Baka baka..
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Günümüzde her gün yeni bir takım olaylara şahit oluyoruz. Fakat bu olayların bazen bir öncesinin de bulunduğunu görüyor ve biliyoruz. Her gün görüp şahit olduğumuz olaylardan biri de hiç şüphesiz, çarşı-pazarda karşılaştığımız günlük fiyat değişiklikleridir.
Ne var ki, Ancak bu değişiklik hep tek taraflı olmaktadır. Yani gün geçtikçe bir önceki gün aldığınız bir malı, ertesi gün, tekrar almak istediğinizde aynı fiyata alamıyorsunuz. Bu fiyat değişikliği ise hep tek yönlü olmaktadır. O da fiyatların alıcının değil, satıcının lehine gelişmekte ve gerçekleşmekte olmasıdır. Bunun niçin böyle olduğunu sorduğunuz da ‘ne yapalım? Her şey pahalı ve devamlı pahalanmaktadır…’ cevabını almaktasınız.
Böyle bir cevap karşısında siz de gördüğünüz bu fiyat artışları noktasında satıcıya bir şey söyleyemediğiniz gibi kendinizin bu konuda ne yapacağınızı düşünmekten başka bir şey de yapamıyorsunuz. Zaten aksini düşünerek yapma durumunda olsanız, yani siz de bir satıcı olsanız elinizdeki malı en pahalı olarak nasıl satabileceğinizi düşünmekten başka bir düşünceye sahip olmazsınız.
Çünkü her birimiz, önce kendimizi düşünürüz. Kendimizin söz konusu olduğu yerde de başka birisinin lehine düşünmeyi pek akıl kârı bir düşünce olarak görmeyiz. Bu durum günlük hayatımızın bir parçasıdır.
Dikkat ederseniz bu gibi günlük hayatımızda yaşadığımız bu ve benzeri olaylar başkalarının yaptıklarını örnek olarak alıp yaptığımız işlerden biridir. Yani ilk olarak kendimizi düşündüğümüz ve öncelediğimiz bir durumdur.
Bu sebeple de fiyat artışlarını yapan satıcılar da kendilerini düşünerek ellerindeki malları olabildiğince pahalı olarak satmak isterler. Bu durum ise ister-istemez hayat pahalılığını getirmektedir.
Tarafsız olarak düşündüğümüzde de haklı yapılan işin yerinde olduğumuzu söyleriz. Ancak toplu olarak yaşadığımız bir ortamda önce kendimizi düşünürken, aynı zamanda da hayatı bizden daha geride olan kimselerin bulunduğunu da unutmamamız gerektiğini de hatırlamalıyız.
Nasıl ki, fiyat artışlarında kendimizi düşünerek pahalandırma yolunu seçmemiz gerektiğini düşünebiliyor ve ortama bakarak onları örnek alıyorsak, aynı ortamda yaşayan ve durumları kendi durumumuzdan daha düşük ve geri olan kimselerin varlığını ve onların durumlarını da düşünmemiz gerektiğini hatırlamalıyız.
Nasıl kendi hayatımızın en iyi ve müreffeh/refah içinde geçmesini istiyor ve böyle düşünüyorsak, başkalarının da kendileri için böyle düşündüklerinin idraki içinde olduklarını bilmeli ve ona göre davranmalıyız. Özet olarak söyleyecek olursak içinde yaşadığımız günlerin zorluğunu, hayat şartları bakımından bizden daha düşük olanların varlığını bilerek, onları da düşünerek ve onlara el uzatarak, yani ellerinden tutarak ve ihtiyaçlarını gidererek birlikte yaşamalıyız.