Ramazan Sayar

Gönül Kırma!

Ramazan Sayar

İnsanın yaratılışı diğer canlılardan farklıdır. İnsanın dışındaki canlılar sadece görünen fizik, beden, ten, vücut ve maddedir. İnsan ise ayrıca metafizik, can, gönül, cevher ve manadır. Bundan dolayı insana gönül gözüyle bakmak, insanı hiçbir zaman incitmemek, kırmamak gerekir. Maddi şeyler kırılınca birbirine eklemek yapıştırmak mümkündür. Ama kırılan bir kalbi tamir etmek, parçalarını toplayarak birleştirmek oldukça zordur.

Bak şu çeşmenin haline
Su içecek tası yok
Kırma insan kalbini
Yapacak ustası yok

Yunus Emre de tasavvufi bir yaklaşımla;

Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yummaz değil
*
Gönül çalabın tahtı
Çalap gönül’e baktı
İki cihanda bedbahtı
Kim gönül yıkar ise

İkazında bulunarak gönül yıkanın iki cihanda da zarara uğrayacağını ifade eder.

Hz. Ömer: “Ey Kâbe, seni yüz defa yıksalar tekrar inşa ederim. Ama kırılan bir kalbi asla inşa edemem. Çünkü Kâbe Halil-ur Rahman’ın bir inşasıdır. Kalp ise ulu Allah’ın nazargahıdır.” diyerek gönül’ün Allah’ın evi olduğunu belirtmiştir.

Gönül kırmamak için önce kendi gönlümüzü temizlememiz, güzel ahlak sahibi olmamız, yaratandan ötürü yaratılanları hoş görmemiz, asla hor görmememiz gerekir. Hepimiz topraktan yaratıldık. Tekrar toprak olacağız. Sadece insanlara karşı değil tüm yaratılmışlara karşı da hoşgörü ve sevgi göstermeliyiz.

Hor bakma sen toprağa
Toprakta neler yatur
Kani bunca evliya
Yüz bin peygamber yatur

Ol Allah’ın habibi
Dertlilerin tabibi
Evliyalar serveri
Resul Muhammed yatur

İnsan en çok yorgun, aç veya sinirli olduğu zaman gönül kırar. Böyle anlarda bile insanın kendini bilmesi, kontrol edebilmesi çok önemlidir. Hz. Mevlana kavga eden iki kişiye rastlar. Biri ötekine: “Bana bir söyle, benden bin işitirsin” der. Bunu duyan gönül eri Mevlana yanlarına gider ve o adama: “Bana bin söyle, benden bir bile işitemezsin” deyince adamlar hatalarını anlayıp hemen susarlar ve barışırlar.

Dövene elsiz gerek 
Sövene dilsiz gerek
Derviş gönülsüz gerek
Sen derviş olamazsın
Sen hakkı bulamazsın

Ele geleni yersin
Dile geleni dersin
Böyle dervişlik dursun
Sen derviş olamazsın
Sen hakkı bulamazsın

Derviş bağrı taş gerek
Gözü dolu yaş gerek
Koyundan yavaş gerek
Sen derviş olamazsın
Sen hakkı bulamazsın

Doğruya varmayınca
Mürşide ermeyince
Hak nasip etmeyince
Sen derviş olamazsın
Sen hakkı bulamazsın

Gönül kırmamak için kinden nefretten uzaklaşmalı, gönül gözü açık olunmalı, kalp temizlenmeli, nefis terbiye edilmelidir. Nefsin;  emmare, levvame, mülhime basamakları geçilmeli en az mutmainne’ye ulaşılmalıdır. Artık mana âlemine dalmalı, kamu âlem bir olmalıdır.  

Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize

Bütün yollar yaratana çıkar. Koşan ona koşar. Gelen ondan gelir. Önemli olan maddeden, suretten geçip manaya, cevhere ulaşmaktır. Artık ondan sonra perdeler kalkar, gönül gözü açılır, gönüller fethedilir.

Yazarın Diğer Yazıları