Ahmet Turan

Ekonomist Değilim

Ahmet Turan

Ekonomist değilim.

Sadece yıllardır yaptığım gazetecilik mesleğinin verdiği sorumluluk içerisinde ekonomi ile ilgili bilgileri almaya ve sizlerle paylaşmaya çalıştım.

Gördüğümüz tek şey ekonomide kalıp bir sistemin olmaması, aşırı oynaklığa ortam hazırlıyor.

Akaryakıt ve ürünlerine 10 kuruş zam gelse piyasaya 50 kuruş artışı sağlayabiliyor.

Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasının önünde hiçbir engel yok.

Döviz ve altın karşısında kendi paramızı korumaya çalışan yıl sonunda ekonomik kayba uğruyor.

Adam altın ve döviz alarak parasına para kazandırıyor

Ürüten de, tüketen de şikayetçi.

Aracı iyi kazanıyor

İthalatçılar kazanıyor

Hatta tamirci bile iyi kazanıyor

Bu sistem dar ve sabit gelirliyi eziyor

Bu sistemi yıkmak isteyenler de eziliyor.

Niye böyleyiz diye kendi çapımda bir araştırma yaptım.

1838 yılında İngiltere ile yapılan Balta Limanı antlaşması yine dikkatimi çekti.

Taaa o yıllardan, günümüz ekonomisine bile darbe için temel atmışlar.

İç piyasayı koruyan Yedi-vahid yani tekel sistemi kaldırılmış

İç ticarete İngilizlerin de katılabilecek olması öngörülmüş

İngiliz vatandaşları Osmanlı ürünlerini ihraç etme hakkına sahip olmuş

Britanyalılarla olan transit ticaretten alınan resmi vergi kaldırılmış

İngiliz gemileriyle gelen İngiliz ürünleri bir defaya mahsus gümrük vergisi ödeyebilme hakkına sahip olmuş

Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde ticaret yapan İngilizler, Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyecek imkana kavuşmuşlar

Büyük Britanya gemileriyle gelen Britanya malları için bir defa gümrük ödendikten sonra, mallar alıcı tarafından nereye götürülürse götürülsün bir daha gümrük ödenmeyecek maddesini de eklemişler.

Bu sayede ne mi olmuş

Kapitülasyon sistemi bu antlaşmalar sayesinde sağlamlaşmış

Osmanlı, diğer devletlere borçlanmış

Osmanlı sanayisi büyük bir darbe görmüş

Osmanlı Devleti’nin mali çöküntüsü hızlanmış

Osmanlı ekonomisi olumsuz yönde etkilenmiş

Osmanlı devletinde satılan kaliteli ve ucuz Avrupa malları Osmanlı üretiminin azalmasına sebep olmuş

İşsizlik artmış. Küçük iş yerleri kapatılmış

Esnaf dayanışma kuruluşu olan Loncalar bu gelişmeler nedeni ile eski önemini yitirip kaybetmiş

Osmanlının siyasi ve iktisadi yapısı başka bir boyuta taşınmış

İhracattan alınan vergi artmış, ithalatta gümrük indirimi olmuş. İçerisi yabancı malla dolmuş

“Rusumatı dahiliye” denilen iç gümrük kalkmıştır.

Yerli tüccarlar iç gümrük öderken yabancılar bundan kurtulmuş. Osmanlı devletinin bozuk olan ekonomisi daha da çöküş yaşamış. Britanya vatandaşları Osmanlı Devleti sınırları içinde ticaret yaparken Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyecek duruma gelmişti. Örneğin Selanik'ten İstanbul'a mal gönderen Müslüman yerli tüccar devlete transit gümrük vergisi ödediği halde Britanyalı tüccar bu vergiden muaf olmuş ve Müslüman tüccarların bir başka Osmanlı şehrine mal göndermesine, ticaret yapmasına yüksek vergilerden dolayı fiilen imkân kalmamıştı.

1838-1841 yıllarında buna benzer antlaşmalar Fransa, İsveç, Norveç, İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka ve Portekiz'le de imzalandı. Bu antlaşmalar kapitülasyon sistemini sağlamlaştırdı, Osmanlı sanayine büyük bir darbe vurdu. Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer devletlere borçlanmasına yol açtı ve mali çöküntüsünü hızlandırdı.

Bu antlaşmayı kim mi hazırlamış.

İngiliz dostu Mustafa Reşit Paşa, İstanbul'un Baltalimanı semtindeki yalısında İngilizlerle birlikte hazırlamış.

16 Ağustos 1838 tarihinde de imzalanmış.

Şurası çok dikkat çekiyor.

Osmanlı İmparatorluğu 1826'dan beri kendi ihtiyaç duyduğu yerli hammaddelerin yabancı tüccarlar tarafından yurt dışına çıkarılmasını önleyen yed-i vahid (tekel) sistemini uygulamaya koymuştu. Bu sistem Büyük Britanya'nın çıkarlarına uygun düşmüyordu ve İngilizler kendilerine Osmanlı topraklarında ayrıcalıklar verilmesi için Osmanlı İmparatorluğu'na baskı yapıyorlardı.

100 yıllık piyasayı irdeleyince, ithalatın önemini şimdi anladınız mı?

Yazarın Diğer Yazıları