Ayla KAYMAZ

Ya hayır konuş ya sus!

Ayla KAYMAZ

Hazreti Muaz’ı bilmem bilir misiniz?

Günlerden bir gün efendimizin yanına uğrayıp en efdal ibadetin ne olduğunu anlamaya çalışıyor ve yokluyor bir bir. Herhalde namaz ve oruçtur diye düşünürken dahası var diyor efendimiz. O halde hak yolunda savaşmaktır diye yorumlarken onu da düzeltiyor efendimiz. Ve nihayetinde hayır, güzel konuşmak olduğunu öğreniyor.

Bunu sadece biri hakkında gıybet etmemek gibi düşünmekten ziyade her an güzel üsluplu olabilmek adına bir çaba içinde olabilmeliyiz gibi geliyor. Havanın üç saniyede günlük güneşlikten fırtınaya döndüğünü görmedik mi hiç bu dil sayesinde! Sözcüklerin etkisi, tesiri ne denli kuvvetlidir. Hayatımızın akışına dahi müdahalesi olduğuna inanır haldeyim. 

Buraya nereden geldin diyecek olursanız, bir kaç gündür derinden yaşadığımız bir acı var ve günlerdir hastane ortamındayız. Yüzlerce kişiyle konuşuyor görüşüyoruz. Hani geçmiş olsun ziyaretine gelen insanların söyledikleri beni inanılmaz şaşırtmıyor değil. Orada insanlar acısını yaşarken, içleri yanarken ben niçin dinlemek zorunda olayım senin eltinin, kaynının da başına gelen benzer olayın sonucunun da müspet bir şekilde olduğunu. Ya da neden birisi bir acı yaşarken daha acı şeyler yaşayanlar üzerinden kendimize güzelleme yapalım.

Bence yürekten bir geçmiş olsun, samimi bir sarılma yeter de artar yanında destek olmak isteyen, kötü gün dostuna . Fazlasına hacet yok! 

O nedenle içi yaralı insana kapris yapılmaz, akıl verilmez, espri yapılmaz. Onun moralini yükselteceğim diye lakayt olunmaz.

Tatlı

söyleyebiliyorsan acıyı, inanmasan bile ümitvâr  olabiliyorsan ne âlâ. Diğer türlüsü ziyan. Hem sana hem ona !

Selametle…
 

Yazarın Diğer Yazıları