiz yok...