Ahmet Turan

Çalışan Gazeteciler

Ahmet Turan

‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’müzü kutladık.

Günümüzü kutlamak için geleneksel hale getirdiği ‘Gazetecilerle Buluşma’ organizasyonunu bu yılda düzenleyen başta Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay olmak üzere gerek telefonla arayarak, gerekse mesaj göndererek günümüzü kutlama nezaketinde bulunan okurlarımıza, dostlarımıza, sonsuz teşekkür ederim.

 İyi ki varsınız.

Çalışan gazeteci; olayı kulaktan duyma, ya da asparagas şekilde değil, yakından görerek haberleştirdikten sonra kamuoyu ile paylaşır.

Görmediği, araştırmasını yapmadığı bir konuyu paylaştığı zaman hukuk karşısında onun hesabını verir.

Yazılı her bir haber veya yorum hukuk karşısında geçerli bir belgedir.

Onun için kar- kış, yağmur- çamur demeden çalışan gazeteci çok kıymetlidir.

En değerli eşyası basın çantası içerisindeki fotoğraf makinası, kamerası, not defteri ile ses kayıt cihazıdır. Şimdi isterse bu aparatların tüm işlevini uygun model telefonla yapabiliyor.

Ağırlığı biraz hafifledi.

Ama sorumluluğu aynen devam.

Çalışan gazetecilere, asayiş haberlerinde Emniyet Müdürlüğü basın bürosunun, yerel yönetimler çalışmalarında da belediye basın bürolarının haber paylaşımında çok katkısı var.

Ticaret Odası, Ticaret Borsası ile Sanayi Odası basın bürolarını da unutmamak gerekir.

Bizim meslekte asıl sorun yeni, yeni başlıyor.

Sosyal Medya

Sorumlu olanlara, sorumluluk duygusu taşıyanlara diyeceğimiz yok.

Ancak bu medyanın başı ve sonu da yok.

Ne yaptığını, ne yapacağını bilen de yok

Paylaşıyor.

Ardından binlerce paylaşılıyor.

Doğru mu, yanlış mı soran yok.

Tam manası ile dezenformasyon makinası gibi.

Yani bir bilgi, yanlış veya doğruluğu araştırılmadan kasıtlı olarak yayılıyor.

Muhatabına verdiği zarar ise hiç dikkate alınmıyor.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Taner Taşkıran’dan bu konuda görüş aldım.

Taşkıran, “Dezenformasyon yalanın hilenin aldatmanın sistematik olarak işlenmiş halidir. Dezenformasyonda kasıtlı çarpıtma vardır. Sinsidir, insan aklının kör noktalarını kullanır. İnsan iradesini belli bir amaca dönük, işgal etme, yönetme, yönlendirme amacı ve saikiyle hareket eder. Dezenformasyon başka bir ifadeyle sistematik yalandır. Bilgi terörizmidir. İnsan hakkı ihlalidir” diyerek konunun vehametine dikkat çekti

Dezenformasyonun insanların en temel hakkı olan doğru bilgiye ulaşmasının önündeki en büyük engel olduğunu herkes bilmeli.

Aslında her kişinin doğru bilgiye, doğru habere erişme hakkı vardır. Ama, dezenformasyon bu hakka açıkça yapılmış bir saldırıdır.

Taşkıran, “Dezenformasyonla mücadele etmek bir milli güvenlik meselesidir” derken, şu bilgiyi de paylaşıyor.

“Vatandaşlarımızın doğru bilgiye erişme hakkı, bilgi terörizmine kurban edilemez. Bilgi terörizmi klasik terörizm faaliyetlerinden daha tehlikelidir. Sinsidir, yayılma gücü ve hızı daha yüksektir. Etkisi ve sonuçları itibari ile ağır tahribatlara sebebiyet verir. Artık bombalar savaş meydanlarında değil bilgi terörizmi ve dezenformasyon faaliyetleriyle insan zihnin derinliklerinde patlatılıyor

Sıradan masum insanlar zombileştirilerek terörize edilebiliyor. Hiçbir silah bilginin geçişkenliği, derine nüfus etmesi kadar etkili ve güçlü değildir.

Vatanımızı, milletimizin çelikleşmiş bağımsız iradesini, milli birlik beraberliğimizi, bilgi terörizmi ve dezenformasyona karşı her daim korumak zorundayız.”

Çalışan bir gazeteci olarak benim de sizden şöyle bir ricam var. “Oturduğu yerden yapılan paylaşımlara çok dikkat edin.”

Yazarın Diğer Yazıları