Ayla KAYMAZ

Sessizliğin Ortasında Ezan!

Ayla KAYMAZ

Bir ezan sesi yankılanıyor Gazze sokaklarında…
Ama bu defa yarım kalıyor.
İmamın sesi titriyor, gözleri doluyor, boğazı düğümleniyor.
Ve ezan… ağlayarak susuyor.

İşte bu görüntü, yüreğime kazındı.
O imam sadece ezan okuyamıyor değildi.
O imam; yıkılmış evleri, göçük altında kalan çocukları, gözyaşları içinde “anne” diye haykıran bebekleri okuyamıyordu.
O ezan; bir halkın susturulmuş sesi, yok sayılmış varlığı, insanlığın vicdanına yazılmış bir ağıttı.

Gazze’de şu an yaşanan, savaş değil.
Bir soykırım.
Bir toplu cezalandırma.
Bütün dünyanın gözleri önünde işlenen sistematik bir insanlık suçu.

Ve dünya…
Utanılacak kadar sessiz.

Modernleşmiş devletler, ileri demokrasi nutukları atan liderler, insan haklarını her cümlesinde diline dolayan kurumlar…
Hepsi birer taş gibi suskun.
Sanki vicdanlarını diplomatik çıkar dosyalarına sıkıştırmışlar.
Sanki o çocuklar insan değilmiş gibi.
Sanki bir halk yokmuş gibi.

Oysa Gazze’deki her ezan, her gözyaşı, her enkazın altından yükselen her çığlık bize bir şey söylüyor:
İnsanlık sadece ölü bedenlerle değil, susan dillerle de gömülüyor.

Ve biz?
Biz bu sessizliğe şahitlik ediyoruz.
Çaresizliğimizin, elimizden hiçbir şey gelmeyişimizin utancını taşıyoruz.
Ama bu utanç, bizi susturmamalı.
Çünkü ses olmak, bazen silah taşımaktan daha onurludur.

Bu yazı, yarım kalan bir ezanın arkasından yazıldı.
Bir imamın gözyaşına eşlik eden vicdan sahiplerine…
Ve hâlâ insan kalabilenlere…

Yazarın Diğer Yazıları