Faruk Gökbulut (Kul Kozâkî)

Öldü Say Beni...

Faruk Gökbulut (Kul Kozâkî)

Şâirler kelimelerle güler, kelimelerle ağlar; ağlar da gam yükünü küfe gibi sırtına bağlar. Hiç değişmeyen kuraldır bu; geçse de asırlar geçse de çağlar...

Ben de gam yükümü sırtıma vurduğum bir gece yarısı, değil sâdece sevgiliye; sitem etmişim hem akıllıya hem de deliye.

Petekler bozuldu balı yüzünden; 
Goncalar katloldu alı yüzünden!
Sevenler bir anda düşman kesildi;
Çorak tarladaki çalı yüzünden!..

Ne hâllere düştüm vay ki vay beni;
Tükendi şu ömrüm öldü say beni!..

İlk kıt'ada güçlü bir teşbihte bulunarak "Çorak tarladaki çalı yüzünden" sevenlerin bile düşman kesildiğini anlatırken; balı yüzünden peteklerin bozulduğunu ve alı yüzünden goncaların katlolduğunu beliğ bir teşbih ile anlatmışım. 

Şiirin nakaratında ise bunca olanların beni ne hâllere düşürdüğünü güçlü bir vâveyla (inilti) ile anlatırken bu durumun ömrümü tükettiğini ve beni bir ölüye çevirdiğini vurgulamışım. 

Şikâr oldu keklik çili yüzünden;
Çok dert çekti bülbül dili yüzünden!
Gülizâr baykuşa mesken oldu bak;
Dikeni sıyrılmış gülü yüzünden!

Ne hâllere düştüm vay ki vay beni;
Tükendi şu ömrüm öldü say beni!..

İkinci kıt'ada Türk şiirinde sıkça kullanılan kekliğin, hele ki o keklik kınalı ya da bir başka ifade ile çilli ise kaçınılmaz bir av olduğunu ifade ederken bülbülün de dili yüzünden herkesçe mâlum olan dertlere giriftâr olduğunu; virânelerde tünemesi gereken baykuşun gülbahçesinde mesken tutmasını ve bu durumun güçlü bir ifade kullanılarak "Dikeni sıyrılmış gülü yüzünden" olduğunu ve gülzârın tarumar edildiğinin yine sanatlı bir anlatım ile beyan buyurmuşum efendim. 

Diğer kıt'alarda da benzer söz sanatları ve teşbihlerle şâirin gönlünün hâli pür melâlı ifade edilerek şiir devam ettirilmiştir. 

Kalan kıt'alardaki şerhi siz değerli okuyucuların yüce gönlüne bırakıyorum. 

Yıkıldı ocaklar külü yüzünden; 
Kırıldı kadehler mülü yüzünden!
Paramparça oldu nâmus perdesi;
İffet, ar denilen tülü yüzünden!

Ne hâllere düştüm vay ki vay beni;
Tükendi şu ömrüm öldü say beni!..

Mektûbum yırtıldı pulu yüzünden;
Kahroldum Allah'ın kulu yüzünden! 
Müridler mürşîde isyan ettiler;
Dergâhın üç kuruş çulu yüzünden! 

Ne hâllere düştüm vay ki vay beni;
Tükendi şu ömrüm öldü say beni!..

Üşüdüm şu dağın yeli yüzünden; 
Coştu çay gözümün seli yüzünden! 
Hor görüldü başım şapka düşünce; 
Ortaya saçılan keli yüzünden!
 
Ne hâllere düştüm vay ki vay beni;
Tükendi şu ömrüm öldü say beni!..

Ritim tutmaz sazım teli yüzünden;
Perişân olduk bir deli yüzünden! 
Hesâba çekilsin bütün insanlık;
An be an kirlenen eli yüzünden!

Ne hâllere düştüm vay ki vay beni;
Tükendi şu ömrüm öldü say beni!..

Şikâr: (Farsça) Av 
Mül: (Farsça) Şarap 

03 Aralık 2023
Saat: 03.45 
Mersin

Yazarın Diğer Yazıları