• Haberler
  • Aydınlar ocağında vehabilik konuşuldu

Aydınlar ocağında vehabilik konuşuldu

Konya Aydınlar Ocağı salı kültür sohbetlerinde bu hafta Volkan Önder Erikci 'İngiltere'nin Ortadoğu Siyaseti ve Vehhabilik' konusunu anlattı.

Aydınlar ocağında vehabilik konuşuldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Vehhabilin bir mezhep olmayıp, Hambeli mezhebinin sapkın bir kolu olarak değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Erikci “Vehhabileregöre Peygamber, evliya gibi şahsiyetlerden yardım, şefaat ve manevi koruyuculuk istenmez ve Hz. Muhammet’ten sonra çıkan her şey bidattir.Şefaat, kırklar, yediler, abdallar, kutup, gavs, raks, sema, devran, ayin, mezarlara kabir yaptırma, kabir başında dua etme, madalyon, maskot, ebced hesabı, resim yapmak, fotoğraf çektirmek bidat; Hz. Peygamber Efendimiz için “ya Muhammet”, “seyyidina”, “efendimiz” şeklinde hitap etmek, salavat getirmek yasaktır” diyerek sözlerini sürdürdü.

İNGİLİZLER VE VEHHABİLER

Sömürgeci İngilizlerin yeni pazarlar, yeni sömürgeler bulmak ve sömürgelerine giden yolları koruma gibi siyasetleri olduğunu kaydeden Erikci konuşmasını sü sözlerde tamamladı:“İngilizlerin Arap toprakları ile ilk askeri temaslar 18. Yüzyılın sonunda oldu. 30 bin rupi değerinde şal ve saten kumaş gibi hediyeleri San’a imamına gönderipMoha’da bir bahriye hastanesi açma imtiyazı elde ettiler. Sonraki yıllarda da hakimiyet alanlarını genişlettiler. Vekâlet savaşında bir kabileyi seçmeleri gerektiğinde de Şerif Hüseyin ve İbnSuud gibihırs dolu ve Türklerden nefret eden isimleri tercih ettiler. Arapçılığı ortaya çıkarabilmek, ateşleyebilmek için Arapları ve tarihlerini övüp Türkleri yerme gayretine girdiler. İngilizler, Şerif Hüseyin’e askeri yardımlarda bulunup Cidde’ye uçaklar gönderirken İbnSuud ile görüşmeler yaptığı gibibunlara düşman olan İbnReşid ile müzakereye oturdu.

İbnSuud kendisini sultan ilan ettiği gibi halife de ilan etti, bütün Arapların birleşmesi çağrısı yaptı. Vehhabi hareketinde milliyetçilik vardır. Bölgeyi küçük devletçikler halinde bölen İngilizler’in 1744’de Vahhabilerle buluştuğunu Hüsnü Mahalli yazdı.  1904’de Basra Körfezi’ne temsilci atanan ve sonraki yıllarda sör olan Abdülaziz bin Suud’un yakın dostu Yüzbaşı PercyCox İngiliz hükûmetini Vehhabiler hususunda ikna ederek endişelerini giderdi. Cox’un teminatı sayesinde İngilizlerin bölgedeki önemli müttefikiVehhabi Suudiler oldu.Osmanlı’nın 1918’deMedine’den çekilmesiyleAbdülaziz Bin Suud tek rakibi olan Şerif ailesinden Mekke, Medine Cidde ve Taif’i de 1926 senesinde alarak Necd ve Hicaz kralı olduğu. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’de 3 Ağustos 1929 tarihinde Suudi Arabistan ile MuhadenetMuahedesi  yani dostluk anlaşması imzalayıp üç sene sonra da, 1932’de Suudi Arabistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devlet oldu.”

Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, konuşmacı Volkan Önder Erikci’ye teşekkür ederek kitap takdim etti. ŞENGÜL GÜRBÜZ

Bakmadan Geçme