Faruk Gökbulut (Kul Kozâkî)

Şâirin Söz Yaşları 

Faruk Gökbulut (Kul Kozâkî)

Ağlıyorken için için; neden terk ettin, söyle niçin? 

Şâir böyle bir sorgulama ile söz başlıyorsa, az sonra gönlünün göz yaşları akacak demektir. Şâir bu ya; ne vakit aşkın sillesini yese gözüyle değil de kelâmın kervanına kattığı sözüyle ağlar. Alev yüklü bir damla misâli boncuk boncuk süzülen yaşları kalbine doğru çağlar...

Boncuk boncuk süzülüp de kalbime,
Alev gibi düşer bir damla yaşın!..
Ne gün, kimin derdi, sorulmuş kime?
Kahrolurum öne düşünce başın!

Dertler sıra sıra, hüzün peş peşe;
Gör ki düşman olmuş kardeş kardeşe! 
Huzûrun izi yok, kaybolmuş neş'e;
Altında keder var, kalkan her taşın!..

Şekvâ etmem, sorgulamam kaderi;
Lâkin kabir bildim yattığım yeri!..
Ağlarken gördüğüm o günden beri;
Her lokması zehir, yediğim aşın!

Koca bir ömür var, bilmem kaç sene!?.. 
Çiçeğim, ne olur gülmeyi dene!
Yeter, yaş dolmasın derin gamzene;
Gayrı ıslanmasın kirpiğin, kaşın!

Bâzen de zifirî karanlık geceler gibi katran karası mısralar sıralayıverir şâirin kalemi; ve kazımak ister kalbine tortulanmış elemi...

Sakın ha, semtime uğrama sakın;
Kapımın önünden geçeyim deme!
Kör olsun gözlerin, karalar takın!
Beni kendine yâr seçeyim deme!

Yıllarca boş yere yandım, yakıldım;
Bir dîvâne, mecnûn diye bakıldım!Yuvarlandım tepetaklak çakıldım;
Acıyıp kalbini açayım deme!..

Tuz bastıktan sonra kanlı yarama;
Artık beni gözönünde arama!
Sevmem için bir ihtimâl var ama;
Ürkek ceylan gibi kaçayım deme!

İnandım bu aşkın miadı doldu;
Bağımda goncalar açmadan soldu!
Belki ayrılalı çok zaman oldu; 
Yüreğine umut saçayım deme!

Şâir, bâzen de vefâdan bîhaber hercai sevgiliye sorar "Mutlu mu Oldun?" diye...

Her gece gördüğüm sen misin sahi?Bağrımı yaktıkça mutlu mu oldun?Katlandım dermansız dertlere dahi;
Gözyaşım aktıkça mutlu mu oldun? 

Ateşler düşmüşken her bir ânıma;
Ne dertler sığdırdım son zamanıma!..
Dolu dizgin esen toz dumanıma;
Keyifle baktıkça mutlu mu oldun?

Yüreğim benzerken kırık aynaya;
Arlanmaz yüreğin yanıp kaynaya!..
Düşman bildiğimle güle oynaya,
Karşıma çıktıkça mutlu mu oldun?

Geçtiğim yollara diken bezerken; 
Her tavrınla moralimi bozarken;
Elle sarmaş dolaş gezip tozarken;
İçimi çektikçe mutlu mu oldun?..

Sarılırsan yana açmış kollara;
Dara düş, hasret kal bütün bollara!..
Kalbime açılan güzel yollara;
Zakkumlar ektikçe mutlu mu oldun? 

Kulak ver aşk için çalınan çana;
Ne hatırlatıyor sevdâdan yana?!..
Hasret harmanında sürüp sabana;
Boynumu büktükçe mutlu mu oldun?

Bizi kıskananlar karşı koyunca;
Bu aşkın altını hırsla oyunca; 
Tepeden tırnağa boylu boyunca;
Kaynar su döktükçe mutlu mu oldun?..

Dertler sıra sıra hep beni sınar;
Hâlimi bilmeyen hep beni kınar!
Koskocaman sevdâm bir ulu çınar;
Kökünden söktükçe mutlu mu oldun?..

"Sevdâsını çınar bilenlere söz yaşlarım pınar olsun!" diyerek bu yazıyı yazmama vesile olan dördüncü şiir kitabım "SÖZ YAŞLARIM" çok yakın bir zamanda sizlerle olacak can dostlar. Buradaki şiirlerde kitabımdan iktibas edilerek metne konmuştur. 

Şâirler, âh bu şâirler! Gülüşleri gonca gonca; lâkin ağladılar mı dökülen yaşları diz boyunca... 

24 Nisan 2024
Saat: 14.13
Mersin

Yazarın Diğer Yazıları