İlk insandan bugüne kadar inananlar hep azınlıkta olanlardır!

İlk insandan itibaren, gönderilen bütün peygamberlere ve dinlere inananlar hep az, inanmayanlar ise hep çok mu olmuştur?
Allahü Teâlâ Cenneti, Cehennemi önceden yarattı. Her ikisini, insan ve cinle dolduracağını, ezelde dileyip, bunu Peygamberleri vasıtası ile gönderdiği kitaplarında bildirmiştir.
Âdem (a.s)’dan bu yana, Cennete gidecek imanlı, iyi insanlar olduğu gibi, Cehenneme götüren kötülükleri yapan, imansız, kötü kimseler de gelmiştir. Kıyamete kadar da gelecektir.
Meleklerin sayısı, insanlardan, ölçülemeyecek kadar daha çok olup, hepsi imanlı ve itaatlidir. İnsanların ise, her zaman az sayısı imanlı, çoğu ise, imansız, azgın, taşkın, ve kendilerini ilah kabul edenlerdir. Şeytana tabi olarak yeryüzünde şeytanlık yapanlardır.
İyi ve kötü insanlar, hep birbirini yok etmeye uğraşmış, kötüler birbirine de saldırmış, kötüler iyilere de saldırmış, hep iyileri ve birbirlerini yok etmeye çalışmışlar, uğraşmışlar, saldırmışlardır. İmanlılar, imansızları ıslah etmek, imana getirip saadet-i ebediye ye kavuşturmak için, âdemoğullarını dünyada ve ahrette, mesud, rahat yaşatmak için, cihad etmişlerdir.
İmansızlar ise, dikta rejimi üzerinde yoğunlaşmışlar ve bunu sürdürmüşler, az bir zümrenin taşkınca zevk ve safa sürmesi, nefislerini, şehvetlerini doyurması için zayıflara, küçüklere, gelişememişlere saldırmışlardır. Kötülüklerinin, zararlarının, felaketlerinin örtbas edilmesi, herkesi aldatabilmeleri için, ahlak, fazilet, dürüstlük ve adalet ölçülerini koyan Peygamberlere(a.s) ve Onların getirdikleri dinlere saldırmışlar ve kendi koydukları kurallarla insanları sömürmeye devam etmişlerdir. Böylece tağutlaşmışlardır.  Bu saldırmaları bazı asırlarda savaş teknikleri ile, ölüm kalım savaşı şeklinde olmuş, bazen de yalan propagandalarla fitne, fesat çıkararak dinleri içinden bozmak, Müslüman devletleri, içerden yıkmak şeklinde olmuştur. Bu yollarla darbeler yapılmıştır.
İşte Allahü Teâlâ’nın bütün dünyadaki insanlar arasında, her bakımdan, en üstün, en güzel, en şerefli olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün Peygamber olan Muhammed (A.S)’ın, kurtuluş, yükseliş yolunu gösteren, maddede ve manada ilerlemeye ışık tutan parlak dinini yıkmak için de, imansızlar, nefislerinin esiri olanlar, her asırda, haçlı savaşları ve zulüm, işkence ile Onun dinine saldırdığı gibi, Müslüman şekline girerek, yalan ve hileli sözleri ve yazıları ile aldatmaya, kardeşi kardeşe düşürerek, içeriden yıkmaya uğraştılar ve çok zarar yaptılar.