Mükremin Kızılca

İslam Yaratılış dinidir!

Mükremin Kızılca

Bundan 50 sene önce Müslüman bir davetçinin işi çok daha kolaydı.

Gerek Müslüman olanlara gerek Müslüman olmayanlara İslamı anlatmak ve İslamiyet’in ikna edici delilleri ile onları ikna ederek doğruya getirmek çok daha kolaydı.

Ama 2025 yılı itibarıyla son 30 yılda teknolojinin bilişimin ve internetin yaygın bir biçimde kullanıma açılmasıyla tebliğ işi daha da zorlaştı. Sosyal medya ve diğer medya organları herkes tarafından rahatlıkla kullanılıp her şeyi yazmaları eleştirmeleri mümkün olduğundan burada İslamiyet’in yanlış tanıtımı oldukça yaygın hale geldi. Bu nedenle sen İslamiyet’i doğru anlatmaya başladığında karşına “bu böyle dedi, şu şöyle dedi, şurada şöyle yazıyor, burada böyle yazıyor” gibi binlerce itiraz çıkabiliyor.

Bu bilim ve teknoloji çağında sosyal medyanın en yaygın olduğu ortamlarda İslamiyet’in yanlış anlatılması ve anlaşılması hat safhaya ulaşmıştır. Artık Müslüman gençler arasında bile İslamiyet’in terörist çıkardığı fundamentalist kaynağı olduğu öldürmenin çok kolay olduğu kadının 2. plana itildiği, gibi tamamen yüzde on bin yanlış algılar zihinlere kazınıyor.

Şu anda Müslüman olmayan birisine doğru İslam'ı nasıl anlatacağız? sorusu çok önemli cevaplar istiyor.

Zamanımızda ilim ve teknoloji çağında Müslüman olmayan birisinin veya Müslüman birisinin İslam aleyhine yanlış bir bilgi duyduğunda hemen inandığı ve onu sahiplendiği görülüyor.

Oysa Hucurat suresinin 6. ayetinde Cenab-ı Hak bu konuya temkinliden de ziyade kesinlikle araştırmadan karar verilmemesi gerektiğini şu şekilde bildiriyor:

“Ey inananlar, kötü huylara sahip birisi size bir haber getirirse onu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa karşı haksızlık edersiniz ve daha sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.”

Ayetten de anlaşıldığı gibi bir yanlışa düşmemek için gerek Müslüman olsun gerek Müslüman olmasın kendisine ulaştırılan haber kesinlikle doğrulandıktan sonra bir karara varılmalıdır.

İslamiyet'in kendisine ulaşması imkânsız çok tenha yerlerde yaşayan dünyadan kopuk adalarda yaşayan bir insana İslamiyet nasıl ulaşacak?

Allah cc fussilet suresinin 53. ayetinde şöyle buyuruyor:

“Kur’an’ın gerçek olduğu kendileri için apaçık belli oluncaya kadar onlara çevrelerinde ve kendilerinde bulunan kanıtlarımızı hep göstereceğiz. Rabbinin her şeye tanıklık etmesi (onlar için) yeterli değil midir?”

Allahu Teâlâ hazretleri bu ayeti ile Müslümanların tebliğde ulaşamadığı kişileri ya da tenha yerlerde yaşayan insanlara mucizelerini yakında göstereceğini ve onları hakkı gördüreceğini ifade etmektedir.

Buna göre öyle bir zaman gelecek ki Cenab-ı Hak İslam risaletini ve tebliğini bizzat üstlenecek ve son mesajı olan İslamiyet’i ölmeden önce nerede yaşarsa yaşasın ister Müslüman bir aileden olsun ister Müslüman olmayan bir aileden olsun doğan insanlara tebliğ edecektir.

1950'li yıllara kadar göçebe olarak yaşayan Avustralya'daki iki kabile araştırmacıların dikkatini çekiyor. Aborjin de denilen bu Avustralyalı kabilelere uğrayan araştırmacılar onların tek Allah'a inandıklarını ve ona ibadet ettiklerini O Allah'ın doğmayan doğurmayan ve kimseye muhtaç olmayan bir Allah olduğunu bilerek tapındıklarına şahit oluyorlar.

Burada bu kabilelerin inançları ve ibadetleri tamamen İslam’dır ama sadece adı İslam değildir çünkü onların kendilerine herhangi bir tebliğ ulaşmamıştır.

Burada yüce Peygamberimizin “Her yeni doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar” hadis-i şerifi öne çıkmaktadır. Buhari 4775 numaralı Ebu Hüryre ra nakli olan bu hadisin tamamı şöyledir:

“Her yeni doğan çocuk fıtrat üzerine doğar, ancak anası babası Yahudi ise Yahudi, Hristiyan’sa Hristiyan Mecusi ise Mecusi kültürü ile donatırlar. Siz hiç 4 ayaklı bir memeli hayvanın doğurduğu yavrusunun eksik olarak doğduğunu gördünüz mü? o tamamen bütün uzuvlarıyla tam olarak doğar.”

Peygamberimiz (sav) bu hadis-i şerifi söyledikten sonra daha iyi anlamamız için bu ayeti ilave ediyor:

“Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum 30)

Evrende tek hak din İslam olduğuna göre gerek Müslümanlardan İslam'a bağlanma yolunda gerek Müslüman olmayanlardan İslam'ı tanıyarak girmesi bağlamındaki cümlelerde “İslam'a döndü” demek en doğru tabir olacaktır. 
Çünkü İslam peygamber efendimizin de dediği gibi fıtri yapısında var olan bir dindir.

Bu durumu şöyle bir örnekle canlandırabiliriz:

3 tane çocuğumuz var ama bunlar henüz hiçbir şey ile tanışmamış üç beş yaş yaşında çocuktur, birisi Hristiyan, birisi Hindu, birisi de Yahudi aileden doğmuştur. Bu 3 çocuğu hiçbir tesir altında kalmayacakları bir yere bıraktığımızı düşünelim. Bunlar büyüdükçe hayat tarzları geliştikçe İslam'dan başka bir şeyin onlarda sezilmeyeceği fark edilir. Ama bu 3 çocuktan birisi harici bir etki altında kaldığı anda doğrudan sapmaya başlar ve Allah'tan başkasına ibadet etmeye ya da yanlış düşüncelere tamamen dış etkiler tarafından sevk edilir. Bu ilmen de tespit edilmiş bir gerçektir. 

Yazarın Diğer Yazıları