Ramazan Sayar

Akşemseddin Hazretleri!

Ramazan Sayar

Hacı Bayram-ı Veli ehli hal bir kişiydi.
Akşemsettin Efendi de onun talebesiydi.      

Vefatı yaklaşınca Hacı Bayram-ı Veli'nin.
Buyurdu: (Cenazemi yıkasınlar Akşemsettin.              

Ve yine o kıldırsın cenaze namazı mı?
Ona iletirseniz benim bu niyazı mı.)

O bunları söyleyip az sonra etti vefat.
O vakit Akşemsettin orada yoktu fakat.    

Kimse de bilmiyordu nerede olduğunu.          
Lakin bulmak lazımdı neredeyse derhal O'nu.        

Zira açık olarak yapılmıştı vasiyet. 
Herkes bir şey diyordu karıştı hal vaziyet.            

Üzüntü son hadde gelmiş iken herkesin.           
Birden işitildi ki geliyor Akşemsettin.        

Ne yapacaklarını şaşırmış iken cümle halk.          
Bu haber üzerine sevince oldular gark.        

Karşıladılar hemen koşarak kendisini. 
Ardından bildirdiler bu vasiyet emrini.

Ve kendi elleriyle defnedip kabre O’nu.
Sordu kime ne kadar borcu bulunduğunu.

Doksan bin akçe idi borçları mürşidin. 
Onu da almış idi kullara hizmet için.

Aldı kendi üstüne otuz bin akçesini. 
Yakınları aldılar kalan bakiyesini.

Akşemsettin efendi o otuz bin akçenin.
Yirmi dokuz binini ödedi hemen peşin.      

Bin akçe kaldı Yalnız o gün onu verince.              
Onu da alacaklı istiyordu hemence.

Bir kaç gün müsaade istedi o kimseden.           
Lakin izin vermedi istedi yine hemen.

Hatta sert lisanla sıkıştırınca gayet.
Üzülüp o kimseyi içeri etti davet.

Hanesinin önünde vardı küçük bir bahçe.          
Buyurdu şu bahçeye girde topla bin akçe.                

O kimse girdiğinde o bahçeden içeri. 
Gördü hayret içinde binlerce akçeleri.

Zira her bir ağacın ve her ot ve nebatın.
Yaprağı üzerinde duruyordu bir altın.

Başladı toplamaya onları yerlerinden.
Aldıkça başka altın konulurdu yeniden.

Utandı mahcup oldu. Vazgeçti bin akçeden.        
Şaşkın bir vaziyette çıkıverdi bahçeden.

Gelip dedi efendim çok özür diliyorum. 
Kalan alacağımı artık istemiyorum.
Abdüllatif UYAN

Yazarın Diğer Yazıları