Mehmet Kaçar

'AĞUYU ALTIN TAS İÇRE SUNARLAR, BAL'DA ONUN SUÇ ORTAĞI!'

Mehmet Kaçar

Müslümanlar kardeş olduğuna göre acaba neden oyuna gelirler? Unutmamamız gereken en önemli nokta ise “Cehennemin yolları benim niyetimde kötü bir şey yoktu ve o yollar hep iyi niyet taşları ile döşenmişlerdir. “ Kaab b. Zübeyir’n(r.a) Kaside-i Bürdes’nde bu konu ne güzel işlenmiş. “Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da ı-onun suç ortağı!” Evet, Müslümanım diyen bir birey aslında daima dikkatli olmalıdır. Benim niyetimde bir kötülük yoktu diyerek farkına varmadan yaptığımız kötülüklerin üstünü örtmemiz gerekmektedir. Yani dikkatli olmamak, hiç bir şey yapmamak, yahut iyilik adına hiç bir şey yapmamak, yada yapıp söylerken karşımızdakine bizim yapıp da söylediklerimizden ne anladığını dikkate almak ve birlerinin bu söz ve işi istismar etmemesi için dikkatli davranmak manasına gelmektedir. Yani söyleyeceğimiz sözün “efradına cami, ağyarına mani” olması gerekmektedir.
İlahi Emir bizlere şöyle ikazlarda bulunur:”Fasıklar bize bir haber getirdiklerinde hemen inanmamamız gerekiyor”. Biz insanız ve karşımızdakine güven duygusyla yaklaştığımız için bizlerde kanıyoruz bunlara. Buna insanlık hali adı verilir. Kandırıldığımızı fark ettiğimiz aman hemen özür dilemesini ve işin aslını da olduğu gibi ifade etmesini de bilmekte yarar var. Tabi ki en önemli olanı ise tüm bunları kavga ve gürültü, patırtı etmeden yapmamız gerekmektedir.
Ne yapmalıyız yani diyenler var gibi. Satanistler bize küser diye “Euzu billahi mineşşeytanirracim” demeden kaçınacakmıyız? Yahut Hindular için inek kutsaldır deyip sığır eti yemekten mi vaz geçeceğiz? Asla bunu yapmayacağız amma Hindu mahallesinde de sığır kurban etmemeliyiz. Atalarımız ne güzel tercüme etmişler bu duru: “Müslüman mahallesinde salyangoz satmayalım, ya da tereciye tere satmaya” gitmeyelim. Bizden olmayanların dinlerine “küfür ve hakaret” etmeyelim ki, onlarda bizim dinimize “küfür ve hakaret” etmesinler. Şunu asal unutmayalım ki hürmetler karşılıklıdır.
Birileri yüzyıllardır Müslümanlar arasında yaşanan küçük farklılıkları kaşıyarak , bizi yine bizim gibi olanlara kırdırmaya devam ediyor. Yangına körükle giderek hepimizi yakıyorlar. Buna çok dikkat etmemiz gerekmiyor mu? Müslümanları bugünlerde birbirlerine karşı kışkırtanların çoğu feto kaynaklı. Oysa “haddinden fazla şiddet gayede ki hikmeti yok eder.” Birbirimizi üzmeye değil de bir birimizi ikna etmeye yönelik bir dil kullanmamız gerekmektedir. Hakaret, tehdit, küfür, bunlar aramızda olmamalı.
Birazda birbirimize tahammül etmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. Sabretmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. Türkiye, bölgemiz ve dünya çok tehlikeli bir süreç yaşıyor. Kan gövdeyi götürüyor. Uzun sürecek üzüntüleri yaşamaya hazırlıklı olmalıyız. Ayrıca eleştirenler şunu bilmeli ki kendisi de eleştirildiği zaman bunu hoş karşılamalı. Hatta eleştiri yapanlar ilk önce kendileri için bir öz eleştiri yapmayı öğrenmeliler. İşte o zaman yapmış oldukları eleştiriler gerçekten yapıcı olur kanatine sahibim. Çünkü hepimizin dünden getirdiği ve bu günde devam ettirdiği pek çok yanlışımız var.Kimse kendi bahanelerinin arkasına saklanarak başkalarının yanlışını kendi yanlışlarının gerekçesi olarak algılamasın. Haksızlığa uğrayan kimse, haksızlığa uğradığı için başkasına haksızlık yapma hakkını kendisinde görmesin.
Kimse kimseyi hoş görmek zorunda değil. Hoş görmesek bile sabır etmemiz gerekebilir. Bizlerin bir tahammül yükü olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Kuşkusuz birileri bana İlahlık ve Rablık taslarsa ve benim temel inanç haklarıma yönelik bir saldırıda bulunursa, bu anlamda açık ve yakın bir tehdit oluşturacak olursa elbetteki tepkimi koyacağım.
ünkü adalet yoksa barış tesisi edilemez. Adalet ve barış yoksa hiç bir özgürlük kurulamaz. Haksızlıklar karşısında susanlar ise dilsiz şeytanlardır. Eğer gerçeklerin üstü örtülecek olursa, o gerçekler bir gün gelir küllerinden yeniden doğar ve büyük bir aleve dönüşür. Elbette işi kavgaya vardırmamak, ağız dalaşı ile seviyeyi düşürmemek gerek. Birileri konuşacak ve benim her türlü hakkıma saldıracak ve ben ortalık bulanmasın diye susacağım. Bu adil olmaz. Çünkü biz sustukça birilerinin saldırıları her geçen gün saldırılarını artırabilir. O zaman zalimler karşısında susmayacağız çünkü onlar karşısında susmak zillettir.
Fi Emanillah!..

Yazarın Diğer Yazıları