Mehmet Bina

Allah Yolunda İlk Kılıç Sallayan Sahabe, Zübeyr Bin Avvam (Ra)

Mehmet Bina

Zübeyr bin Avvam (r.a.) Peygamber Efendimiz'in halası Hz. Safiyye'nin (r.anha) oğludur. 
Cennet ile müjdelenen 10 sahabiden birisidir.
Zübeyr bin Avvam (r.a.) Peygamberimiz (sav)' in kayını olur yani Hz. Hatice’nin kardeşi Avvâm b. Huveylid, annesi Resûl-i Ekrem’in halası Hz. Safiyye'dir.
-Hz. Zübeyr küçük yaşta yetim kaldığından annesi tarafından yetiştirildi. Hz. Safiy­ye, oğlunun terbiyesinde çok titiz davranıyordu. Onu hayata hazırlamak için bazen dövdüğü de olurdu! Bunu görenlerin, “Çocuğun kalbini çok kırıyor­sun, onu helak edeceksin!” demelerine karşı Hz. Safiyye şu cevabı veriyordu:
“Benim Zübeyr’i dövmem, onu sevmediğimden değildir. Ben onu akıllanma­sı, adam olması ve ilerde orduları bozguna uğratarak ganimetle dönecek bir kahraman olması için terbiye ediyorum.”
-Peygamberimiz (sav) in: "Her Peygamberin havarisi yani samimi dostu vardır. Benim havarim de Zübeyr'dir." buyurduğu Hazret Zübeyr İbnü'l-Avvam (r.a.) bu iman erlerindendir.
Genç yaşta (15 yaşlarında iken) Hz. Ebubekir (r.a.) vasıtasıyla Müslüman oldu, 4. veya 7. müslüman olduğu rivayet edilir.
Kureyş müşriklerinin işkencelerine maruz kalıyor. Ama imanından hiç bir zaman taviz vermiyor.
-Bir gün müşrik olan amcası, onu islamdan döndüremeyince bir hasıra sardı ve tavana astı, alttan ateş yakarak dumanıyla ona işkence etti, ancak Zübeyr bin Avvam inancından vazgeçmedi
Amcası, "Muhammed'in Rabbini inkar et, kurtarayım!..." diyor. 
Hz. Zübeyr bin Avvam (r.a.) ise: "Hayır Vallahi asla küfre dönemem!" diyerek karşı koyuyor.
-Yine İslam'ın ilk günlerinde Resulullah'ın (s.a.v.) öldürüldüğüne dair bir haber yayılıyor Mekke'de.
Zübeyr (r.a.) yaşının küçüklüğüne bakmadan hemen kılıcını kuşanıp bu haberi araştırmak üzere Mekke sokaklarına çıkıyor. Öyle niyet içinde ki, eğer bu haber doğru çıkarsa kılıcını bütün Kureyş'in boynundan geçirecek. Bu niyetle dolaşmaya başlıyor. 
Zübeyr bin Avvam Mekke'nin üst sokaklarında gezinirken Resulullah (s.a.v.) ile karşılaşıyor. Allah Resulü (s.a.v.) ona ne olup bittiğini soruyor. Zübeyr de duyduğu haberi aktarıyor. Bunun için kılıcını kuşandığını, haberi araştırmaya çıktığını söyleyince, Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz:
"Kendisinin devamlı hayırda olması ve kılıcının galib gelmesi için" dua ediyor
-Hazreti Zübeyr'in (r.a.) de kıyamete kadar Allah yolunda kılıç sallayanlardan ecir alacağını Cibrili Emin Resul-i Ekrem'e (s.a.v.) gelerek haber veriyor. Şöyle ki:
"Allah sana selam ediyor ve buyuruyor ki, Zübeyr'e benden selam söyle ve ona müjde ver.
"Kıyamete kadar Allah yolunda ne kadar kılıç sallayan mücahit varsa, onların ecirlerinden bir şey eksiltmeden hepsinin sevabı kadar Zübeyr'e de verilmiştir. Çünkü O, Allah yolunda kılıcını sallayanların ilkidir." 
Hz. Ebubekir'in kızı Esma validemizle evlendi.
Zübeyr bin Avvam (ra), önce Habeşistan'a daha sonra Medine ye hicret etti.
-Peygamber efendimiz, Bedir muharebesinde Hazret-i Zübeyr bin Avvâm’ı, sağ kanada kumandan tayin etti ve buyurdular ki:
- Meleklerin alâmetleri ve nişanları vardır. Siz de kendinize birer alâmet ve nişan yapınız!
Savaş şiddetli geçiyordu
Bunun üzerine Zübeyr bin Avvâm hazretleri, başına sarı bir sarık sardı. Her iki taraf, bütün güçleriyle saldırıya geçti.
