Dr. Salih Gürbüz

SOSYAL MEDYA KULLANIMINDA MİLLİ BİLİNÇ

Dr. Salih Gürbüz

ok, mızrak, kılıç, barut ve sosyal medya…

Sosyal medyanın aslında bir silah olarak tasarlanmadığını kim nereden bilebilir? Önce oyuncak olarak tasarlanıp, her milletten ve her yaştan bireye sevdirilen ve bağımlısı yapılan bu oyuncak, günümüzde silah haline dönüştü denilse çok mu ileri gidilmiş olur?

Günümüzde sosyal medyada (ile) yürütülen savaşlar önce ülkelerin imajlarına ve itibarlarına zarar vermekte ve nihai olarak ülkenin egemenliğini hedef almaktadır. Bu yazıda son günlerde amerika menşeli ülkemizi hedef alan ekonomik savaşın sosyal medya boyutu üzerine milli bir bilinçle sosyal medyanın nasıl kullanılabileceği genel hatlarıyla ifade edilmeye çalışılmıştır.

 

İnsanların diğer insanlar üzerinde bilerek ya da bilmeyerek çeşitli yöntemlerle olumlu izlenimler bırakarak olumlu imaj oluşturma çabaları şüphesiz günümüzün en önemli kaygıları arasındadır. Kişisel imajın önemli olduğu kadar, çok çeşitli değer kavramlarının ortak paydasında bir araya gelen bireylerin bir arada yaşadığı kurumlar olan ülkelerinde, tarihsel süreç içerisinde ekonomik, teknolojik ve toplumsal anlamda çok farklı unsurun birleşiminden meydana gelen ülke imajları vardır. Türkiye Cumhuriyetinin imajına yönelik yapılan çeşitli çalışmalar olmakla birlikte bu çalışmaların yeterli olmadığı ifade edilmelidir. Yapılan çalışmalarda ortaya konan bulgularda da çelişkili sonuçlarda yer almaktadır. Ancak bu çalışmalarda genel olarak Türkiye’nin imajının olumlu anlamda daha çok ivme kazanması gerektiği ve bunun da ekonomik ve siyasi alanlarda ortaya konacak güçlü, istikrarlı hamlelerle olacağı ifade edilmektedir. Özellikle yaşadığımız dolar kuru ile ilgili gelişmeler de bu sonucu destekler niteliktedir. Ülkemizin yıllar içerisinde giderek artan siyasi ve ekonomik alanlarda gösterdiği başarının, şüphesiz ki rakip ülkelerin kendi çıkarları ile çatışmaya girdiği durumlarda bir tehdit unsuru oluşturabileceği yaşadığımız birçok hadisede olduğu gibi son dolar kuru gelişmesinde de kendini göstermiştir. Bu göstergeler arasında sosyal medyada yürütülen operasyonlar oldukça önemli bir konum edinmiştir. Ülkelerin imajına ve itibarına yönelik atılan “sosyal medya kurşunları” ile asıl hedef alınan büyük görseldeki ülkenin egemenliğidir.   Her ülke kendi varlığının devamını sağlamak adına özellikle gelişen teknolojinin sağladığı fırsatları da kullanarak hem geleneksel hem de medyanın yeni versiyonu olan sosyal medya üzerinden rakipleri ile çeşitli mücadele yöntemleri ve araçları geliştirmiş ve geliştirmeye devam etmektedir. Özellikle ülkelerin sorun yaşadığı zamanlarda sosyal medya diğer rakip ülkeler adına önemli bir araç olarak görev üstelenmekte ve krizin olduğu ülkelerde ki insanların da işin içine dahil edilerek sürdürülen mücadelede bir yöntem olarak sosyal medyadan yararlanılmaktadır. Bu noktada sosyal medya ülkelerin profesyonel anlamda kullanmaları ve yönetmeleri gereken bir araç haline dönüşmüştür. Çünkü günümüzün savaşları önceleri geleneksel medya araçları ile yöntem değişikliğine giderken, sosyal medya araçlarının tüm ülkelerde ciddi kitleler tarafından kullanılıyor olmasıyla, maliyetsiz ve gönüllü asker teminini sağlaması bakımından sosyal medya savaşları ülkelerin tercih ettiği yeni yöntemler arasında yer almaya başlamıştır.

