Türkiye'ye ayar vermeye devam ediyorlar!
Mehmet Kaçar
Eskiden Türkiye’ye askeriyeyi kullanarak ayar vermeye çalışırlar ve Türkiye’nin kalkınmasını engelleyerek kendilerinin uysal bir kabul edicisi olarak görürlerdi. Yıllar sonra bu ülkeye bu yollarla söz geçiremeyeceklerini ve askeriyenin vatanının yanında yer almaya başladığını, askeri makamlara atananların, vatanına, örfüne dinine bağlı olanlardan seçildiğini gördükçe çıldırmaya başladılar ve çeşitli yollardan Türkiye’ye ders verme yollarını denemeye başladılar.
Türkiye, eski toprakları olan Suriye üzerinden İsrail’e komşu olmaya başlayınca bir panik havasına gidiler. Bu panik havasından kurtulmak ve Türkiye’ye ders vermek için Kıbrıs Rum kesimi üzerinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ini de karıştırarak Türkiye’ye sınır komşusu olup tehdit etmeye çalışıyor.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir anda çok gereksiz bir başörtüsü krizi patlatıldı. Başörtüsü serbest mi olsun yoksa yasaklansın mı?
Bu yolla Kıbrıs’ta İslâm düşmanlığı krizini patlattılar. Bundan sonra Müslümanların bir adım daha hızlı atarak çalışmaları artık farz oldu. Tam başörtüsü meselesi çözüldü derken Avrupa Birliği, Orta Asya’da bulunan ve kendileri İslam olmayan hatta komünist olan beş Türk Devleti’ne 12 milyar Euro destek vermeyi kabul ediverdiler ve bu devletler de tam 35 yıl sonra KKTC’nin varlığını tanımayacaklarını ve Türk askerinin adada işgalci olduğunu derhal geri çekilmeleri gerektiğini söyleyiverdiler ve bununla da yetinmediler ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanıyıp, oraya büyükelçi atayacaklarını duyurdular ve böylece yıllardır hayal edilen Turan planını çökerttiler.
Oysa Türki Cumhuriyet’lerle bir ve beraber olmamız gereken bir zamanda ve tüm dünyaya avazımız çıktığı kadar bağırmamız gerekirken, içimizdeki hainleri etkisiz kılmamız gereken bir andayız diye düşünüyordum.
Ve artık herkes gördü ki, uyuyanlar da, uyumayanlarda, hainlik yapmak isteyenlerde, haince planlar yapanlarda bu yolla bir yere varamayacaklar ve bu ülke ilelebet, dinine bağlı, örfünü bilen gelenekleri ile ayakta duran bir devlet olarak haksızlıklara daima baş kaldıracaktır. Mazlumun sesi olmaya devam edecektir.
Herkes şunu iyi bilmeli uyuyan Türkiye uyandı artık, dış ve iç düşmanlar hiç beklemediğimiz kişiler, boşuna uyarmaya çalışmayalım, şunu bilmeliler ki bu ülke bin yıllık İslam toprağıdır. Çarşaflılar ve başörtülüler cepheden cepheye mermi taşımış evlatlarını şehit vermişlerdir.
İçerideki kuklalarına birileri dikkatleri içeriye çekin diye talimat veriyorlar, onlarda üzerlerine düşen görevlerini layıkı veçhile yapmaya çalışıyorlar.
Ha bu arada şunu da burada söyleyiverelim, dünya Türkiye üzerinde oyunlarına hız kesmeden devam ediyorlar. Bunun zemini neredeyse oraya yönelmekten de geri durmuyorlar.
Vatandaşlarımız ve bizler şunu artık çok iyi bilmeliyiz ki! Uykuda geçirecek bir anı dahi yok. Müslüman Türk Milleti’nin direncini kıracak bir aracı ellerine vermemek gerekmektedir. Türkiye’yi içeriden oyarak çökertemeyecekler. Düşman, ülkemizin mevcut siyasi nifaklarından ve yüksek makamların teslimiyetçilik eğilimlerinden istifade ederek çalışır her zaman.
Dış düşmana karşı aldığımız önlemleri, gösterdiğimiz birliği iç düşmanlara, iç bedbahtlara karşı da göstermeliyiz ve bu tüm dünyanın gözüne göstere göstere gerçekleştirmeliyiz.