BM KOMSERİ ASLI:' MÜLTECİLERE REHBERLİK YAPMADIĞIMIZ İÇİN MAHCUBUZ'
Mehmet Kaçar
Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Komiserliği yetkilisi Akif Aslı’nın mülteci ve Suriye’liler konusunda bizlere anlattıkları üzerine kafa yormak gerektiğini düşündüğüm için sizlerle onun tespitlerini paylaşmak istiyorum.
BM Yüksek Komiserliği Yetkilisi Akif Aslı:” Ben 1991 yılından beri bu kurumda çalışıyorum. Bu güne kadar 10 binin üzerinde mülteci ile bire bir şahsen konuştum. 20 binden fazla mülteci dosyasını inceledim.
Bugünün Türkiye’sin de mültecilere sağlanan imkanlardan dolayı, Türk insanına hassaten teşekkür ediyorum. Türkiye’nin mültecilik üzerine yakaladığı bu çok önemli başarıda ayrıca takdire şayan bir hadisedir. Türkiye’nin yakaladığı bu başarıyı BM ve diğer ülkeler sağlayamadı.
İnsanların haysiyetleri, onurları, şerefleri ile bu ülkede yani Türkiye’de ayakta durmaları en çok takdir edilen ve ayakta saatlerce alkışlanacak bir yöndür. BM olarak, bizler mültecilerin yanında olamadığımız ve onların zor durumlardan nasıl kurtulmaları gerektiği konusunda rehberlik yapamadığımız için çok amam çok mahcubuz.
Bugün 79 ayrı ülkeden insanlar Türkiye’de yaşıyorlar. Multikülti olan bir ülke konumunda Türkiye. Nüfusu 4 milyondan az olan 80 ülkeden mülteciye ev sahipliği yapan bir ülke Türkiye. Tüm bunların üzerine bir de Suriye krizi patlak verdi ve Suriye krizi hepsinden çok farklılık arz eden bir kriz olarak karşımıza çıktı. Çünkü Suriye’li mülteci sayısı çok fazla ve sürede çok uzadı, böyle giderse de çok daha uzayacak. İşte bundan dolayı ben BM adına bir kez daha Türkiye’ye teşekkür ediyorum.
En çok mülteci barındıran kentlerden biri olan Konya’da mülteci sorunlarını şu üç başlıkta toplamakta mümkündür. Bunlar: a- Sağlıklı bir iletişim eksikliği, b- Uyum ve entegrasyon da karşılaşılan yanlış algı problemleri, c- alt- yapı sorunları...
Bu üç başlıkta ise Konya belki de Türkiye’de ilk sırada yer almaktadır. İnsanlar konuşmadıkları sürece anlaşamazlar. Bu sorunu aşabilmek için en azından bundan sonra acele etmeliyiz. Yaşadığımız ortamla iletişim kurmak için ortak lisan Türkçe’yi hızlı bir şekilde öğrenmeliyiz. İnsanlar birbirleriyle konuşamayınca tanışamazlar. Oysa Türkler ve Suriye’liler bin sene beraber yaşamışlardır.
Suriye’lileri biz tanımıyoruz, Suriye’liler de bizi tanımıyor. Çünkü son 40-50 senede hem Türkiye, hem de Suriye hızlı bir değişimden geçti. Bugün nüfusn yüzde 81’i şehirlerde yaşıyorlar. Şehirlerde yaşamak çok daha başka örflerin olmasını gerektiriyor. Konuşamadığımız için birbirimizi iyice yanlış anlıyoruz. Tanışamıyoruz ama gördüklerimizi de kendimize göre yorumluyoruz. Bir evde oturuyoruz. Herkes kendine göre yaşıyor, kendine göre konuşuyor, anlaşma yoluna gitmiyor. İşte sorun burada. Bu ev de Türkiye. 400 civarında imam ve muhtarla bire bir konuşarak sorunları tespit ettik. En önemlisi iletişim eksikliği olarak ortaya çıktı.
Alt yapıyı ise nasıl olsa geri dönecekler diye değiştirmedik. Bugün bir doktor günde 50 kişiye balarken 150 kişiye bakmak zorunda kaldı. Kaldırımlar da yürüyenler sıklaştı, pazarlar doldu. Kayıt dışı yaşamayı seçenler ise en ciddi sorun olmaya devam ediyor. Bunlar aynı zamanda toplumunda dikkatini üzerlerine çekiyorlar. İnsanların canını en çok bunlar sıkıyor. Yine bir örf vardır, toplumsal iletişimde zayıf olanlar, kardeş olamazlar. Toplumsal iletişim eksikliğinden zorluklarımızı Türklere anlatamadık. Türkler de bizim sıkıntılarımız anlayamadı. Çocuk işçiliğinin çok olması da Suriye’liler çocuklarını çalıştırıyor anlamına geldi. Oysa o çocukların çocuğunun ebeveynleri dahi yok.
Tüm bu ve benzer sorunları iyi bir iletişimle asgariye indirebiliriz. Bu konu da acele etmeliyiz.”Allah’a Emanet olunuz.