Mehmet Kanmaz

Nefsimizdeki 'Bakar'ları Kesmek

Mehmet Kanmaz

Değerli Dostlar; Kur’an’ı Hakimde; Bakara suresinde Musa (as) ile kavmi arasında geçen icl (sığır-dana)hadisesi var.

Bu neden anlatılır..? Madem; Kur'an Hakîmdir, hikmetlerle doludur. Bu hadisede ne hikmet vardır..? bize bakan yönleri ne olabilir..?

Mevzuya detaylı girecek olursak; Hani Mûsâ (as), Allah(cc)’nün imtihanı gereği; kavmine, kendileri için nimet olan, hizmet aracı İneği; Allah’ı unutup tabu haline getirdikleri için” Allah, size bir sığır kesmenizi emrediyor" demişti, onlarda Sen bizimle eğleniyor musun..? demişlerdi.

Mûsâ (as) ise” Kendini bilmez cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım"demişti. (Bakara-67)

Onlar” Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın" dediler. Mûsâ (as)şöyle dedi: "

Rabbim diyor ki:” O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi, emrolunduğunuz işi yapın."

(Bakara 68-69-70)

Anladığımız kadarıyla; İsrailoğulları ”sığırı” ilah haline getirdikleri ve emre itaat etmek Nefiselerine zor geldiği için Allah(cc)’nün bu isteğini yapmamak için direniyorlar. Halbuki ilk başta nasıl ve niçin sorusunu sormadan Herhangi bir sığırı kesip emri uygulasalar kurtulacaklar.

Allah'ın emrini sorguladıkça işi zora sokuyorlar. Önce istenileni uygulayıp sonra hikmetini sorsalar yine mesele olmayacak.

Değerli arkadaşlarım; Bizim’de bu dehşetli zor asırda onlardan kalır bir farkımız yok.

Allah(cc) “zinaya yaklaşmayın” emrediyor. Biz ise zamana göre tevil ediyoruz.

“Riba’dan uzak durun” diyor biz “bu zamanda nasıl uzak kalınır” deyip faizi çeşitli isimler altında meşrulaştırmaya çalışıyoruz.

“Tesettüre bürün diye emrediyor” Bu asırda tesettür fürüatttır diyerek hadsizlik yapıyoruz..!

“Haddinizi aşmayın” diye emrediyor, ama insan denen ve Halife-i arz olarak görevlendirilen, sonsuz nimetler verilen insan ise fıtrata ters sapkınlık projelerini bir bir haya etmeden uygulamaya koyuyor....!

Hz. Ebubekir (r.a) gibi kayıtsız şartsız teslim olamıyoruz. O söyleşmişse bir hikmeti ve bizi dikkate alan bir yönü var deyip yaradana tam bir itaat maalesef olmuyor...

Değerli dostlarım; Benim kanaatim şudur ki; Bir müslüman Allah'ın hangi emrini sorguluyorsa

O onun bakarıdır (tabusudur-ilahlaştırmasıdır)

Herkesin zaafları farklı olduğundan bakarları (tabuları)’da farklıdır. Mal mülk, kadın, makam, para, şöhret bu zamanın en büyük”bakarı”yani tabularımızdır.

Uykumuzu terk edip sıcak yatağımızdan sabah namazına kalkamıyorsak; uyku ve rahatlık bizim bakarımızdır.

Parayı gereksiz yerde harcayıp, gerektiği yerde harcamıyorsak para bizim bakarımızdır.

Obez olacak kadar yiyip nefsimize hakim olamıyorsak yemek bizim bakarımızdır.

İffetimizi koruyamıyorsak şehvet bizim bakarımızdır.

İnsanları kırıyorsak, yalan konuşuyorsak dil bizim bakarımızdır.

İbadetleri terk edecek kadar işlere dalıyorsak dünya bizim bakarımızdır.

İnternetten çıkamıyorsak sosyal medya bizim bakarımızdır. (tabumuzdur)

Televizyon dizi ve haberleri ve sonu bitmez tartışma veya yarışma programlarını seyrederken uyuya kalıyorsak televizyon bakarımızdır.

Dolayısıyla; ilahlarımız (tabularımız)çok fazla yavrulayıp çoğalmışlar, çoğaltmışlar..!

Nerde ise her yer tabu dolu, her yerimizi bakarlar  çevrelemiş..! kes kes bitmez, yani dostlar; manevi dünyamız Hindistan'ı aratmıyor.

Kısacası ifrat ve tefrite düşüp sırat-ı müstakim’ den saptıran her şey bizim bakarımızdır.

Değerli kardeşlerim; Mademki Kur'an her asra hatta her insana hitap ediyor. bizler Kur'an’ı kendimize bu zamana hitap ediyormuş gibi okuyup anlamaya ve sorgusuz uygulamaya çalışmalıyız.

Çünkü bu gibi kıssalar o asra baktığı gibi bizim asrımıza da bakıyor.

Mühim olan bu kıssaları hayatımızın düsturları, Doğru yolda kılavuzlar ve bize huzur veren şırıl şırıl akan çeşmeler gibi görüp kendimize rehber telakki etmekten geçer..!

Elhasıl; Rabbim sırat-ı müstakim yolundan bizleri ayırmasın, Bakarlarımızı korumak yerine bir bir kesmeyi  ve Rıza makamına ulaşmayı nasip etsin..!

Yazarın Diğer Yazıları