Mehmet Bina

Cennet Hayatı

Mehmet Bina

Cennet hayatında insanlar bütün sıkıntılardan ve insana sıkıntı verecek hasletlerden arındılacaktır. Cennet nimetleri sonsuz olduğundan ve cennette bir sonraki anımız bir öncekinden daha güzel geçeceğinden, orada bir sıkıntı ve ülfet olmayacaktır.
-Salih Müslümanlar cennette akıllarına gelen, hoşlarına giden her şeyi isteyebilecek, istemeleriyle birlikte Allah'ın izniyle bunlara anında sahip olacaklardır. Gerek kendileri, gerekse çevreleri istedikleri şekil ve surette olacak, her istediklerini yapıp, en zevk alacakları nimetler içinde yaşayacaklardır. 
Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da:
"Allah Teala Hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır." buyurdular. Bunun üzerine diğer biri de:
"Cennette deve var mı?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi. Şöyle buyurdular:
"Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır." (Tirmizi, Kütüb-i Sitte, XIV/431)
Hadiste bildirilen "canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey" bizim dünyadaki ufkumuzla, hayal gücümüzle sınırlı değildir.
-Bu konuyla ilgili yeri Kerimede Canabı Allah şöyle buyuruyor :
"... Orada nefislerinizin arzuladığı her şey sizindir ve istediğiniz her şey de sizindir." (Fussilet, 41/31)
"... Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar. " (Enbiya, 21/102)
Hadis-i Şerif de peygamberimiz sav bu durumı şöyle bir örnekle aktarılmıştır:
"Cennette senin canın kuş isteyecek. Hemen kızartılmış olarak önüne getirilip konacaktır." (Büyük Hadis Külliyatı, V, 414/10123)
Bir rivâyette Peygamberimiz (asm)'in şöyle bir hadisi haber verilir:
"... kuşun etinden yemek o kimsenin hatırına gelir ve bunun üzerine hemen çeşitli et yemekleri halinde onun önüne varır. Cennet ehli ondan istediği kadar yer. Doyduğu zaman, kuşun kemikleri toplanır. Sonra uçar, dilediği gibi cennette otlamaya başlar." (Tezkire-i Kurtubi, I/58)
Peygamberimiz (asm)'in çöl halkından olan bir adamla konuşurken, sorularına şöyle cevap verdiği rivâyet olunur:
"Bir adam (cennette) ziraat yapmak için Rabbinden izin isteyecek. Rabbi ona diyecek ki: 'Sen arzuladığın hâl üzerine değil misin?' O da şöyle diyecek: 'Evet. Fakat ben ziraati seviyorum.' diyecek. Ona izin verilecek, hemen tohum ekecek bir anda ekin verecek, büyüyecek, harmanı yapılıp, dağlar gibi mahsul yığılacak..." [(Buhari), Büyük Hadis Külliyatı, V/413/10119)
En önemli hallerden birisi de cennetliklerin yaşlarıdır. Bu konuda gelen hadise göre cennetlikler, cennete otuz üç yaşlarında gireceklerdir.
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
 يَدْخُلُ أَهْلُ الْـجَنَّةِ الْـجَنَّةَ جُرْداً مُرْداً مُكَحَّلِينَ أَبْنَاءَ ثَلاثٍ وَثَلاثِينَ سَنَةً.[ رواه والترمذي وحسنه الألباني في تخريج المشكاة "Cennetlikler, vücudunda hiçbir kıl olmayan, bıyığı çıkmamış, sakalı bitmemiş ve yaratılıştan gözleri sürmeli, otuz üç yaşlarında kimseler olarak cennete gireceklerdir." (Tirmizî; hadis no: 2545.)
