Mehmet Bina

Allah Korkusu Ve Örnekler!

Mehmet Bina

Rabbimiz bizlere kendisinden korkmayı emretmektedir. Zira îman hayatı Allah korkusuyla başlar.

Allah korkusu taşımayan bir mü’min, hem dünyasını hem de âhiretini perişan eder.

Canab-ı Allah (cc) Kur'an'ı Kerim'de "Rabbinin huzûrunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.” (er-Rahmân, 46) buyuruyor.

Peygamberimiz (sav) de; 

“Hayrın başı Allah sevgisi; hikmetin başı da Allah korkusudur.” buyurmuştur.(Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, hadis no: 4361)

Bir kimse Canab-ı  Allah'ı ne kadar çok severse, Allâh korkusu da o nisbette artar. Nitekim Peygamberimiz (sav):

“Ben Allâh’ı en iyi bileniniz ve O’ndan en çok korkanınızım.” buyurmuştur. (Buhârî, Edeb, 72; Müslim, Fedâil, 127)

* Hazret-i Ömer (ra); devesi ile bir çadırın yanından geçerken, çadırda okunan azap âyetlerini duymuş, heyecan ve korku ile devesinden hızlıca ve titreyerek yere inmiştir.

* Allah'dan korkan mü’minler, Allâh’ın kendilerinden, kendilerinin de Allah’tan râzı olduğu kimselerdir.

Peygamberimiz (sav) "Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allâh korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanaklarına değecek kadar akan hiçbir mü’min yoktur ki, Allâh onu (ebedî) ateşe harâm etmesin!” buyuruyor. (İbn-i Mâce, Zühd,)

* Hz. Ebubekir (ra); Ashab-ı ikramın en faziletlisi olmasına rağmen, Allah korkusundan dolayı “Keşke kesilen bir ağaç olsaydım.” Bazen: “Ne olaydı hayvanların yiyeceği bir ot olsaydım.” 

Bazen de: “Bir müminin bedenindeki kıl olsaydım” derdi.

Bir gün bir bahçeye uğradı, orada yatmakta olan bir hayvanı görünce içini çekerek şöyle dedi: “Sen ne kadar rahatsın; yiyorsun, içiyorsun, ağaçların gölgesinde dolaşıyorsun. Ahirette de hesaba çekilmeyeceksin. Ne olaydı, Ebu Bekir’de senin gibi olsaydı" dedi

* Ensardan bir sahabe teheccüd namazı kıldıktan sonra oturup hüngür hüngür ağlamış ve: “Cehennemin ateşinden Allah’a sığınırım” diye dua etmişti. Peygamberimiz o sahabeye: “Sen bu gün melekleri bile ağlattın” buyurmuştu.

*Yine Cennetle müjdelenen Hz.Osman (r.a.)

Bir kabrin başında dursa sakalı yaşarana kadar ağlar ve:

"Şayet hangisine girmekle emrolunacağımı bilmeksizin cennet ile cehennem arasında bulunsam hangisine gideceğimi bilmeden önce kul olmayı tercih ederdim." derdi.

* Hasan-ı Basrî'den şöyle rivayet edilir:

“Allah'tan (c.c.) sadece mü'min korkar, O'ndan ancak münafık güvende olur.”

*Bir gün Peygamberimiz (sav) sahâbîlerine şöyle bir kıssa anlattı:

Vaktiyle çok zengin bir adam vardı. Öleceğini anlayınca çocuklarını başına topladı.

“Yavrularım!” dedi. “Söyleyin bakalım, ben size karşı nasıl bir babaydım?”

“Sen babaların en iyisiydin” dedi çocukları.

“Öyleyse size bir vasiyetim var” diye sözüne devam etti adam. “Ya bu vasiyetimi tutarsınız veya sizi mirasımdan mahrum ederim.”

Çocukları:

“Vasiyetini elbette yerine getiririz” dediler.

Adam şunları söyledi:

“Ben hayatımda hiç iyilik yapmadım.

Eğer Allah beni hesaba çekecek olursa, en ağır cezayı bana vereceğini biliyorum.

İşte bu sebeple öldüğüm zaman cesedimi yakınız.

Sonra benden geriye kalan parçaları iyice ezip kül haline getiriniz.

Rüzgârlı bir günde külümü savurunuz. Belki o zaman Allah’ın azabından kurtulabilirim”

Çocukları ona, dediklerini aynen yapacaklarına söz verdiler ve sözlerini tuttular.

Allah Teâlâ yeryüzüne:

“O adama ait senin üzerinde ne varsa hepsini bir araya getir” diye emretti.

Yeryüzü bu emri derhal yerine getirdi.

Allah Teâlâ da o adama yeniden can verdi ve:

“Söyle bakalım, neden böyle davrandın?” diye sordu. Adam:

“Senin azabından korktuğum için öyle yaptım, yâ Rabbi” dedi.

Cenâb-ı Hak da onu azabından korktuğu için bağışladı. 

(Buhârî, Enbiyâ 54, Tevhîd 35; Müslim, Tevbe 27-28)

Rabbim kendisinden hakiki bir şekilde korkanlardan eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları