Latife ÖGE AKIN

Muhtaç etme Allah'ım

Latife ÖGE AKIN

Rabbim sen kimseye muhtaç etme derler...

Öyle genel bir dua ki, öyle büyük bir dua ki ve öyle haklı bir dua ki, insan için muhtaçlıktan daha kötüsü var mıdır bilmiyorum.

Neye muhtaç olduğunun bir önemi yok... Nesneler, sıfatlar, bedenen, kalben, ruhen, her daim bir şeylerin açlığı mutlak surette var ve olacak...  Çünkü insanoğlunun varoluş süreci zaten başlı başına ihtiyaçlar, beklentiler, talepler, mecburiyetler üzerine kurulu.

İnsan, insan ile yaşamak zorunda olduğu için zaten bu denklemde muhtaç olmak kaçınılmaz...

Kaldı ki;

Bu alemde bir ağaç olsan suya muhtaçsın, dağ olsan yakışığın tepende kardan bir takke, üzerinde bir koca ağaç... 
Gökyüzü olsan neye yarar güneşin, ayın, yıldızların olmadıktan sonra...

Varoluş zaten bu kadar muhtaçlık üzerine kurulu iken bir de olmadık şeylerin muhtaçlığı ile yorma gönlümüzü Ya Rabb...

Sana ayan olan muhtaçlığımızı gafil insan eliyle verme...

Asıl muhtaçlığın sana olduğunu  bilmeyen, karşılayacağı ihtiyaç için sadece bir vesile olduğunun farkında olmayanlar eliyle karşılama aczimizi...

Açlığı bilmeyenin tenceresinden doyurma...

Susuzluğu bilmeyenin bakracından kandırma...

Sevgisizliği bilmeyenin kalbiyle yorma...

Merhameti bilmeyene aman dedirtme...

Ters köşeye gittiğim zaman, muhtaçlığına sığınıp, her türlü sömürüyü kendine vird edinmiş haysiyetsizlerden de eyleme...

Sızlana sızlana sabrımızı sınayanlarla sınama...

Arsızlığı en büyük cürmü olanlarla,

mahareti pişkinlik olanlarla,

yüzünü kat kat yamalanmış derisinden göremediğimiz, ruhunu şeytanla beş paraya takas etmişlerle yüz göz etme...

Haddimiz olmadığı halde, bir hadisi şeriften yüz bulup sığındığımız "ben göklere ve yerlere sığmam, fakat mü'min kulumun kalbine sığarım" diye iletildiği için içinde olduğunu bildiğimiz (hakkıyla mü'min olduğumuz bile şüpheli) kalbimizi soysuza mundar ettirme...

Bizi en iyi bildiği yaramızdan vuracak muhannetin sofrasına oturtma...

Yarenlik ettiğimizin ihanetiyle vurma...

Muhtaçlık illa kötü niyetin hasatı olmaz ya, yanında olmayanın da muhtacısındır...

Özlediğinin muhtacısındır...

O zaman şu parantez de yerinde olur diye düşünüyorum;

Sevdiklerimizin varlığına muhtaç eyleme... Evladı anne babanın varlığına, anne babayı evladının kokusuna muhtaç eyleme... 
Yokluğuyla sınama demenin öznesi yüklemi aynı olan hali...

Dirimizi ekmeğe, aşa, merhamete, sevgiye, dört duvar bir dama, yaren yoldaşa, muhabbete, aşka...

Ölümüzü bir küçük bez parçasına, bir karış toprağa, bir avuç duaya muhtaç eyleme...

Rabbim sen bizi kendinden başka kimseye muhtaç eyleme...

Ehli de, olmayanı da uzak olsun...

Yazarın Diğer Yazıları