Ramazan Sayar

Ankara'da Yedim Taze Meyveyi

Ramazan Sayar

Kırıkkale Keskin Cinaliobası köyünde Selim ağanın çok sevdiği oğlu Sefer, Hatçe ile mutlu bir evlilik geçirmektedir. Ancak bu mutluluk çabuk bozulacaktır. Çünkü Sefer'in boynunda bir çıban çıkar. buna köylüler "Kösnü" der geçer. Önemsemezler.
Çıban iyileşmeyince Sefer'i Ankara Numune Hastanesine götürürler. Burada bir süre yatar. Sefer'in boynundaki çıban Yavuz Sultan Selim'i de öldüren,  aslanpençesi anlamına gelen "şir-i pençe" dir. Ancak doktorlar bundan bir şey olmaz diyerek Sefer''i köye geri gönderirler. Ha bu gün ha yarın derken Sefer iyileşemez. 1942 yılında 22 yaşında ölür.
Bu zamansız ölüm çevrede büyük bir üzüntüye sebep olur. Halası Sefer'in arkasından bir ağıt yakar. O günden bu güne bu ağıt türkü olarak her yerde dilden dile ulaşarak günümüze kadar gelir.
Artık bu türkü sadece Sefer'in değildir. Umutsuz insanların göğsünü serinleten, yürekleri ferahlatan, onlara bir nefescikte olsa genişlik veren ve gönül ehline ilham olarak gelen bir yakarıştır.

ANKARA'DA YEDİM TAZE MEYVEYİ 

Ankara'da yedim taze meyveyi.
Boşa çiğnemişim yalan dünyayı.
Keskin'den de sildirmeyin künyeyi.
Söyleyin anama anam ağlasın.
Anamdan başkası yalan ağlasın.

Ankara ile şu keskin"in arası.
Arasında toz dumanlar durası.
Çok doktorlar gezdim yoktur çaresi.
Söyleyin anama anam ağlasın.
Babamın oğlu var beni neylesin.

Trene bindim de tren salladı.
Zalim doktor ciğerimi elledi.
İyi olursun diye köye yolladı.
Söyleyin anama anam ağlasın.
Anamdan başkası yalan ağlasın.

Trene bindim de tren vızılar.
Alnımıza yazılmış kara yazılar.
Yaram ciğerimde içim sızılar.
Söyleyin anama anam ağlasın.
Babamın oğlu var beni neylesin.

Trene binmiş de sefer geliyor.
Nafilenin ciğerini deliyor.
Gelin Hatçe'mi eller alıyor.
Söyleyin anama çalsın ninnimi.
Kim alırsa alsın "Nazlı Gelin"i.

Ankara'dan çıktım da başım selamet.
Keskin'e gelince koptu kıyamet.
Gelin Hatçe'm de kime emanet.
Söyleyin anama anam ağlasın.
Anamdan başkası yalan ağlasın.

Yazarın Diğer Yazıları