Mükremin Kızılca

Vahşi Doğa bu Olmalı?

Mükremin Kızılca

Köyün kenar bölümünde yaptığı mütevazı bağ evine neden serçelerin gelmediğini hep sorup duruyordu kendi kendine. 

Bu, her evin çelenlerini, pardılarını cıvıl cıvıl süsleyen ev serçeleri henüz oraya dadanmamıştı.
Aradan 3-5 yıl geçtikten sonra yaklaşık birkaç serçe yavaş yavaş evin etrafında görünmeye başlamıştı. 

Aslında bu yapılan evin olduğu yerde baştan karalar hiç eksik olmazdı.

Grup grup gezen baştankaralar kendilerine uygun bir yuva yerlerini araştırıyorlardı kendileri çapında. 

İlk sene mütevazı evlerinin misafiri bir ev serçesi yani çelen serçesi ailesi oldu. Çelenlerinin kenarındaki teneke oluğun kiremitle kesiştiği noktaya bir yuva kondurdular. 

Karatavuklar ise evin etrafındaki uçuşlarını devamlı sürdürüyorlar ancak kendilerine bir yuva yapacak yer bulamıyorlardı. Neticede bir karatavuk ailesi de ilk yıl üzüm asmasına, 2. yıl sakız ağacına yuvasını yaparak onlara komşu oldu.  

Karabaşın yani baştankaraların en uygun yuva yaptıkları yer testiler ve çömleklerdir. Bunları bulamadıklarında ağaç kovuklarına yuva kurarlar. Evin hanımı ön taraftaki deli dutun tepesine bir testiyi sıkı sıkıya bağladı ve onlara yuva için hazır hale getirmişti güzden. O sene baştankaralardan bir aile de onlara en yakın olan deli dutun dalındaki testiye yuvasını yapmış sık sık girip çıkıyordu.

Hıdırellez ile beraber yumurtlamalarını tamamlamışlar artık kuluçkaya yatmıştı komşular. 
Haziran ayının girmesine birkaç gün kala yavrular yumurtalarını çatlatmışlar, kızıl gagalarını sonuna kadar açarak ana babalarının getireceği çekirge ve böcekleri bekler olmuşlardı. Bu durumu geriden izleyen vahşi bir ala gabış (ala karga) onları daima sinsi bir takibe almış durumdaydı, yavruların büyümesini bekliyordu. Baştankara ailesi, çelen serçeleri daha küçüktüler, karatavuklar gibi ala gabışla çatışmaya giremiyorlardı.  

Tüylerini düzen baştankaranın yavruları her sese kulak kabartarak testinin ağzına yaklaşıyor ana babalarının çekirge getirmesini gözlüyorlardı. Ala gabış ise onların bu zaafını kullanarak testinin başına geliyor ana baba yok iken küçük sesler çıkararak yavruların testinin ağzına yaklaşmasını bekliyorlar yaklaştığı anda da kaptığı gibi vahşice öldürerek güya kendi yavrularına yem yapıyorlardı.  

Bir gün bir anda ortalık karıştı; bütün serçe aileleri canhıraş bir biçimde bir şeyden paniklemiş havasında ötüşüyorlardı. İşte aynı kuşlar ailesinin farklı familyasından olan ala gabış kendinden daha küçük olan bir serçenin yuvasındaki yetişmiş yavrularını bir hile ile bir bir alıp kaçıyor kendisine ve yavrularına yem yapıyordu.

Bahar ayı gelip Hıdırellez ve 6. ay dolaylarında burada 4 tane aile iç içe yaşıyor olurdu. 
Özellikle karabaşlar baştankaralar aileden hiç çekinmeden evin hemen önüne kondurulan testilere yuvalarını yapıyorlar 8 - 10 adet yavrularını rahatlıkla büyütüyorlardı. Ancak ala gabış denen vahşi kuş da aynı vahşeti her yıl gösteriyor gözlerinin önünde testinin üstüne konarak yavruları bir bir alıp kaçıyordu.

Buna dayanamayan ev sahibi bir gün tek kırma tüfeğini eline alarak nöbet tutmaya başladı. 
Testinin üzerine konup baştankara yavrularını yuvadan çıkarıp almaya çalışırken ala gabışı öldürdü. Aradan fazla zaman geçmeden ikinci ala gabış da testinin üzerine konmuş yavrunun ağzına yaklaşması için hileli sesler çıkarmaya başlamıştı. Çiftesini bir kez daha ateşleyen ev sahibi ikinci ala gabışı da öldürmüş ve kedilerine yem yapmıştı.

Ev sahibi çelenlerine yuva yapan Serçelere dadanan yılanları da daha önce tüfeğiyle vurup yere düşürerek onları düşmanlarından kurtardığı çok defa vaki olmuştu.

Yazarın Diğer Yazıları