Son günlerin en önemli konusu Amerika menşeli ülkemize yönelik başlatılan ekonomik savaş. Bu savaşın en önemli mecraları arasında sosyal medya ortamları yer almaktadır. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan 15 Temmuz işgal girişimi, öncesinde şahit olunan Gezi Olayları gibi ülkemizin istikrar ve egemenliğine yönelik girişimlerde sosyal medya, sosyal medya sivilleri ve askerleri tarafından ciddi oranda kullanılmıştır. Ayrıca ülkemizin milli çıkarlarını ve ulusal güvenliğimizi korumak amacıyla başlatılan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonları sürecinde de sosyal medya yoğun olarak kullanılmıştır. Ulusal bağımsızlığımız ve milli mücadele ruhuyla, milletin birliği ve beraberliğine yönelik paylaşılan olumlu ve yapıcı içeriklerin yanı sıra, bu olaylar hakkında spekülatif ve manipülatif içeriklerin de oldukça çok paylaşıldığı kayıtlarda yer almıştır. En yakın örnekle, şanlı Türk ordusunun başarıyla tamamladığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları esnasında terör örgütlerinin doğrudan ya da dolaylı olmak üzere lehine paylaşım yapanların olduğu ve bu paylaşımlarda bulunanlar hakkında gerekli yasal takip ve yaptırımların uygulandığı bilinmektedir. Çok farklı zaman, mekan ve olaylarla ilgili çekilmiş video ve fotoğraflarla desteklenen paylaşımlarda Türk Ordusunun kurumsal imajı ve Türkiye Cumhuriyetinin ülke imajı ve itibarı hedef alınmıştır. Bu süreçte bu tür olumsuz paylaşımlara maruz kalan sosyal medyanın dikkatli kullanıcıları bu tür içeriklere itibar etmemiştir. Ancak sosyal medya okuryazarlığı anlamında daha az bilgi sahibi olan kullanıcıların bazıları bu tür haberlerle -geçici de olsa (içeriklerin yalan ve yanlış olduğu tespit edilip, yine duyarlı sosyal medya hesapları vasıtasıyla paylaşıldıktan sonra)- olumsuz algıların tuzağına düşmüştür. Aynı şekilde son bir haftadır hem ülkemizin hem de dünyanın en önemli gündemi haline gelen Amerika kaynaklı ekonomik savaşın yürütüldüğü alanların başında sosyal medya gelmektedir. Özellikle dolar kurunun ani yükselmesine yönelik yine çoğu Amerika menşeli olan birçok sosyal medya hesabı üzerinden Türkiye Cumhuriyetinin kurumsal imaj ve itibarına yönelik “suikast paylaşımlar”ın özellikle Twitter ortamında oluşturulan hashtagler[1] (#) ile kurulan bir iletişim ağı üzerinden yapıldığını ve yapılmaya devam ettiğine şahit oluyoruz. Bu anlamda Türkiye hakkında özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen her türlü olumsuz kampanyaya karşı, sorumluluk bilinciyle daha duyarlı paylaşımlar yapılması gerekmektedir. Özellikle yabancı dil bilen sosyal medya kullanıcılarının ülkemizin imajına zarar verecek paylaşımlar yapmaktan kaçınmaları hem vicdani, hem de vatandaşlık görevi olarak düşünülmelidir. Bunu yapabilmek için, ülke sınırlarında yaşayan tüm bireyler sosyal medyanın potansiyel kullanıcıları olarak kendi sosyal medya hesapları üzerinden paylaştıkları içerikleri bilişsel bir elekten geçirerek paylaşım yapmaları gerekmektedir. Türkiye’nin imajına olumsuz yansıyacak her türlü paylaşımdan uzak durmak için, sosyal medya kullanıcıları takip ettikleri hesapları ve paylaşımlarını dikkatli ve özenli bir şekilde incelemeli ve değerlendirmelidir. Hem günlük hem de sosyal medya iletişim davranışlarımızda doğru bilgiden taviz vermeyen paylaşımlar yapmamız gerekmektedir. Kendi bireysel imaj ve itibarımıza gösterdiğimiz özen ve dikkati aynı çatı altında yaşadığımız ülkemizin imajı ve itibarı içinde göstermeliyiz. Yanlış ve yalan paylaşım ağından beslenen ve etkilenen paylaşımların tuzaklarına düşüldüğünde,  hem sosyal medyada iletişim kurduğumuz bireylerin hem de o bireyler üzerinden hiç tanımadığımız dünyanın başka yerlerinde yaşayan insanların algılarına yönelik ülkemiz hakkında yanlış izlenimler oluşturabileceğimizi asla unutmamalıyız. Sosyal medya kullanıcıları olarak medyanın uzuvlarına dönüştüğümüz günümüzde, üretilen ve paylaşılan her bir içerik önce kendi denetimimizden geçmelidir. Ağızdan çıkanı kulağın duyması sözü bu anlamda doğru bir yönü işaret etmektedir. Sosyal medya paylaşımlarımızı anlık hezeyan ve heyecanın tutsağı olmaktan kurtarmak gerekiyor. Özellikle ülke olarak yaşadığımız hassas zamanlarda ve durumlarda vatandaşlık bilincinin sosyal medya paylaşımlarında da ciddi şekilde devam ettirilmesi ve korunması ile ülkemizin imaj ve itibarına yönelik olumsuz girişimlerinde karşısında bir duruş ve mücadele olacaktır. Bu duruşumuz ulusal egemenliğimizi korumak adına önemlidir. Bu anlamda geliştireceğimiz davranış biçimleri bizleri sosyal medyanın bilinçli vatandaşları olarak ülkemizin çıkarlarının yanında konumlanan milli bilinçli birer destekçi ya da amacı belli olan ve menşei Türkiye’nin egemenliğini hedef alan sosyal medya ordularının farkında olmadan gönüllü askerleri arasında yer alıp almayacağımızı belirleyecektir.

[1] Hashtag (#) : Belirli bir konu belirlemek için oluşturulan etiket ya da konu başlığıdır.

Dr. Salih GÜRBÜZ

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yazarın Diğer Yazıları