Zübeyr bin Avvâm anlatır:
"Bedir günü, ben, müşriklerden Ubeyde bin Sa’îd’le karşılaştım. O baştan ayağa kadar zırha bürünmüş, gözlerinden başka bir yeri görünmüyor ve at üzerinde bulunuyordu. Çocukluktan beri büyük karınlı olduğu için, kendisine, Ebû Zâtil Kirş (Karın Babası) denirdi. O, "Ben Ebû Zâtil Kirş’im! Ben Ebû Zâtil Kirş’im!" diye meydan okuyordu.
Elimdeki mızrağımı hemen onun gözüne sapladım. Ubeyde yıkılıp öldü. Ayağımı yanağına bastım, olanca kuvvetimle mızrağımı çekip çıkardım. Fakat mızrağımın iki tarafı eğilmişti."
-Meleklerin de katıldığı Bedir savaşı çok şiddetli geçiyordu. Peygamber efendimiz, durmadan Allahü teâlâdan yardım diliyor ve O’na yalvarıyordu.
Hazret-i Zübeyr’in Bedir harbi esnasında gösterdiği kahramanlık çok büyüktü. Vücudunda yaralanmadık bir yer kalmamıştı. Üç büyük kılıç darbesi almıştı. Bunlardan biri boynunda idi. Bedir muharebesi Müslümanların gâlibiyetiyle netîcelendi. Bu savaşta, 14 Eshâb-ı kirâm şehit oldu. 70 müşrik öldürüldü.
Bütün muharebelerde Peygamberimizin yanında yer aldı, ona gelebilecek tehlikelere göğ­sünü gerdi, kendisini feda etti. 
Bu hususta Hz. Zübeyr şöyle der:
“Resûlullah ile beraber katıldığım savaşlarda yara almayan hiçbir yerim yoktur.”
Hattâ bu yaralanmaların edep yerine kadar vardığı da kaydedilmektedir.
-Bedir Savaşı’nda birebir karşısına çıkan müşrikleri bir darbede yere serdi, harbin en şiddetli anlarında müşrikleri perişan etti. Fakat kendisi de ağır şekilde yaralandı. 
Oğlu Ur ve babasının aldığı yaranın derinliğini anlatırken, “Parmağım içine girebiliyordu!” der.
-Zübeyr bin Avvam (ra), Bedir savaşından sonra da peygamberimiz (sav) ile bütün savaşlarda bulunmuştur.
-Suriye ve Mısır topraklarının İslam beldesi hâline gelmesinde Hz. Zübeyr (ra) gibi mümtaz sahabilerin büyük payı büyüktür. 
-Bütün servetine ve zenginliğine rağmen, o, son derece sâde yaşardı. Sâde giyinir, sâde yemek yer ve zînet eşyasına iltifat etmezdi. 
Ancak, silâhına hassasiyet gösterirdi. Bu itibârla kılıcının kabzasını gümüşten yaptırmıştı.
-Zübeyr bin Avvam (ra), İnancı uğruna bütün varlığını feda edecek derecede fedakâr, azimli, kararlarında hakkı takip eden, mert bir zattı. Geçimini ticaretle sağlayan Hz. Zübeyr zengin sahabilerdendi. Bununla birlikte, son derece cömert ve eli açık, kerem sahibiydi. Birçok fakir Müslüman’ın geçimini üzerine almıştı.
-Sahabiler en kıymetli şeylerini Hz. Zübeyr’e emanet ederlerdi. Bu vasfından dolayı Hz. Ömer onu “dinin bir rüknü” ifadesiyle methediyordu.
-Hz. Zübeyr bin Avvam, Hz. Ali'nin halifeliği zamanında arkasına Amr bin Cürmüz” adında bir adam düştü. Yanına yaklaştı. Bir-iki soru sormak istedi. Adam silahlıydı. 
Hz. Zübeyr bir ara namaza durdu. Bunu fırsat bilen Amr bin Cürmüz, Hz. Zübeyr tam secdeye va­rınca kılıcını çıkardı. Büyük sahabiyi Vâdissibâ‘ denilen yerde şehit etti.
Hz. Zübeyr’in atını, kılıcını ve yüzüğünü alarak Hz. Ali’nin yanına gitti. Hz. Ali durumu öğrenince:
“Safiyye’nin oğlunu öldürene cehennemi müjdele!” de­di.
Hicret’in 36. senesinde şehit olan Hz. Zübeyr, 64 veya 67 yaşında bulunuyordu. Cenaze namazını Hz. Ali kıldırdı.
Zübeyr bin Avvam Hazretleri, ahiretteki mükâfatını daha dünyadayken öğ­renmişti. Sevgili Peygamberimiz, “Talha ile Zübeyr, cennette benim komşularımdır.” müjdesiyle onu bahtiyarlar safına katmıştı.

Yazarın Diğer Yazıları