Mükremin Kızılca

Aygır Dibi Şelalesi!

Mükremin Kızılca

Bozkır Konya'nın bir ilçesi olarak hafızamızda devamlı sevgi ve saygıyla yer eden bir beldemizdir.

Aslen Ermenekli olarak: Hadim,  Bozkır, Ermenek üçlüsü taşlık Taşeli yöresinin İsauria adıyla anılan tarihi bir bölgesidir.

Bozkıra ilk gidişim zorunlu bir gidiş olmuştu. 2007 yılıydı, Sarıoğlan’a vardığımızda arabanın mazotu bitmek üzereydi. Bu sıralar şehirlerarası pazarlama yapıyor kamyonumuzla Aladağ tarafına gidiyorduk.

Sarıoğlan'daki petrollerde mazot bulamayınca en yakın Bozkır’da bulabileceğimi söylediler. Yanımda hanım da vardı yaklaşık 35 kilometre Bozkıra inerek yakıtımızı alıp dönmüştük.

Hanıma, gelmişken dedik şu çayın boyunda bir çay içelim diye bir kamelyaya oturduk. Bozkırı tam ortadan yarıp geçen bir dere vardı, herkes bunun kenarında yüce dağların arasında çay keyfi yapıyordu.

O günden beri Bozkır hiç aklımızdan çıkmadı, geniş geniş ne zaman gidebiliriz? Diye düşünüp durduk.

Son öğretmen atamalarında küçük oğlumun Bozkır Meslek Lisesini seçerek buraya atanması amacımızı gerçekleştirmişti.

25 Ocak 2025 Pazar günü beraberce üç gözlü Taşköprü’nün yanındaki Ulucami’yi hem Şehit Ömer Halisdemir Yürüyüş Yolunu gezdik.

Sosyal medyada paylaştığım ve paylaşacağım, nehirden, Ulucami’den, şelaleden nice filmler ve resimler çektik.

Pazar günü öğleden sonra çocuklarla beraber Aygır Dibi şelalesine gitmeye karar verdik. Burası Bozkıra 20 kilometre Güneydoğu’da dev Toros dağlarının eteklerinde yer alan bir nehrin çıkış yeriydi.

Önce Çağlayan sonra Dere ardından Sorgun en sonunda da Karacahisar köylerini, etrafı seyrede seyrede geçip şelaleye geldik.

Köylerin folklorik ve etnografik yapıları her bakımdan araştırmaya ve görmeye değer vaziyettedir.

Saydığım köylerin dördü de son derece büyük köylerdir sanırım bunlardan bazıları belediyelikti son yasa çıkana kadar.

Dönüşümüzde Dereköy çıkışında bir su dolabının kayanın dibine eğri büğrü terk edilmiş olması bizi tarihi anılara götürdü.

Bir Ermenekli olarak, belki bu su dolabının veya suyu normal nehir yatağından biraz yükseğe bahçelere atmaya yarayan mekanizmanın ne olduğunu sosyal medyada sorunca iyice öğrenmiş oldum.

Uluçay nehrinin çıkış yeri olan zirvenin başı hafif karla kaplıydı başka yerlerde kar görme imkânı da yoktu zaten.

Nehirlerin ilk çıkış yerini görmek herkese nasip olmaz, şahsen Göksu’nun çıkış yeri olan Ermenek Aşağı Çağlar kapızını defalarca görmüşümdür. Ama bu, Uluçayın çıkış yerini görmek bugüne nasipmiş.

Tam kışın ortası olmasına rağmen ve çevrede fazla çamlık yaprak dökmeyen ağaç olmamasına rağmen oldukça iyi bir manzaraya sahipti.

Yeni damat ve gelinler şelalenin önüne kadar gelip tarihi resimler çektiriyorlardı.

Hafta sonu olması münasebetiyle ilgili belediyenin koymuş olduğu kamelyalara aileler yerleşmiş piknik yapıyorlardı.

Uluçay suyunun Bozkırdan sonra Beyşehir’den gelen Çarşamba kanalıyla birleşerek Apa Barajı’na kadar 100 kilometrelik bir yolculuğa çıktığı biliniyor.

Ancak bu suyun en güzel görülesi anları ve yerleri Bozkır ilçemizin tam ortasından süzüle süzüle, sakin sakin, çağıl çağıl akarak kayaların arasından uzayıp gitmesidir.

İnşallah Bozkır’da daha çok göreceğimiz yer var diyoruz ve ilk göreceğimiz yerin de Zengibar kalesi olduğunu öğreniyoruz.

Ermenek coğrafyasını adım adım gezmiş birisi olarak Ermenek’le Bozkırı kısaca şöyle kıyaslayabilirim.

Çıplak ve yüksek Sarp Kaya zincirleri bakımından Ermenek daha yoğun haldedir.

Bozkır coğrafi sarplık ve dağların kanyonların birbirine daha yanaşık olması bakımından öndedir.

Sayın Adnan Bozkıri ve Ahmet Özkan beylerin verdikleri bilgiler ile bölgeyi tanıyoruz:  

“Buranın zirvesi esas daha yukarda Dereköye ait olan Sarıot yaylasıdır. Bedia Akartürk Hanımın türkülerinde şöyle geçer:

Sarıot yaylasını yaylayamadım
Divane gönlümü eğleyemedim 
Çayırını çimenini boylayamadım

Orada bir göl var, suğla gölü Sarıot gölü de derler. Üç beş arıktan beslenir baharda çok su olur, ortasında, girdap şeklinde birkaç tane düden var. Oradan su yavaş yavaş batıyor ve işte bu gördüğünüz Aygır dibinden fışkırıp çıkıyor.

Biz bunu söyleyince DSİ yetkilileri inanmadılar 16 sene önce yukardaki göle bir kaç kilo zararsız boya döktüler aşağıdan üç dört gün boyalı su çıktı ve bize inandılar.

Suyun adı Bozkır’ın alt tarafında Çarşambayla birleşene kadar Uluçay’dır. Aygır dibi ise Uluçay’ın çıktığı bölgenin adıdır. Uluçay’ın aktığı yamacın adı Aygır ve tepesine de Aygır Gediği denir. Bu su Aygır Dibinden çıkmadan önce Sarıot suğlasından batar. Sarıot suğlası Dereköy yaylasındadır.

Bu Şelale yapay bir şelale olup yamaçtan akan su önüne duvar yaparak şelale hâline getirildi. Suyun asıl çıktığı kaynağı iki olmakla birlikte birinci kaynak içme suyu kanalına alındığı için şu anda hiç akmıyor. İkinci kaynak da değirmen öreni dedikleri bölgedir ki, bu suyun da bir kısmı kaynağından alınarak içme suyuna dâhil edilmiştir. 

Yazarın Diğer Yazıları