-İbn-i Kayyim [ ra] bu yaş hakkında şöyle demiştir:
"Şüphesiz bu yaşta (otuz üç yaşta), görünen pek çok hikmetler vardır.Çünkü bu yaş, lezzetleri en iyi şekilde tatma yaşıdır.Zira bu yaş, güç ve kuvvetin en kâmil olduğu yaştır." (Hâdi'l-Ervâh; s: 111).
*Cennete girebilmemiz için salih amel lazım ve Allah için göz yaşı dökmeniz lazım.
Büyük velîlerden Mansûr bin Ammâr, şahit olduğu ibretlik bir hadiseyi naklediyor.
Bir gece sabah oldu zannıyla dışarı çıktım. Ancak henüz sabah olmadığını gördüm. Bir evin önünden geçerken içeride birisinin dertli dertli ağlayarak şu duâyı yaptığını işittim:
“‒İlâhî, çok günah işledim. Kendime yazık ettim. Maksadım Sana muhâlefet etmek değildi. Ben nefsime yenik düştüm. Hem gördüm ki, ne kusur işlesem Sen (bu dünyada cezâ vermeyip) bir şey yapmıyorsun, Sen’in Settâr (kusurları örten) sıfatına aldandım. İşlediğim günahları câhilliğimden işledim. Hatâ ettiğimi şimdi anladım. Bana azâb edersen hâlim nice olur?! 
Vah bana ki ömrüm uzadıkça günahlarım çoğalıyor! 
Yâ Rabbi! Kullarına Sırât’ı geçmelerini emrettiğin gün, kimisi Cehennemʼe düşecek, kimisi Cennetʼe gidecek. Acabâ bu miskin kulun hangi gruptan olacak?!”
-Bu esnâda Cehennemʼden bahseden bir âyet işitildi. İçeride münâcâtta bulunan genç, bir kez “Âh!” etti ve iniltisi kesildi.
“‒Acabâ ne oldu ki sesi kesildi?” diye merak ettim. Evin yerini iyice tespit ettikten sonra evime döndüm. Sabah gittiğimde o kapının önünde bir cenâze vardı. Ne olduğunu sorunca, annesi bana şunları anlattı:
“–Bu ölen, oğlumdur. Peygamber Efendimiz’in soyundandır. Gece olunca namazgâhında sabaha kadar ağlardı. Gündüz kazandıklarını fakirlere infâk ederdi. Cehennem âyetlerinden birini işitince dayanamadı, ağlaya ağlaya düştü ve rûhunu Hakk’a teslîm eyledi.”
Ben de kendisine:
“–Ey hanım, oğlun -inşâallah- Cennetʼe girer. Çünkü Allah korkusundan ağlayan, Cehennemʼe girmez. Canını bu hâlde teslîm eden bir müʼmin, hiç Cehennemʼe girer mi? Allâh’a şükret!” dedim.
(Tezkiretüʼl-Evliyâ) 
-Cennetin tuğlaları gümüş ve altın harcı da kokulu misktendir
Yine Sehl İbnu Sa’d (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü! dedim, insanlar neden yaratıldı?”
“Sudan!” buyurdular.
“Ya cennet? dedim, o neden inşa edildi?”
“Gümüş tuğladan ve altın tuğladan! Harcı da kokulu misk. Cennetin çakılları inci ve yakuttan, toprağı da za’ferandır. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz.”
“Allah Teala hazretleri cennetin duvarını bir (sıra) altından, bir (sıra) gümüşten tuğla ile inşa etmiştir.” (Kütüb-i Sitte)
Cennette yetmiş kapısı olan inciden saraylar bulunur
“Cennette, mü’min için, içi boş tek bir inciden bir çadır vardır. -Bir rivâyette- genişliği altmış mildir. Her köşesinde bir refikası bulunur, hiçbiri diğerini görmez, mü’min bunların herbirini dolaşır.” (Buhârî, Müslim, Tirmizî).
-Rabbim Cemalini ve Cennetini göre göre son nefesi vermeyi cümlemize nasip etsin.

Yazarın Diğer Yazıları