Mustafa Özyurt

Canlanan Balık

Mustafa Özyurt

Bir rivâyete göre, Yûşâ bin Nûn, beraberce mola verip Mûsâ a.s.’ın uyuduğu bir sırada balığın birden canlanarak denize atladığını görmüştü. Fakat bunu Hz. Mûsâ’ya söylemeyi unutmuştu. Mûsâ aleyhisselâm, uyanınca da:
“–Haydi, yolumuza devâm edelim; belki daha çok yolumuz var!..” demişti.
Beraberce yola devâm ettiler. Uzun bir müddet gittikten sonra nihâyet bir ağaç altında oturdular.
“Buluşma yerlerini geçip gittiklerinde Mûsâ genç adamına:
«–Azığımızı getir! Hakîkaten şu yolculuğumuz esnâsında epeyce yorulduk.» dedi.” (el-Kehf, 62)
Yûşâ bin Nûn, birden hatırladı:
“–Ben onları balığın denize atladığı yerde unuttum!” dedi.
“Genç adam:
«–Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı, bana şeytandan başkası unutturmadı. O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti.» dedi.
Mûsâ: «İşte aradığımız yer orası idi.» dedi.
Hemen izlerinin üzerine geri döndüler. Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, O’na katımızdan bir rahmet vermiş, yine O’na tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.” (el-Kehf, 63-65)
Tasavvuftaki “Ledün İlmi” ismini bu âyetten almıştır. Tasavvuf bilgisi, bir kısım ehil zevâta mahsustur ve onun özü zühddür; ihsân duygusuna vâsıl olabilmektir. Yâni bu ilim, kalbî hayatla ilgilidir. Bununla birlikte kişinin bu hususta, istîdâd ve kâbiliyeti kadar mes’ûliyeti vardır. Kul, kendi selâmeti için bu istîdâdı inkişâf ettirmeye mecburdur. Bu da nefsin tezkiyesi ve tasfiyesi ile mümkündür. Ledünnî ilim ise, tasavvuf içinde mânevî eğitim sonucu ulaşılan Hak vergisi vehbî bir ilimdir. Zâhirî bilgi ile elde edilemez. Nitekim Hızır aleyhisselâm için, Cenâb-ı Hak:
“…Biz O’na kendimizden bir ilim öğrettik!” (el-Kehf, 65) buyurmaktadır. (Devam edecek)
 

Yazarın Diğer Yazıları