Mehmet Bina

Hz. Ebubekir'in islamiyete girişi

Mehmet Bina

*Peygamberimiz (sav), Hz. Ebubekir hakkında şöyle buyurmuştur.

Kimi islama davet etti isem ilk lahzada hep tereddüt etmişlerdir. Yalnız Ebu Bekir müstesnadır o hemen tasdik etmiştir

*Hz. Ebubekir (ra) islamdan öncede nezih bir hayat yaşıyordu. İyilik yapmayı sever faziletten ayrılmaz. Cahiliyet devrinin kötülüklerinden uzak kalmış cahiliye devrinde bile içki içmemiştir.

Kendisine cahiliye devrinde içki içmedin mi diye sorulduğunda haşa ben namusumu korur, insanlık şerefini tanır bir adamım. İçki içen bunları zayi eder buyurmuştur. Peygamberimiz (sav )de bu sözü duyunca Ebubekir’in söylediği doğrudur demiştir.

* Bahrul hakayık tefsirinde Rebia bin Kab’dan nakille Hz. Ebubekir’in Müslüman oluşu şöyle anlatılır.

- Hz. Ebubekir ticaret için gittiği Şam'da bir rüya görür. Rüyasını Rahip Buhayra'ya anlatır.

 Buhayra Hz.Ebubekir' e:

-Sen nereden geldin diye sorar. Ebubekir Mekke’den der.

-Mekke’nin hangi kabilesindensin?

-Kureyş kabilesinden.

-Eğer rüya doğru ise senin kabilenden bir nebi gelecek ve sen o nebi'nin hayatında veziri olacaksın dedi. Hz. Ebubekir bu rüyanın tabirini efendimiz nebi olarak gönderilinceye kadar içinde gizledi. Efendimize peygamberlik gelince efendimizin yanına vardı ve delilin nedir diye sordu. Efendimizde bu soruya karşılık Şam'da gördüğün rüyadır buyurdu. Bunun üzerine Hz.Ebubekir (ra), efendimizin boynuna sarılıp İslamiyeti kabul etti.

*Bir başka rivayete göre Hz. Ebû Bekir’in müslüman olması şöyle gerçekleşmişti:

Hz. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e henüz risâlet gelmeden önce, Ebû Bekir, Mekke’den Yemen’e seyâhat ederek 390 yaşında bir âlim zâta misafir olur. Hz. Ebû Bekir’in anlattığına göre yaşlı zât:

– Zannedersem Mekke’li, Harem-i şeriflisin? dedi. Ben de:

– Evet, dedim.

– Zannedersem Teymdensin?

– Evet Benim için senin hakkında sâdece bir alâmet kaldı.

– O nedir? – Bana karnını aç!

– Ne için olduğunu haber vermeden açamam.

– Hakîkat-i ilm-i ezelî’den öğrendiğime göre, kendisine bir genç ve bir yaşlı kimsenin yardım edeceği bir nebî gönderilecektir. Yaşlı adam beyez tenli, zayıf vücutlu, karnının üstünde siyah bir ben, sol baldırının üzerinde de bir işâret bulunan kimsedir.

*Ebû Bekir der ki: Ona karnımı açıp gösterdim. Göbeğimin üstündeki siyah beni gördü:  

**– Kâbe’nin Rabbı’na yemin ederim ki, o yaşlı adam sensin! Peygamber hakkında sana haber vereceğim. Senin bu hususta dikkatli olmanı isteyeceğim, dedi.

– O nedir? dedim. Dedi ki:

– Dikkatli ol! Hidâyetten dalâlete meyletme! Orta yolda sabit kal! Etrafında bulunanlarla, Allah’ın sana vermiş olduğu şeylerde Allah’tan kork, sakın!

*Hz. Ebû Bekir der ki, oradaki işlerimi bitirdim. Vedâ etmek için yine yaşlı zâta gittim. Bana:

– O Nebî hakkında söylediğim bir kaç şiir beytini uhdene alır mısın? dedi. Ben de:

– Evet alırım, dedim.

Bana şu beyitleri okudu; sonu şöyle bitiyordu:

– “Benden Allah’ın Rasûlü’ne selâm götür! Ben her ne kadar Râhib isem de; onun dinine uygun olarak yaşamaktayım!”

Ebû Bekir Sıddîk:

– Onun bu vasiyetini ve şiirini ezberledim, Mekke’ye geldim. O sırada Hz. Muhammed’e nebî'lik geldiğini işittim, yerini sordum, Hz. Hatice’nin evinde olduğunu söylediler. Gidip kapıyı çaldım. Beni karşıladı. Dedim ki:

– Yâ Muhammed! Babalarının ve dedelerinin dînini terkettin!

Hz. Muhammed bana:

– Ey Ebû Bekir! Ben sana ve bütün insanlara Allah’ın Rasûlü’yüm! Allah’a îmân et! dedi. Ben:

– Buna delîlin nedir? dedim. Cevâben:

– Sana Yemen’de şiir beyitlerini bildiren yaşlı zattır, dedi.

– Ey Habîbim! Sana bunu kim haber verdi? dedim.

– Benden önceki peygamberlere haber veren büyük melek Cebrâil, dedi.

– Bana elini uzat! dedim, kendisini kabûl ettim. Berâberce kelime-i şehâdeti getirdik.

*. Hz. Ebû Bekir Sıddîk der ki, Rasûlullah’ın yanından ayrıldığımda Mekke’nin iki yanında, benim müslüman olmama Hz. Muhammed’den daha fazla sevinen kimse yoktu.

Hz. Ebû Bekir Sıddîk İslâmiyet gelmezden evvel Rasûl-i Ekrem’in dostu olduğu gibi halk arasında da mu’teber bir zat olup kan davalarını hall ve fasl için hakem ta’yin olunurdu.

*Hz. Ebubekir kendi bedenini efendimize siper ederek onu korumaya çalışmıştır.

Bir gün müşrikler Kabe’de efendimizi dövmeye başlamışlardır. Hemen Hz.Ebu Bekir yetişerek onlara rabbim Allah dediği için bu yapılır mı diye çıkışmıştır.

Yine bir gün efendimiz Haremi şerif'de namaz kılarken müşriklerden Ukbe bin Mukayt efendimiz üzerine  karışık pislikler attığı ve bir keresinde de abasıyla boğmak istediği sırada Hz. Ebubekir yetişip kurtarmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları