Latife ÖGE AKIN

Deliye hergün bayram…!!!

Latife ÖGE AKIN

Dün 1 Mayıs İşçi Bayramı idi. Ve tabi ki, herkesin malumu olduğu üzere işçiler için yine bir gün öncesinden ve bir gün sonrasından farksız geçen bir bayramdı. Deliye her gün bayram başlığımdaki özne, yazımın devamında anlaşılacak.

Kiminle konuştuysam resmi tatil olmasına rağmen çalışıyor. Ha birçoğu resmi tatilde çalışmasının karşılığı olarak iki gün mesai ücreti alacak. Ama bunun için çalışanın isteği sorulmadan. Yani işveren kendi inisiyatif kullanarak buna karar veriyor.  İşçiye çalışmayı isteyip istemediği sorulmadan iki iş günü ücreti karşılığı çalıştırılıyor. Yani zaten azıyı ele almış işveren bir kez daha parasıyla çalışanını satın alıyor. Kusura bakmayın, onur kırmak değil maksadım. Tam tersi onuruyla oynanan insanların sesini dile getirmek.

İlk ortaya çıkışı 1856’lı yıllara dayanan işçi bayramı ülkemizde 1923 yılında kutlanmaya başlamış ve nihayet resmi gazetede yayınlanması ve tatil olarak kabul edilmesi ise 2009 yılını bulmuştur. Ve bu direniş aslında işçinin günlük 8 saatten fazla çalıştırılmaması yönünde yapılmıştır. Bugün ise bizim de ülke olarak bayram bildiğimiz, patronların tatil yaparak kutladığı, işçinin ise bir yevmiye farkla yine ve her şeye rağmen çalıştırıldığı gün oluverdi.  Aslında dava konusu işçinin biraz daha insani şartlarda çalıştırılması, ailesine, sosyal hayatına biraz zaman ayırabilmesi olan gün bir kez daha kapitalizm sayesinde parayla ve sorgusuzca satın alınan bir gün oldu.

Yine aynı kapitalist kesimlerce siyasi bir propaganda biçimi verildi. O gün (çalışmayan kesimlerce) halaylar çekip, meydanda bağırıp, sloganlar atıp gazını atan (gazı alınan) işçi, ertesi gün kaldığı yerden hayat mücadelesine devam etti.

Uyanık işverenlerin pek duyulmasını ve bilinmesini istemediği yasalar gereği, işçinin resmi tatilde çalıştırılması için yazılı onayı gerekir. Yani işçi istemiyorsa o gün çalıştırılamaz. Çalışmasa da günlük yevmiyesi verilmek zorundadır, şayet çalışmak isterse yazılı onayı alınarak çalıştırılıp, ekstra bir günlük yevmiye daha verilmesi zorunludur. Üstelik bu yarım saat bile çalıştırılsa değişmez. Ücretini alamayan işçinin sözleşmesini haklı olarak tek taraflı feshetme hakkı yasalarca korunur.

1 Mayıs Kutlu olsun ama kime?

Hadi bakalım başlıyoruz; Başlığımın öznesi,

-Devletin belirlediği asgari ücret tutarını işçinin zaten hesap kartları kendisinde olan hesabına yatırıp, ardından parayı çekip, asgari ücretten daha az olan tutarı elden işçiye veren …….. (boşluğu bilerek bıraktım, yüreğinizden geçen küfürle doldurun) 

dur dur yeni başlıyoruz,

kendi vatandaşını asgari ücrete çalıştırmayıp, yabancı uyrukluları daha az paraya ve sigortasız çalıştırıp ardından “onlar olmasa çalışacak adam yok yaeee, millet iş beğenmiyor” diyen ……

bilmem kaç üniversiteyi hatırı sayılır notlarla bitirip, işini yapamayan, torpil bulamayan falan amcanın kızı, falan teyzenin oğlu dönercide paket servise çıkarken, torpille pilav beyinli çocukcağızlarını devletin kurumlarında küçücük pozisyonlarda işe yerleştiren ….

hayatı, görüşü farklı olduğu halde sırf yalakalıkla bir yerlere gelip, sonra rızkı veren Hüda’dır naraları atan …..

karın tokluğuna çalıştığı için şükretmek ve nasibimiz bu kadarmış gölgesindeki bu teselli ile hayatta kalmaya çalışan garibanın beynini yıkayan…..

evine temizliğe aldığı kişiyi pestilini çıkarana kadar çalıştırıp, o pis evinde kendisinin elini süremediği yerleri yalatıp yutturduğu halde,  şu kadar olmaz mı diye ücreti için pazarlık eden…..

gariban günlük işçileri ihtiyaç sahipliği derecesine göre seçip, üç kuruş eksik vermenin hesabını yapan…

taaa şehir merkezinden bilmem kaç km uzaktaki iş yerinde çalışan işçisine servis sağlamamak için, mobbing uygulayan, işçi servisini işçinin yazılı izni olmadan kaldıran, işçinin serviste geçen süresinin yasal olarak çalışma saatinden sayılması gerektiği halde dahil etmeyen…..

özellikle kamuda çalışan taşeronların öğle arası tatilinin dönüşümlü kullandırılıp, insani ihtiyaçlarını bile bir kotayla karşılamasını bekleyen ………. lerin değil,

işçisini çalıştırdığı şartları empati ile oluşturan, yasal haklarını verdiği halde kendi cebinin dolmasına sebep olan işçilerini gayri resmi olarak da koruyup kollayan, yasadan ziyade Allah’tan da korkarak muamele eden, dini hüküm olarak emri altında çalışanların rızasından mesul tutulduğunu bilen, kendini velinimet olarak değil vesile-i nimet olarak gören işverenlerin çok olduğu bir sistem duasıyla, alın teri ve emek ile helal kazanmak için uğraşan işçilerin günü olsun.

Emek verenin rızasını önemseyen herkesin Allah yolunu açık eylesin.

Sürçülisan ettimse af ola, eksiğim olduğundan eminim… Ruhumuzun duymadığı ne düzenbazlıklar, şeytana şapka çıkarttıracak ne hilekarlıklar vardır kim bilir? Keşke şundan da bahsetseydin diyenler olacaktır ama dilim döndüğünce, kelimelerim yettiğince anlattım. Allah vicdanlı merhametli insanlarla karşılaştırsın hepimizi. Adaletle kalınız efendim…

 

 

  

Yazarın Diğer Yazıları