
Gayri müslimlere dua etmek, rahmet okumak, istiğfar etmek caiz midir?
Mehmet Kaçar
Gayrimüslimlere rahmet okumak ve istiğfar etmek, onların yaşarken inkâr ettikleri, açıkça saldırdıkları, alay ettikleri, küçümsedikleri, cenaze namazlarının kılınmasını istemedikleri ve Camiye cenazelerinin getirilmesine karşı olan kimselere Yüce Allah’tan onlar adına af dilemek anlamına gelir. İslâm inancına göre herkes Yüce Allah’a ve onun gönderdiği son dine inanmakla mükellef olduğuna göre kişinin kendi ameli esas kabul edilmiştir.
Bir kimse hayattayken İslam’a iman etmeyip, onunla alay ederse, onu küçümserse, saldırırsa, parası olsa da, iktidar gücü olsa da, veyahut sanatsal faaliyetlerle toplumları etkilese de, küfür üzere ölmüşse ve öldükten sonrasında ise dünyada kalanların onun arkasından yapacağı dualar geçersiz olur. Yani onlara rahmet okunmaz ve belki toprağı bol olsun denilebilir. Onların arkasından yapılan duaların Allah katında hiçbir hükmü ve faydası yoktur.
Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de ki pek çok ayeti kerimede inkâr üzere ölen kâfirler için af dilense dahi onların affedilmeyecekleri açıkça beyan edilmektedir.
Şu ayet meallerine bakılınca durum net bir şekilde görülecektir: en-Nisâ, 4/18-48; et-Tevbe, 9/80 ve onlara istiğfar edilmesi de yasaklanmıştır. Yani onlar için af ve mağfiret dilenemez.
Diğer taraftan Resûlüllah (S.A.V), amcası Ebû Tâlib ölüm döşeğinde iken ona ‘La ilahe illallah’ kelimesini telkin etmiş, iman etmesi üzerine, “Allah’a yemin ederim ki, senin için af ve mağfiret dilemek bana yasaklanmadığı müddetçe, senin için muhakkak Allah(C.C)’ten mağfiret dileyeceğim.” (Buhârî, Cenâiz, 80 (1360), Müslim, Îmân, 39(24) buyurmuştur.
Bu hadise üzerine “Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah(C.C)’a ortak koşanlar için af dilemek, ne Peygambere ne de müminlere yaraşır.”(et-Tevbe, 9/113) âyeti kerimesi nazil olmuştur.
Başka bir rivayette ise Hz. Peygamber’in (S.A.V) münafıkların elebaşı sayılan Abdullah b. Übey b. Selül’ün cenaze namazını kıldığı, akabinde ona rahmet dileyeceğini ifade ettikten sonra “Asla onlardan ölen birinin namazını kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler” (et-Tevbe, 9/84) meâlindeki âyetin nazil olduğu belirtilmektedir (Buhârî, Cenâiz, 84(1366); Müslim; Fezâilü’s-sahâbe, 25(2400).
İlgili âyet ve hadisi şeriflerden hareketle Müslüman bir kimsenin, gayrimüslim olarak ölen bir kimseye istiğfar etmemesi ve rahmet dilememesi gerektiği, böyle bir cenaze ile karşılaştığında da nezaketle taziye dileğinde bulunması ve kalanlara sabrı tavsiye edip teselli vermesinin uygun olacağı anlaşılmaktadır. Daha geniş bir bilgi için Din İşleri Yüksek Kurulu 12.07. 2017 tarihli fetvasına da bakılabilir.