Mustafa Özyurt

Hz. Yakup'un kısaca hayatı

Mustafa Özyurt

Yakup Aleyhisselam’ın adı Kur’an-ı Kerim’de 16 defa geçer. Kur’an’da kendisinden hem Yakup hem de İsrail diye bahsedilmektedir. Medyen’de veya Şam’da doğduğu ve zayıf yapılı, ağır başlı, uzun boylu, güzel yüzlü bir kişi olarak rivâyet edilir.

Hazret-i İshak’ın oğlu olan Yakup Aleyhisselam Filistin civarında Kenan diyarında yaşayan İsrailoğulları’na gönderilen bir peygamberdir. İsrailoğulları onun soyundan gelmektedir. Kur’an-ı Kerîm’de Yakup Peygamber’in güçlü bir iradeye, keskin bir zekâya sahip, salih, hayırlı, dürüst ve temiz zürriyetli bir insan olduğundan bahsedilir.

Hazret-i Musa, Hz. Harun, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz.Yahya ve Hz. İsa Aleyhimüsselam neseben Hazret-i Yakup’a bağlıdırlar. Çünkü babası Hazret-i İshâk, “zürriyetinden enbiyâ ve melikler gelmesi” için duâ etmiştir.Hazret-i Yakup’un 12 çocuğu olmuş, en sevdiği oğlu olan Hz.Yusuf kardeşleri tarafından kıskanılmış ve kuyuya atılmıştır.

Yakup A.s. evlat acısı ile evlat ihaneti ile imtihan edilmiştir. Oğlu Yusuf Aleyhisselam’ın acısı dolayısıyla gözleri kapanmış, kırk sene sonra ona kavuşmasıyla yeniden açılmıştır. Yusuf Peygamber’i kuyudan çıkaran kişiler onu köle olarak satmış ve ardından da zindana düşmek gibi musîbetlere uğramıştır.

Yakup Aleyhisselam oğlu Yusuf Aleyhisselam ile buluştuktan sonra ailesi ile Kenan diyarından Mısır’a hicret etmiştir. Rivâyete göre, Hazret-i Yakup Mısır’da oğlu Yusuf Aleyhisselam’ın yanında 24 sene kaldıktan sonra vefat etmiş ve vasiyeti üzerine naaşı, Şam’da defnedilmiş bulunan babası İshak Aleyhisselam’ın yanına gömülmüştür. Başka bir rivâyete göre 147 yaşında vefat eden Yakup Peygamber vasiyeti gereği Filistin el-Halil’de Makpela, İbrahim Aleyhisselam ve hanımı Sâre, İshak Aleyhisselam ve hanımı Rebeka ile kendi hanımı Lea’nın bulunduğu yere defnedilmiştir. Evladı Hz. Yusuf  ile imtihan edilen ve 40 yıl gözyaşı dökmüştür.

İshâk aleyhisselâm’ın oğlu olan Yakup a.s, Kenan diyârında yaşayan insanlara gönderilen bir peygamberdir. Hazret-i Yakup, Iys adlı kardeşiyle ikiz olarak doğmuş ve İys’tan sonra dünyâya geldiği için de kendisine “tâkib eden” mânâsında Yakup denilmiştir.

Yakup, diğer bir mânâda “saffetullâh” (Allâh’ın sâf ve temiz kıldığı kulu) demektir. Ya‘kûb a.s.’ın lâkabı “İsrâîl”dir. Bu da, Allâh’ın kulu mânâsına gelmektedir. Her nebîye kendine mahsus bir duâ verilmiştir ki, muhakkak kabûl olunur. Her peygamber onu dünyâda iken yapmış, Peygamber Efendimiz s.â.v. ise, onu kıyâmet gününe bırakmıştır. Onunla, şefâat-i uzmâsı gerçekleşecektir.

HZ. YAKUP’UN ZEVCELERİ

Annesi, oğlu Yakup’u dayısının yanına gönderdi. Dayısının iki kızı vardı. Büyüğünün ismi Lâyâ, küçüğünün ismi Rahîl idi. Ya’kûb a.s. dayısına yedi sene hizmet etti ve onun büyük kızı Lâyâ ile evlendi. Ardından yedi sene daha dayısının hizmetinde bulunarak küçük kızı Rahîl’i de nikâhladı. Yakup a.s.’ın tâbî bulunduğu şerîatte iki kız kardeşi bir nikâh altında bulundurmak câizdi.

Dayısı, kızlarını Yakup’a verirken, onlara hizmetçi olmak üzere her birine birer câriye verdi. Birinin adı Zülfe, diğerinin Belhe idi. Ayrıca iki câriye de Yakup’a hibe etti.

HZ. YAKUP’UN ÇOCUKLARI

Hz. Yakup’un Lâyâ’dan altı, câriyelerden dört, Rahîl’den de iki oğlu oldu. Rahîl’den uzun bir müddet çocuğu olmamıştı. Rahîl, Allâh Teâlâ’ya ilticâ etti ve ona Yûsuf bahşedildi. Ardından Bünyâmîn doğdu. Bu doğumun kırkında Rahîl vefât etti.

Yakup a.s. Hz. Yûsuf’un doğduğu sene peygamberlikle vazîfelendirildi. İnsanları tevhîd akîdesine dâvet etmeye başladı. Kendisine Kenan diyârı ahâlisinden çok kimse îmân etmiştir.

Rasûlullâh s.a.v. de bu peygamberlerin fazîleti hakkında şöyle buyurmuştur:“Kerîm oğlu Kerîm oğlu Kerîm oğlu Kerîm; İbrâhîm oğlu İshâk oğlu Yakup oğlu Yûsuf’tur.” (Buhârî, Enbiyâ 19, Tefsir 12/1)

Yûsuf a.s., daha küçük yaşlarından itibâren babasının büyük bir sevgisine mazhar olmuştu. Her hâliyle kardeşlerinden farklıydı. Nitekim babası Yakup aleyhisselâm, oğlu Yûsuf’ta kendisindeki husûsiyetleri görmüştü. Bu sebeple O’na olan meyli, diğer evlâdlarından fazla idi. O’nu çok sever, bütün oğullarından azîz tutar ve yanından ayırmazdı. (Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları