Latife ÖGE AKIN

Seçim değil harp

Latife ÖGE AKIN


Nihayet uzun süredir beklenen yerel seçimler bu hafta sonu gerçekleştirildi. Bu seçimde en çok aklımızda kalacak olan şey ülke genelinde 22 yıldır iktidarda olan, girdiği 18 seçimin galibi olan Ak Parti’nin oylarının düşmesinden daha çok özellikle muhtarlık seçimlerinde yaşanan korkunç olaylar oldu. Bıçaklamalar, silahla vurulmalar, kavgalar, taşlı sopalı, kadınlı erkekli arbedeler, seçim sonu kutlamalarında küstahlığa varan gösteriler ve buna verilen aşırı tepkiler sonucu çıkan olaylar, dozu kaçan kutlamalarla gelen kazalar…. Sanki bir seçim değil de harpten çıktık. Özellikle küçük yerlerde muhtarlık seçimleri çok büyük olaylarla tarihe geçti. 

Ne Müslümanlığımıza ne insanlığa, ne de demokrasiye yakışmayan olaylar oldu. Hiç bir candan daha kıymetli olmayan makamlar için can alındı, canlara kıyıldı. Anne babalara evlat acısı yaşatıldı, evlatlar öksüz yetim bırakıldı. 

Biz ne ara bu kadar kinlendik, ne ara böyle düşman olduk birbirimize. Özellikle küçük beldelerde her an iç içe yaşamak zorunda olan insanlar neden böyle kanlı bıçaklı düşman oldu. Bir köyde hepi topu kaç kişi yaşıyor da ikiye bölünüp böylesi birbirlerine düşman olabiliyorlar. Düğünlerini birlikte yapıyorken, cenazelerini birlikte kaldırırken neyin peşine düşüyor, hangi akla hizmet bu hale geliyorlar. 

İnsan anlam veremiyor. 

Karatay ve dillere destan kokusu yine bildiğiniz gibi 

Karatay’da sandıktan yine Hasan Kılca çıktı. Ve net bir şekilde söylemeliyim ki bir kez daha umudum kırıldı. Yine de kendisi ve Karatay İçin hayırlı uğurlu olmasını dilerim. 
Yaklaşık 20 yıldır bölgede oturuyoruz. 20 yıldır bir çok haber, köşe yazısı ve şikayete rağmen (Karatay Fetih Mahallesi detay olarak da Ahmet Efendi sokak diye arama motoruna yazdığınızda harita ve görselden çok yapılan haberler ve köşe yazıları karşınıza çıkacaktır) çözülemeyen süt fabrikalarından özellikle akşam saatlerinde yayılan korkunç kokular, Aslım çöplüğünün kokusunun rayihasına renk katıyor. Bir türlü düzeltilmeyen, yama yapmaktan kot farkı oluşan yollar, 20 yıl önce yapılıp bu güne kadar kırılıp parçalanarak biten, değil değişim tadilat bile yapılmayan park ve bahçeler. Öyle ki 20 yıl önce Karatay’dan ayrılıp giden ve bir daha görmeyen biri, bugün gelse her şey yerli yerinde duruyor, kaybolmaz. Mevlana türbesi önünde katledilen ağaçlar hariç her şey yerli yerinde maşallah. 

Bir çok başkan ve belediye çalışanı uğurladık ama havasından mı suyundan mı bilinmez Karatay’da göreve gelenin üzerine adeta bir ölü toprağı serpiliyor. Gözler kapalı, kulaklar sağır. Sanki görev süresi doldurmaya çalışır gibi geliyorlar ve gidiyorlar. 

20 yıldır oturduğumuz site içindeki parkta oyuncaklar, kamelyalar resmen parça parça sökülüp, kırılıp dağıldı gitti. Bakın kamelyalar diyorum. Abartı değil gerçek. Bahçe komşumuz olan kendisini rahmetle anmak içimden gelmese de edeben Allah rahmet eylesin diyeceğim Rıza Harputlu’nun ikamet ettiği ismini taşıyan sitenin, Akraba sokak ve içinde bulunduğu sitenin çevre düzenlemesi özellikle diğer gazeteci büyüklerim tarafından da çok kez dile getirildiği üzere site sakinlerince değil Karatay belediyesince yapıldı. Üstelik de düzenli olarak bakım onarımları yapılır, yıllardır aksatılmaz. 

Şimdi ikinci dönem olması hasebiyle Hasan Kılca başkana sorarız, “başkanım benim görevim gereği vatandaşın sesini duyurmam gerek. Elçiye zeval olmaz. Elçi olarak görmezseniz bir vatandaş olarak bizim vergilerimizle bize hizmet etmesini beklediğim yöneticime sorum olarak görün. 

Vallahi billahi bizim bu Fetih Mahallesinden de size oy verildi. Bizden de siz kazanın diye dualar eden oldu. Yandaki sokağa hizmet verirken, 20 yıldır bizim bu Ahmet Efendi sokağın günahı nedir? Bi deyiverseniz de biz de özür mü dilesek, kapınıza mı gelip yalvarsak karar versek. Ya da içimizde birine gıcıklığa hizmet alamıyorsak o kinli olduğunuz kişiyi mi lağvetsek. 

Milyonluk yatırımların reklamı yapılırken bizim bu mahallenin parkı, bahçesi, sokakları ve adeta çok afedersiniz dışkı kokusu sorunu çerez olarak mı dikkate alınmıyor. Yoksa nasıl olsa oy garantisi olan yerler diye mi göz ardı ediliyoruz. 

Bakın bunu burada yazmak ne kadar doğru bilmiyorum ama şiddetini başka türlü anlatmak mümkün değil. Resmen dışkı kokuyor. Tam akşam vakti insanlar evlerine çekilip sofrasına oturacağı vakit nefes almayı zorlaştıracak bir kokuyla sarsılıyoruz yıllardır. Gece geç saatlere kadar cam kapı açmanın mümkünatı olmuyor. Tamam bu fabrikalar yıllar önce şehrin dışında kalıyordu ama artık balkonumuzun önü, kapımızın dibinde kaldı ve 20 yıldır bu evler yapıldığından beri her dönem aynı söz verildi. Fabrikalar şehir dışına taşınacak. Acaba fabrika sahipleri daha mı çok oy veriyor diye sormamak için kendimi zorluyorum. Aslım yetiyor da artıyor başkanım bari şu sorunumuzu çözün. 

Çoluk çocuğumuz belli ki kıymetli değil, bir oyun parkı, 3-5 kamelya yapmak, düzenli olarak bakım ve onarımlarını yapmak BÜYÜK belediyemize külfet olarak geliyor belli ki. Ama lütfen şu Rabbimin bize lutfettiği havayı içimize çekmemize mani olan fabrikaları bari bizden uzaklaştırın. Hayır o fabrika sahiplerinden daha zengin olsak evimizi satar başka mahalleye gideriz ama hepimiz orta kesim insanlarız. Bu yüzden haliyle çözümü devletimizden belediyemizden bekliyoruz. 

Diyorsanız ki bu mahalle bizim için önem arz etmiyor ona da eyvallah başkanım. Canınız sağolsun… Selametle…

Yazarın Diğer Yazıları