Daha önce defaatle söylediğim gibi şâirler kelimelerle güler, kelimelerle ağlar. Ağlar da, yüreği karalar bağlar; sonra sözleri şelâle misâli çağlar da çağlar... Bu işin en nâif tarafı; şâirin kelâm sarraflığıdır.
Şâir "Söz Sultanı"dır... İşin bir de kelâm hünkârlığı tarafı var ki, sormayın gitsin. Kuşandımı söz pusatını, kılıçtan keskindir her kelime ve der ki; lîme lîme ederim o vefâsız, hercâi yâr geçse elime... Bu noktada çok dikkatli olmak icap eder, kızdırmamak gerekir şâiri. Sevgili naz edeyim, biraz cilve yapayım, âşığım koşsun peşimden, "Bir Tutam Hüzün"den ne çıkar derse, vay hâline... Şâir bunca nazdan bıkar ve kılıçtan keskin kalemini alır eline; kelimeleri kurşun gibi sıkar.
Biz de öyle yaptık efendim. Kastetmesek de sevdâ büstüne, saydırdık kurşun kurşun üstüne...
Keder tarlasında huzur mu biter
Çatılır kaşlarım gülüşüm yiter
Kâbuslar sırtımdan boşluğa iter
Deme ki ektiğim, bir tutam hüzün
Dilerim Allah'tan gülmesin yüzün
Kör olsun gözlerin Güneş göreme
Çot olsun ayağın gelme yöreme
Yaptığın ihânet uymaz töreme
Deme ki ektiğim, bir tutam hüzün
Yanarken ciğerin kan tutsun gözün
Sürgün oldum zindanlara sokuldum
Acımadın ilmek ilmek söküldüm
Örselendim yaprak yaprak döküldüm
Deme ki ektiğim, bir tutam hüzün
Kara kışa dönsün sararan güzün
Başına dert olsun büyük imtihan
Yıllar şöyle dursun her gün beni an
Yaktığın ateşte alev alev yan
Deme ki ektiğim, bir tutam hüzün
Dertlere dûçar ol harlansın közün
Engel olup hep önünde dursunlar
Gittiğin yollara tuzak kursunlar
Açama ağzını kilit vursunlar
Deme ki ektiğim, bir tutam hüzün
Lal olsun o dilin kesilsin sözün
16 Ocak 2025 / Saat: 08.17 / Mersin