Ayla KAYMAZ

Sevgi Hak edilmelidir

Ayla KAYMAZ

“Akrabalar arasında zorunlu sevgi bağı vardır. Oysa sevgi önce hak edilmelidir.” diyor Fyodor Dostoyevski. Hatta sözlerine devam ediyor ama ben bir tık sert bulduğum için sözünü balla yarıda bırakıyorum sevgili Dostoyevski’nin. Buna benzer bir söyleme geçtiğimiz günlerde bir psikolog hanımefendinin paylaşımında rast gelmiş ve üzerine düşünüp hak vermiştim.
Haddini aşan hiç bir sözde bulunmak istemem bunun öncesinde sözüm meclisten dışarı diyerek başlamak istiyorum. Değiştiremeyeceğimizi düşündüğümüz insanlar, durumlar, olaylar olabilir. Böyle durumlarda ya sessiz bir kabulleniş ya da bangır bangır bir itiraz mekanizması geliştiriyoruz genelde. Oysa denge de, mesafe de hayat var. Nefes var. Hayatımıza birisini almak istediğimizde genelde bir süre gözlem yaparız, nasıl oturur nasıl konuşur benimle ortak bir noktası var mı bunlara bakarız. Bu ortak nokta yaşam biçimimiz olabileceği gibi içimizde tuttuğumuz bir acı da olabilir. Bizi bir diğer insana yaklaştıran daha pek çok sebep olabilir, uzaklaştırdığı gibi… Daha sonra bu insanla bir paylaşım yapabileceğimizi düşünürsek adımlar atarız. Ben bir adım sen bir adım ya da ben sana dün, bugün yürüdüm yarın da sen yürür müsün acabayı ölçeriz bir biçimde. Yani içsel olarak ölçüp, tarttığımız pek çok şey olabilir, olacaktır ki olsun da… Çünkü hayatımıza aldığımız insanlara karşı da sorumluluklarımız var. Çağırdığında gitmek, aradığında konuşmaktan ziyade kötü günle beraber iyi gün yoldaşlığı yapabilmek, sıradan bir anda gülümsetebilmek ve bunu tüm yakışık haliyle beraber samimi niyet ve samimiyetle yapmaktır mühim olan. Ama gelin görün ki akrabalık ilişkilerimizde bu hal böyle değildir. Kimse bize sormaz; “Bu kişi senin dayın olacak ya da bu hanım senin halan olacak senin için de uygun mu ?”diye. Karşı tarafa da sorulmadığı gibi ve biz aldığımız aile terbiyesince, edindiğimiz görgü çerçevesinde akrabalarımıza saygıda kusur etmeden iyi günde kötü günde hep bir ve beraber olmaya çalışırız. Tenzih ederek konuşuyorum ama hak etmeden edindiğimiz sıfatların öylesine hoyratlarıyız ki. Sırf birinin akrabasıyız diye her şeyi kendimize hak göremeyiz, ya da hiç çabalamadan gün geçtikçe artarak sevilmeyi umamayız. Karşılıklı her iki taraf içinde böyledir bu. Belki daha iyi belki daha kötü bu tamamen başka bir tartışma konusu ama eskisi gibi değiliz. Daha bilinçli daha bilgili ve daha netiz insanlar olarak. Birisi bize zarar verirse uzak dururduk şimdi bize zarar vermesine gerek yok bir katma değeri yoksa da çeker olduk kendimizi. Hani demem o ki insanlar daha gözü kara. Arkadaştan vazgeçerdin ama amcadan hayır, arkadaşını aramayabilirdin ama teyzeni asla, arkadaşınla küsebilirdin ama dayınla olmaz… Artık sadece sıfata sığınıp ama biz akrabayız, ben büyüğüm yapılacak, olacak kafasındaysak karşımızda ki de e sen falanca büyüğümsün ama şu zaman neredeydin, filanca zaman da benim için naptın derler adama. Diyorlar, desinler. Birde diğer bir tür var ki yakışıksız herşeyi yapıp ama ben ata’yımcılar onlara hiç girmiyorum bile.
İşin özü hayatta birinin teyzesi, ablası, yengesi, dayısı, yeğeni, kuzeni olmuşsak bunlar birer nimettir aslında. Çabalayacağız tabi ki, iyi günü daha da iyileştireceğiz, kötü günün ucundan bölüp kovuşturacağız. Biz akrabayız, arkadaş değil bunun bilincinde olacağız. Hoş sana senden yakın arkadaşların oluyor hayatta şanslıysan. Ama daha önce de dertleştiğimiz gibi bencil hep banacılar varsa karşımızda, bu kim olursa olsun inanın her kim olursa olsun, çok can yakıcı biliyorum ama anne babamız bile olabilir bir kol mesafesi atıvereceğiz araya ki anlaşılsın. Ben diyebiliyorum mesela benim dostluğum, evlatlığım, anneliğim, eşliğim, komşuluğum özeldir. Mükemmel demiyorum, diyemem asla ama çabalarım, çok gayret ederim, çabalıyorum diyebilirim yani ağız dolusu. Sen hak etmediğim bir muamele de bulunursan bana bunları yitiren sen olursun sığınma hiç bir sıfata. Bu sözler herkese olduğu kadar bana da. O yüzden diyebiliyorsanız benim ilişkilerim güzeldir, özverilidir, özeldir gerisini salıverin.
Akrabalık çok güzel bir kurum; bedavadan da bir sürü güzel insan hayatınızda oluyor. Dinimizdeki dengesi ise bir hayli hassas. Kıymetini ve değerini bilenlerden olalım.
Selametle

Yazarın Diğer Yazıları