
Zırcahil
Latife ÖGE AKIN
İnsan diye başlayan her cümle bilmişlik içerir. Şu an kurduğum şu cümle gibi. Nitekim doğrudur da her biri. Her insanın kendince bir tecrübesi vardır bu yüzden kurduğu cümleyi hafife almamak gerekir.
Eskiler der ki Allah insanı yaratırken iki kulak vermiştir, iki göz, iki el, iki ayak… Bunun karşılığı olarak dili tek yaratmıştır, yetmemiş dudaklarımızın arasına bir çukurun içine gömmüş, yetmemiş frenlesin diye dişlerimizi önüne kapan yapmıştır. Bunun hikmeti şudur ki; bilmek aktarmakla değil almakla mümkündür. Yani söylemekte alamet yoktur. Duyabilmek, dinleyebilmek, anlayabilmek insanı insan yapar. Zira yaratılmış başka hiç bir canlı konuşamaz…
Yaratılmış en muazzam canlıyı dinlemek, sözlerinde kaybolmak, manasında o insanın şifrelerini görebilmek, sırlarına vâkıf olmak, üstelik her bir insanın içinde bir umman olduğunun bilinciyle bunu yapmak nasıl da haz veriyor olmalı insana. Bambaşka bir dünya keşfeder gibi…
Ve biz zamane fanileri… Dinlemekten ne kadar uzağız. Ne kadar da kibir deryasındaki burnumuzla aşağıda gördüğümüz insanoğlunu anlamaktan aciziz.
Anlamak hadi mümkün değil desek, dinlemek de mi mümkün değil?
Neden bu kadar uzağız insan olarak insana…?
Neden anlaşılmayı beklerken anlamaya bu kadar yabancıyız…?
Bu nasıl bir üst perdedir ki anlaşılmamak bizi isyan ettiriyor…?
Neden kulaklarımızı arada bir kullanmayı denemiyoruz…?
Neden olurun değil de olmazın peşindeyiz…?
Neden olanın değil de olmayanın sevdasındayız…?
İnsanoğlunu anlamak zor…
Dünyada yaşamış yaşamış, bir sürü oksijen tüketmiş, yemek yemiş, su içmiş ama uzaklaşıp baktığın zaman safi zarar olan insan kendini bile anlayamamış…
Sığ beyniyle, her konuda bir fikri var ama iki cümleden öteye geçemez bilgisiyle, bugün kızdığı şeye yarın övgüler yağdıran, bugün düşman olduğuna yarın hayran olan tutarsızlığıyla, üzerinde düşünmeye tenezzül etmediği kendiyle anlaşamazken başkasının anlamayışına şaşıran insanoğlu… İnsan işte…
Bildiği ile var olduğunu zanneden zırcahil… Bildiği ile kendine değer biçen avare… Alemler içinde bir zerresin, o zerrenin içinde daha küçük bir zerre beynin… Ne zaman hiç olduğunu fark edeceksin ey insanoğlu…? Diğer insanları görüp, duyup, anlamaya başladığında alacağın tattan mahrum kaldığını ne zaman anlayacaksın…?