Peygamberimiz Sav İn Tenini Öpen İki Sahabe
Mehmet Bina
*Ebu Hureyre (ra) ve İbni Abbas (ra) , Ukkaşe (ra) hakkında, hadisler rivayet etmişlerdir.
Ukkaşe (ra) erkeklerin en güzeli ve ahlaklısı olarak tavsif edilmiştir.
Peygamber (sav) Efendimiz sağlığında iken Ukkaşe (ra)’a “Cennet ehliden” olması için dua etmiştir.
*İbni Abbas (ra) anlatıyor:
Peygamber (sav) Efendimiz “Nasr suresi” nazil olunca vefatının yaklaştığını anladı. Rasulullah dünyadaki son günlerinde idi. Hz.Bilal’e bütün ashabının Mescid-i Nebevi’de toplanmasını emreyledi.
Daha sonra iki rekât namaz kıldı ve hutbeye çıkarak şöyle buyurdu; Bugün benim dünyamın sonu ve ahiretimin ilk günüdür. Allah-ü Teâlâ beni dünya ve ahiret arasında muhayyer bıraktı. Ben de ahireti tercih ettim. Ben sizlere Nebi ve nasihat edici idim. Bu vazifeyi kendiliğimden değil, Allah’ın emri ile yerine getirdim. Allah tarafından görevlendirilmiş idim. Şimdi aranızdan ebediyen ayrılıyorum.
Bir gün gelecek ki; o gün ana ve baba evladından kaçacak. Boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacak. O gün gelmeden eğer içinizden birine vurdum ise işte buradayım, gelsin benden hakkını alsın, diyerek üç defa tekrar eder.
Bunun üzerine Ukkaşe (ra) Hz.leri ayağa kalkarak:
─ Anam, babam size feda olsun Ya Rasulullah! Üç seferdir and verip “bende hakkı olan varsa gelsin”, buyurdunuz. Böyle ısrar etmeseydiniz, bir talepte bulunmayacaktım. Hâşâ sizden davacı değilim fakat emrinize istinaden buraya geldim.
* Tebük Seferinden sonra Hazid Muharebesinde benim devem sizin devenizin yakınında idi. Devemden indim. Size yaklaşıp elinizden öpmek istedim. Sırtımı size döndüğüm de; o zaman tevazuunuzdan öpmemi engellemek için, sırtıma kamçı ile vurmuştunuz, der. Bunun üzerine Peygamber (sav) Efendimiz:
─ Sende bana vur kırbacı, buyururlar.
O esnada bütün sahabe gözyaşları içerisinde Ukkaşe’yi caydırmaya çalışmaktadır. Ukkaşe (ra):
─ Ya Rasulullah! Benim üzerimde gömlek yoktu, der.
Peygamber (sav) Efendimiz üzerindeki gömleğini çıkarır.
Ukkaşe (ra) Hz.leri, Peygamber (sav) Efendimizin iki omuz küreği arasındaki nübüvvet mührünü görür görmez, kendinden geçerek “La ilahe İllallah Muhammedur Rasulullah” deyip gözyaşları arasında mührü öpme şerefine nail olur.
* Ya Rasulullah! Maksadım hâşâ sizi kamçılamak değil nübüvvet mührünüzü öpebilmekti. Bunun için böyle bir yola başvurdum.
* Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) ashabına dönerek:
─ Ehli cennetten birini ve cennetteki komşumu görmek dilerseniz; bu zâta nazar ediniz ve ziyaret ediniz. O’nun nefesinde şifa vardır. Çünkü benim nübüvvet mührümü öptü, buyurur.
* Bu hadiseden sonra ashab ve Ehli beytin ona karşı hürmet ve sevgisi daha da arttı.
* Bedir savaşında Peygamberimiz (s.a,v.) orduyu düzene soktu ve elinde bir okla her askerin önünde durup hem onlara moral verdi, hem de safları düzene soktu. Çok geride kalan Ensar'dan birine, elindeki okla göğsüne hafifçe vurarak:
«Sıraya gir, Sevad» dedi. Sevad: «Ey Allah'ın Basulü, canımı yaktın. Allah seni hak ve adaletle gönderdi, o halde karşılığını ver» dedi. Peygamber (s.a.v.) kendi göğsünü açarak elindeki oku uzattı ve «Al!» dedi, Sevad ise eğildi ve tam Peygamber (s.a.v.)'i vurduğu yerden öptü. «Niye böyle yaptın?» diye sordu Peygamber (s.a,v.)'e. Sevad şu cevabı verdi:
«Ey Allah'ın Rasulü, gördüğün gibi düşmanla karşı karşıyayız; seninle geçirebileceğim son dakikalar olabilecek şu anda, sana dokunmak, İstedim». Peygamber (s.a.v.) onun için dua etti. Rabbim şefaatlarına nail eylesin..