Ramazan Sayar

Dertli Dolap

Ramazan Sayar

Yunus Emre dolabın iniltilerinden çok etkilenerek yanına gider ve ona neden bu kadar ağlayıp inlediğini sorar.
Ağaç da şöyle cevap verir : 
" Ben yemyeşil ve suyu bol olan yayladaydım. Benim gölgemde güzeller eğlenmekte, dallarımda bülbüller ve kumrular şarkı söylemekteydi.
Endamım ise çok güzeldi. bu hal bana gurur verdi. hiç bir ağacın benimle güzellikte kıyaslanamayacağını düşündüm.
Bu halim Gayretullah'a dokundu. O anda karşıma bir adam çıktı. Bana aşağıdan yukarıya doğru şöyle bir baktı.
Ve aradığı ağacı nihayet bulduğunu düşünerek baltasını eline aldı."
Adam ağacı kesti. Dallarını budadı. Kuruması için güneşe bıraktı. Bir müddet sonra biçerek tahtalar haline getirdi. 
Sonra devreye marangozlar girdi. Sonra bu tahtalardan dolap yaptılar. 
Sonunda dolap haline gelen ağaç, artık rahat yüzü görmedi.
İşte Yunus Emre bu olaydan hareketle dolabın yapıldığı ağacın hikayesi ile ilahi aşk arasında bağlantı kurarak onu şiirine konu edinir. Anlatmak istediği ise : İnsanın ıstırap çekerek olgunlaşacağıdır.

Şimdi Yunus Emre'mizin dörtlüklerini dinleyelim...

Dertli Dolap  

Benim adım derli dolap.
Suyum akar yalap yalap.
Böyle emreylemiş çalap.
Derdim vardır inilerim.

Ben bir dağın ağacıyım.
Ne tatlıyam ne acıyım.
Ben Mevla'ya duacıyım.
Derdim vardır inilerim.

Dolap niçin inilersin?
Derdim vardır inilerim.
Ben Mevla'ya aşık oldum.
Anın İçin inilerim.

Beni bir dağda buldular.
Kolum kanadım kırdılar.
Dolaba layık gördüler.
Derdim vardır inilerim.

Dülgerler her yanım yondu.
Her azam yerine kondu.
Bu imkan Hakk'tan geldi.
Derdim vardır inilerim.

Suyum alçaktan çekerim.
Dönüp yükseğe dökerim.
Görün beni neler çekerim.
Derdim vardır inilerim.

Yunus bunda gelen gülmez.
Kişi muradına ermez.
Bu fanide kimse kalmaz.
Derdim vardır inilerim.

Yazarın Diğer Yazıları