Mehmet Bina

Bizi kulluktan uzaklaştıran zenginlikte hayır yoktur.

Mehmet Bina

Allah (cc) her kulunun durumunu görüyor ve biliyor.  Herkes zengin olmak, lüks yaşamak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak ister.
Fakir olmak ve başkasına muhtaç olmak insanoğlunun  korkusudur.
•Rabbimiz Cuma suresi ayet 10’da şöyle buyurulmuştur: “Namaz kıldıktan sonra yeryüzüne dağlın Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.”
•Ayette geçen El-Basıt, açan, genişleten, bollaştıran, zaman zaman kulunu imtihan etmek ya da bir sıkıntıdan kurtarmak, rahmet etmek için hazinelerinin kapılarını açan, kulunu darlıktan kurtarıp huzura erdiren, kulunun yaptığına birebir değil fazlasıyla artırarak karşılık veren demektir.
•Peygamberimiz (sav) de “Mü’minin işine şaşarım çünkü onun işleri kendisi için hayırdır. Bu da ancak mü’mine özgüdür. Çünkü o sevindirici bir şeyle karşılaşınca şükreder bu kendisi için hayır olur. Zararlı ve üzücü bir şeyle karşılaşınca sabreder bu da kendisi için hayır olur.” (Müslim, Zürd, 64) buyurur.
•Hazret-i Enes’ten rivâyet edilen bir hadîs-i kudsîde şöyle buyrulmaktadır:
“Bazı mü’min kullarımı ancak zenginlik sağlam (bir Müslüman) eyler. Onu fakir etsem, bu durum onu ifsâd eder.
Bazı mü’min kullarımı da fakirlik sağlam tutar. Ona rızkı bol versem bu durum onu ifsâd eder.
Bazı mü’min kullarım, kullukta bir derece ister. Fakat Ben, ucba girmesin, böylece kendini beğenmesi onu ifsâd etmesin diye, bu isteğini ona vermem.
Bazı mü’min kullarımın îmânını ancak sıhhat sağlam tutar; onu hasta etsem bu durum onu ifsâd eder.
•Rivâyet edilir ki:
“Kıyâmet gününde zengin bir kul getirilir. Allah Teâlâ ona:
«–Seni Bana kulluktan alıkoyan ne idi?» buyurur. O zengin:
«–Yâ Rabbi! Malımın çokluğu beni meşgul etti.» der.
Cenâb-ı Hak, Hazret-i Süleyman’ı (a.s.) misal getirerek:
«–Sen Süleyman kulumdan da mı zengin idin? Onu niye mülkü o kadar meşgul etmedi?» buyurur.” (Bursevî, Rûhuʼl-Beyân, IV, 258)
• Mal değil, malı sevmek, mal aşkı ile yanıp tutuşmak, gözü doymamak kötüdür. 
Peygamberimiz (sav) "Her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi maldır." (Nesai)
• Zenginin biri, İbrahim Ethem hazretlerine elinde bir paketle gelip der ki,
- Efendim, çok güzel, çok kıymetli bir cübbem var, bunu size hediye etmek istiyorum. Lütfen hediyemi kabul buyurur musunuz.
- Zenginsen alırım, fakirsen almam. Söyle, zengin misin fakir misin?
- Çok zenginim efendim.
- Mesela ne kadar malın var
- İki bin altınım var. 
- Peki, iki bin altının daha olmasını ister misin?
- Elbette isterim. Havada kaparım. 
- O zaman senin daha iki bin altına ihtiyacın var, sen fakirsin, gözün açtır. Vereceğin hediyede gözün kalır. Haydi, sen hediyeni al, buradan uzaklaş!
•ibret almamız için şöyle bir hikaye anlatılır.
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş.
"Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş.
Öldüğünde," Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar.
Kimse çıkmamış.
Nihayet bir hamal
"Benim sadece bir ipim var kaybedecek bir şeyim yok Sabaha kadar durursam zengin olurum" diye düşünerek kabul etmiş.
Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler.
Sorgu sual melekleri gelmiş.
Bakmışlar kabirde bir ölü bir canlı var.
"Nasıl olsa bu ölü elimizde... "
Biz şu canlı olandan başlayalım demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
'O ip kimin Nereden aldın Niye aldın Nasıl aldın Nerelerde kullandın vs.'
Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş adamın hesabı bitmemiş.
Sabahleyin kabirden çıkmış.
'Tamam servetin yarısı senin demişler.'
Hamal, "Aman Aman demiş hamal istemem kalsın. Ben sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm" diyerek oradan koşar adım uzaklaşmış ..
• Dünya nimetleri elbette helal yolla kazanç bize gerekendir ve bunların sadakasını da vermek bir o kadar olması gerekendir.
Sadakası verilmeyen malda bereket yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları