Mükremin Kızılca

Ağaç Beşik 

Mükremin Kızılca

Modern bebek karyolaları ağaç beşiği yendi. 

Ağaç beşikler artık varsa etnografya müzelerinde görülebiliyor şu anda. 

Artık ağaç beşiği kullanan yok diyecek kadar azdır. Bu onun gayr-i sıhhi olmasından değil tabi, sadece bebek karyolalarının moda oluşundan ve elde varsa bende neden olmasın, anlayışındandır. 

İki bebek yatağını şöyle bir ele alalım. 

Bebek karyolalarının bir eksiğini yazacağım burada. Bu karyolalarda bebekler yatarken sindirim atıklarını bezlerine yaparlar ve o bezler tek kullanımlıktır. Bu ise aileye apayrı bir bütçe gerektirir. Ayrıca altı ıslak çocuk uzun süre hatta sabaha kadar onunla sıkıntı içinde yatmak zorunda kalmaktadır. 

Oysa eski devir ağaç beşikleri son derece sıhhidir hiçbir zaman yapay bezlere sindirim atığı bırakmaları söz konusu değildir. Atalarımız bu beşikleri tasarlarken öyle bir sistem geliştirmişler ki akıllara durgunluk veriyor, şimdi anlatacağım bu beşiklere inanın geri dönmek için çareler aranacaktır. 

Bizim çocukluğumuzun da temel aksesuarı olan ağaç beşikler ailenin oturduğu tek odanın başköşesini tutardı. Odanın tam ortasında ya bir odun sobası ya da kapının karşısındaki iki köşe arasında da daima odun yanan bir ocak olurdu. Şimdilerde bu ocağa şömine diyorlar. 

2014 yılında Ermenek’te vuku bulan kömür faciasında şehit olanların ailelerini ziyaret ederken Aşağıçağlar köyünde bu manzarayı aynen gördüm. Ağaç beşiğin içinde bir şehit bebeği mışıl mışıl uyuyordu. Annesi beşiğin dibinde onu hafifçe sallıyor kaynanası acı yavşan kaynatıyordu odun sobasının üzerinde. 

Bu son derece sıhhi ağaç beşikler aynısı olmasa da daha geliştirilmiş bir hale de sokulabilirler tabi. 

Ağaç beşiğin alttan yukarıya doğru sıralanan mefruşatına bir bakalım: 

Samanlı: içi samanla dolu gayet sağlıklı, üzeri bezle kaplı beşiğin taban yatağı.

Silbiç: Samanlının ortasına daha doğrusu bebeğin idrar ve kakasını yapacağı mahalle uygun yerleştirilen topraktan mamul dibe doğru dar yukarıya doğru geniş bir kap. 

Eskiden silbicin içine bebek hassas bölgelerini üşütmesin diye kor koydukları da olurmuş. 

Pamuklu: Samanlının üzerine daha yumuşak şekilde üretilmiş ikinci bebek yatağı. Bu yatağın da ergonomik olarak ortaya yakın silbicin üzerinde bir boşluk bırakılmıştır. 

 Sübek: bebeğin cinsiyetine göre idrarını rahatça yapabileceği ve silbicin içine akıtmak için altı uzun ince boru, üstü de cinsel organa uyumlu yapılan alet. 

Bağırtlak: Çocuğun düşmemesi için beşiğe çepeçevre bağlanan enli kuşak.

Sabahleyin uyanan bebeklerin altı gayet temiz ve kuru olmakta ve anne de sadece silbici dışarıya boşaltmakla yetinmektedir. 

Bebek Yorganı: alttaki yatağı gibi son derece yumuşak, yünden veya pamuktan mamul, nakışlı ve tertemiz, bebek ebadında yorgandır. 

Beşik Örtüsü: beşiğin iki tarafını birleştiren ve üstten geçen ağaç aksesuarın üzerine en dıştan örtülen, fazla kalın olmayan, battaniye tarzı bir örtüdür. 

Bebeğin seması olan bu iki tarafı birleştiren ince direk boncuklarla, basit çıngıraklarla ve eğlendirici süslerle donanmıştır. 

Eskiden bebeğin cinsiyeti asla bilinemediğinden hem erkek hem kız çocukların giyebileceği tarzda hazırlıklar yapılır. Zıbınları, elçekleri, başlıkları hazırlanır. Kendilerinde yoksa komşulardan bir ağaç beşik bulan anne beşiğin samanlısını, pamuklusunu, bağırtlağını, silbicini, sübeğini, yorganını, minderini hazırlar. 

Beşik şimdiden evin başköşesini tutmuştur. 

Annenin günü dolmak üzeredir karnındaki bebeği çıkmak için çabalarını artırmıştır. Yörede o gün ne bir doktor ne bir hemşire ne de bir ebe vardır her şey doğal gidişata göre seyretmektedir. 

Her şey dünyaya yeni adım atacak ilk insan yavrusu içindir. 

Yazarın Diğer Yazıları