Ayla KAYMAZ

Ötekine Bakışın Dinamikleri

Ayla KAYMAZ

Geçen hafta okudum ki; özel okullarda diğer kültürlere ait bayramların kutlanması yasaklanmış. Bu konuyu kümülatif değerlendirememenin sıkıntısını yaşıyoruz bence toplum olarak. 

Osmanlı zamanında pek çok din, farklı ırk, renk, dil, desen bir arada hür içinde yaşardı. Üstelik Osmanlı da laik bir düzen yoktu. Müslüman ve Gayrimüslim ayrımı gayet net ve belirgindi. Bununla beraber Müslüman da Gayrimüslim de dini gerekliliklerini de bayramını da çekinmeden yaşardı. 

Şimdilerde biz laik bir sistemle yönetiliyor olmamıza rağmen değil farklı bir din, dil, kültüre; müslüman müslümanın tuttuğu ya da tutmadığı oruca karışıyor. Kıldığı, kılmadığı namaza dil uzatıyor. Biz daha burayı halledemedik onu as duvara ama ötekileştirdiğimiz kesim de ya öh pehciyiz ya da akıl almaz bir öteki seviciyiz. 

Kutlamak elbette bambaşka şekillerde değerlendirilir ve dinen de bunun hükmü nettir ama bence aslolan niyet ile beraber akılcıl davranmak, dinamikleri belirlemek önemlidir. Bence böylesi göz alıcı, yoğun, neşeli kutlanan bize ait olmayan bu bayramlardan bu kadar korkmamızın nedeni kendi kültürümüzdeki bayramları, özel günleri yeterince anlayamamak, anlatamamak ve yaşayıp yaşatırken tümüyle özensiz olmak. Kendi elimizdekini öyle cılız veriyoruz ki öteki taraftakinin şaşaasına ya akıl kayarsa, ya çoluğumuz çocuğumuz imrenirse diye korkuyoruz. Bence bilinmeyenden korkmalıyız. 

Önceleri bu konuyla ilgili daha farklı bir bakış açısına sahiptim. Bel ki toyluk belki cahillik. Ama şimdi diyorum ki bizim binlerce kat anlamlı bir sürü özel günümüz, değerimiz, bakışımız var. Bunları nasıl güzelleştiririm nasıl yayarım, yaşatır ve evlatlarıma aktarırım diye hayıflanıyorum ve biliyor musunuz ben çekinmeden anlatıyorum, kitaplar alıp okuyorum. Ve bilakis öğretiyorum diyorum ki; onlar bunu kutluyor ve kutlarken şöyle şöyle yapıyorlarmış. Çocuğum elbette diyebiliyor; “ Bizde yapalım mı?” Bu bizim kültürümüz de yok ama biliyor musun bizim de çok benzer bir bayramımız var diyorum ve günü geldiğinde ötekine pis kaka demek yerine benimkini yaşatıyorum var gücümle. Kendini ait hissedeceği bir yer olursa, imrendiği şeye neden imrenmemesi gerektiğini bilirse ve o şeye kendi inancında kültüründe bir karşılık bulursa hür olacaktır. Kapılmayacak, savrulmayacaktır. Yani bu konuyu örtbas ederek, kızarak, gavur ilan ederek, susturarak yol alamayız. Yürüyemeyiz evlatlarımızla. 

Unutmayalım ki farklılar güzeldir. Bir diğerine saygı duyarken, nerede sınırı çizeceğini öğrenmek güzeldir. Bu hususta rehbere uymak güvendir ve yaşantı olarak bir ötekine benzemeden, tüm renkleri yaşayabilmek güzeldir.

Yazarın Diğer Yazıları