Mükremin Kızılca

O bir anne!

Mükremin Kızılca

Hiç evdekilerden önce yattığı görülmedi onlardan sonra kalktığı da…

Ev halkı yataklarına gömülürken O mutfağı toparlar bulaşıkları yıkar yerlerine yerleştirir ortalığı sabah için siler süpürür hazırlardı.

Yatmadan önce okula gidecek çocukların önlüklerini yakalarını kitaplarını defterlerini kontrol eder ara yerdeki sehpanın üzerine koyardı.

En son olarak bütün odaları gezer açık lamba olup olmadığını kontrol ederdi. Dış kapının içeriden 2 defa kilitli olup olmadığına bakardı.

Sabah namazından önce daima ayaktaydı. Namaza kocasını ve mükellef çocuklarını hep o kaldırırdı. 

Erken saatlerde mutfaktan takırtılar şakırtılar gelmeye başlardı. Masaya konan çatal bıçak kaşık sesleri çay bardağı sesleri yatanlara çalar saatin zili yerine geçerdi.

Okula gidecek çocuklar masaya birer birer oturur onlara zorla da olsa bir şeyler yedirir içirir servisin önüne çıkarırdı.

Çocuklara her sabah servis beklerken yavrum dikkat edin kimseyle kavga etmeyin öğretmeninizi sayın çocuklarla dövüşmeyin itişip kakışmayın güzelce oynayın karşıdan karşıya geçerken sağa sola iyi bakın diye tembihlerdi.

Sonra eve döner tekrar mutfağa dalar erinin kahvaltısını, beraber yapacakları kahvaltıyı hazırlamaya başlardı.

O çocukların da kocasının da ne yiyip ne yemeyeceğini neyi sevip neyi sevmediklerini neyi seçip neyi seçmediklerini çok iyi bilirdi. Kahvaltı sofrası hep ona göre düzenlenirdi. 

Evden uğurladığı kocasına ve çocuklara mutlaka akşama ne yemeği pişireyim diye sorardı. Sonra evin işlerine dalardı evin işi mi? evde ne işi olur ki? 

Yat saatinden sonra tasarruf modu olduğu için yıkanan çamaşırları çamaşır makinesinden çıkaracak uygun olanları balkona olmayanları içeriye serecektir. Onları bir bir çamaşır mandalları ile itina ile serecek sonra toplayacak ve leğenden bir bir yerlerine yerleştirecektir. Ütülenmesi gereken gömlekler pantolonlar ceketler önlükler yakalar titizlikle ütülenecek ve ait oldukları yere konacaktır.

Evlerinin önündeki bir evlek yerde her şeyi yetiştirirdi. Bir köşesine minnacık bir sera yapmıştı seranın içinde her türlü yeşillik bulunurdu. Kalan yerlerde her türlü sebze azar azar yer alırdı. Onu gündüzleyin arayan bu minik bahçede bulurdu elindeki küçük iskelit ile evleklerin arasında olur hem onları sular hem çapalar hem de akşamleyin yenecek olanları toplardı.

İkindiden önce yemek tencerelerinin altı yakılacak ve ağır ağır akşam toplanacak ev halkına hazırlanacaktır. 

Bunlar buzdağının görünen kısımlarıdır gerçekte o bir iş makinesidir işi hiç bitmez. 

Tek amacı ev halkını güldürmek onların sevgiyle bir bakışlarını görmektir.

O bir Anadolu kadınıdır.

Yazarın Diğer Yazıları