İsmail Detseli

Su Gibi Aziz Zamanlar Kovanağzı!

İsmail Detseli

Geçtiğimiz günlerde akşama yakın bir saatte sevilen, duayen gazeteci Mustafa Güden telefonla arayıp, “Ağabey, evde misin, müsait misin?” diye sordu. Son zamanlarda hem soğuktan hem de yaşım ilerlediğinden pek bir yere gittiğim yoktu. “Sen gelirsin de müsait olmaz mıyım, buyur gel” dedim. Meğer pek yakındaymış, ben avluya inip cümle kapısını açmadan geldi.

Mustafa ile uzun zamandır arkadaşlığın yanında, ailece de çok yakın bir bağımız var. Bir araya gelince sohbetimiz çok tatlı olur; yine öyle oldu. Mustafa, Kovanağzı’ndan taşınıp gittikten sonra bahçe ortamını özlemiş olmalıydı ki ikindi güneşinde bahçede oturmayı tercih etti. Sohbetin konusu tükenmese de bahar güneşi adeta eriyip tesirini kaybediyordu. Elini çantasına atıp, altın değerinde bir kitap çıkardı ve itina ile imzalayıp uzattı. Benim gibi bir kitap aşığı için en iyi hediye kitaptı.

Mustafa’dan gelecek kitabı tahmin edebiliyordum ama sürpriz de yapabilirdi. Evvela, kitabın ismine baktım; evet, beklediğim gibi “Su Gibi Aziz Zamanlar KOVANAĞZI” gelmişti. Mustafa’nın yakın zamanlarda çıkan kitabını bildiğim halde, “Neden başka bir kitap da olabilir” diye düşündüğüme gelince; zihinde ve masasında pek çok kitap konusu olduğunu bildiğimden, azimli, çalışkan, kalemi güçlü, gündemi kalabalık kardeşim bir başka kitap getirerek sürpriz yapabilirdi.

İnsanların yaşadığı şehri ve uzun zaman ikamet ettiği mahalleyi; sokağıyla caddesiyle, çileli ve zevkli yaşamıyla, yüzlerce köylerden gelerek aynı muhite yerleşip kaynaşarak kardeş gibi olmuş, adeta bir aile gibi hayat süren insanların hallerini, oluşturdukları ortak kültürü bire bir yazıya döküp kitap haline getirmek önemli bir hizmettir. Mustafa’da bakkalıyla dolmuşu ve otobüsüyle, bisikletiyle, yazın tozla, kışın çamurla, karla kaplı Kovanağzı’nda yıllar boyu yaşanmışlıkları kaleme alarak bir dönemi kayda geçmiş.

Büyük bir araziye serpilmiş olan Kovanağzı bizim köyümüzün yol üzerinde olduğundan bilirim. Bağlık, bahçelik yerlerde taş ve kerpiçten yapılmış seyrek evler vardı. Ayrıca büyük bir alanda hububat ve sair tarım yapılırdı. Bahçeli evlerin bazılarında, köydeki yaşamın devamını görmek mümkündü. Büyük çardaklar yapıp sığır, koyun ve tavuk besleyenler de vardı. Sonra ufak arsalı evler çoğalmaya başlasa da, buralarda da bir inek, bir at bağlayacak yahut birkaç koyun, üç beş tavuk besleyecek kadar ahır ve kümes eksik olmazdı.

Büyük araziye serpilmiş dedim de, öylece bırakmayayım…    Kovanağzı Azerbaycan ve  Hatıp  Caddelerinin  solundadır.  Tavukçular  meviinden  sonra  Meram  çayından gelen Selbasan’a kadar uzanan, Güneydoğuya doğru Antalya çevre yolu dayanır.

Güneyi    Harmancık,    doğusu    Hasanköy,    batısı    eskiden    Selver    olan    Osmangazi Mahallesi, kuzey batısı İki Çay Arası ve Toprak Sarnıç Mahallesi iken şimdi Ateşbaz Veli’dir. Diğer yönünde Uzunharmanlar ve Aymanas var. Hülasa coğrafi bakımdan devasa mahalledir Kovanağzı.

Niye mi bu kadar geniş tasvir ettim?

Velüt Yazar Mustafa kardeşim buralardaki yaşamları hep yansıtmış kitabına. Hatta bir Mühür Sülaleler kısmında benden bile bahsetmiş. Çünkü bu kardeşiniz 1956-57’li yıllarda merkeplerle şehre gelip giderken Kovanağzı yolunu çok kullanmıştım ve buralar hakkında anlatılan pek çok şey halen hafızamda kayıtlıdır. Gönlüne sağlık Mustafa.

Güden, yazıları seri halde gazetede neşrederken ilgiyle takip edip severek okumuştum ve anlattığı hayata dair güzelliklerin mutlak kitap olmasını gönlümden geçirmiştim. Zira her yazıda zikredilen isimlerin çoğunu tanıyordum. Orada arkadaşlarım ve akrabalarım var.

İyi de elli yıldan daha fazla bir zamanda yaşanmış hayatı, hatıraları, komşuluk ilişkilerini, gelenek ve görenekleri; beyiyle, hanımıyla, oğlu ve kızıyla kim derleyip yazıya dökebilirdi? İşte bunu, geniş bir hafızaya sahip olan kardeşim Mustafa Güden başarırdı. Kovanağzı’nda ikamet etmiş, zamanla başka şehirlere taşınmış veya gelin gitmiş, iş kurmuş olanları Mustafa kitaba adeta âşık ediyor. Hatta dünyasını değiştirmiş mahalle sakinlerinin evlatlarını ve akrabalarını, ata-ana isimlerini hatırlatarak sevindirip yarım asır gerilere götürüyor kitabında. Beni de geçmiş iyi hatırlayan bir kardeşiniz olarak bilirsiniz fakat benim şerit artık geri sarmaya başladı. İşte Mustafa kardeşim mahallesinde komşuları isim isim hatırlayıp hatıraları yazıya dökmesi takdire şayandır. Elli yıllık yaşanmışlıkları otuz yedi başlık altında 280 sayfalık bir kitap haline getirerek güzel bir eser üretmiş.

Kitapta bir konudan diğerine geçerken ben bile yazılanların çoğunu yaşamış olduğum halde, okuduktan sonra hayli düşünceye dalarak bazen hüzünlendim bazen de, çehremi bir tebessüm sardı; zevk aldım.

Sanırım Mustafa’da Kovanağzı mahallesi hakkında yazacak daha çok konu var. Hatırladığım kadarıyla, gazetede okuduğum bazı yazılar Su Gibi Aziz Zamanlar’da yer almıyor. Bu da Kovanağzı’na dair ikinci bir kitabın yolda olduğunu gösteriyor. Ben böyle bir beklenti içindeyim. Allah’ım sağlıklı, başarılı çalışma ile üretimini devam ettirsin, inşallah.

Mustafa’nın gazetedeki yazılarını, merak ve iştahla bekleyip her hafta okurdum ama onu uğurladıktan sonra kitabın elli sayfasını bir solukta okuyuverdim. Demek ki kitabın akıcılığı başka oluyor. Ne iyi yaptın Mustafa’m da, Su Gibi Aziz Zamanları okurlarla buluşturdun. Uzun süre başucumda tutup bir daha, bir daha doyasıya okuyacağım. Sen de ataların duası ile “SU GİBİ AZİZ OL” kardeşim.

Yazarın Diğer Yazıları