Mustafa Uğurlu

Gezi Eylemleri Üzerine

Mustafa Uğurlu

İstanbul Taksim’de günlerdir süren gezi eylemleri Taksim Dayanışma Platformunun aldığı “EYLEME DEVAM” kararına karşılık hükümetin müdahale kararı ile Taksim Meydanı boşaltıldı, Eylemlerin hem dış dünyadan hem ülkemizdenprovokatörleri var.İlk günlerde Taksim’den çeşitli illerimize yayılan eylemler,eylemcilerin tutarsızlıkları nedeniylekısmen var olan kamuoyu desteği eylemlere ve eylemcilere tepkiye dönüşmeye başladı.
Bunlar güya çevreci, demokrat, aydın;
sayıları az, gürültüleri çok.
ne istiyorlar?
Ağaçlar kesilmesin
Özgürlükler kısıtlanmasın
Dayatmalar olmasın
Gezi parkı ile ilgili referanduma gidilmesin
AKM yıkılmasın vs. vs.
Çok merak ediyorum;
Bu çok çevreci arkadaşlar! Hayatları boyunca kaç tane ağaç diktiler.
Bu özgürlükçü arkadaşlar! Ülkemizde yıllardır yapılan baskılar ve kısıtlanan özgürlükleri için ne kadar çaba gösterdiler
Ülkemizdeki askeri vesayetin dayatmalarına ne kadar karşı durdular.
Yapılan bu eylemler bir dayatma değil de nedir
AKM neden yıkılmasın
Şu an orada yoğun kültürel ve sanatsal faaliyetler yapılıyor da onlar mı aksayacak.
45 yıllık bina, ekonomik ömrünü tamamlamış, 2005 yılında zamanın Kültür Bakanı Atilla KOÇ yıkılmasını önermiş, ama aynı zihniyet tarafından yıkım engellemiş.
2008 yılından buyana da tadilat nedeniyle kapalı. 15 yıldır kullanılamayan binanın kime ne faydası var.
Demokrasi deyince ne anlıyorlar
Gezi olaylarınıbaşlatan ve destek veren, kendi iradelerini halkın iradesinden üstün gören, mutlak hakimiyetçi, bir zihniyet var maalesef.
Bu zihniyetin meselesi çevre, özgürlük, demokrasi meselesi değil.
Peki ne
AK PARTİ ve Recep Tayyip Erdoğan
Tamam AK PARTİ seçilmişti ama muktedir değildi. Bu kadarı demokrasi ile değerlendirilebilirdi, ama AK PARTİ ben artık muktedir de olmak istiyorum deyince
“ o kadar da değil….” demek istiyorlar
Buna dur demek gerekirdi.
Gezi olayları dur demenin ifadesidir.
Ama bu ülkede sizden başka yaşayan sessiz bir çoğunluk var
Ve bu sessiz çoğunluk kavga, vurup kırma istemiyor.
AK PARTİ 3 dönemdir sessiz çoğunluğun oylarıyla (oy oranını artırarak) iktidar oluyorsa bunun sebebi AK PARTİ’nin performansından ziyade bu SESLİ AZINLIK’ a tepkiden kaynaklanıyor.
Bu sesli azınlığıntoplumsal değerler gibi bir hassasiyeti yok.
Geniş halk kitlelerini kucaklamaktanziyade,dışlayan
hatta vatandaşın iradesini önemsemeyen bir yapıya sahip.
Taksim projesi ile ilgili referandum yapılmasın diyorlar
Yüzde 50 oy alanı krallıkla eleştirebilirken
krallığın kıralını yapıyorlar.
Maalesef demokrasi kültürü bu kadar gelişmiş
Geçtiğimiz günlerde Ana Muhalefet Lideri çıkıp:
“Ne plebisit, ne referandum, ne yargı kararı orayı park olmaktan alıkoyamaz.”
diyebiliyor
bu ne demek;
ben ne halkı ve iradesini, ne yargıyı ve kararını tanırım, “dediğim dedik, çaldığım düdük”.
Dayatmanın daniskası…
Eeedevam edin, bu kafa ile giderseniz AK PARTİ daha kaç dönem iktidar olur.
Eylemcilerde müdahale ve hükümetin tavrı da ayrı bir eleştiri konusu
Devlet te kararlılık esastır.
Devlet, her kafadan çıkan sese itibar etmez.
Devlet yerine göre bir ana şefkatinde, yerine göre kılıç gibi kesmesini bilmek zorunda.
Yapılanlar her ne kadar güzel olursa olsun yüzde yüz herkesi memnun etmesi beklenemez,
Bu eylemlere taviz verilmesi, diğer eylemlere de emsal teşkil edecektir.
Bazılarının dilinde TÜRK BAHARI söylemleri dolaşıyor.
Türkiye; Arap Baharını yaşayan ülkelerden çok daha güçlü, çok daha özgür ve daha çok demokrattır.
Boşuna heveslenmesinler…

.
 

Yazarın Diğer Yazıları