Cevizin Yaprağı Dal Arasında

Türkümüzün hikayesi Dinar'ın Dikici köyünden Mehmet Özdemir ile komşu kızı Fadime arasında geçmektedir.
Mehmet Özdemir köyün en yakışıklı delikanlılarından biridir. 90 kilo ağırlığında 1.90 cm. boyundadır. Giydiği İngiliz kilotu. Başında sekiz köşe şapka. Ayağında söke çizmesi. Bıyıkları görkemlidir. Komşu kızı Fadime'ye de sevdalıdır.
Gün gelir Fadime'yi bir başkası ister. Söz kesilir ve arkasından düğün başlar. Mehmet Özdemir bu evliliği çaresizce geriden izler. Köyde Fadime ile adı çıktığı için de düğün yerine fazla yaklaşamaz. Olup bitenlere geriden bakar.
Bir ara Fadime'yi evinin önündeki zerdali ağacının dalları arasında pencereden Fadime'nin kınalı ellerini görür. Sevdiği Fadime'si gelin olmuş, ellerine kına yakılmış artık gidiyor. Dayanamaz arkasından şu dörtlükleri dizelere döker.

Evlerinin önü zerdali dalı.
Pencereden gördüm kınalı eli. O nazlı yari
Benim sevdiceğim tomurcak gülü.
Sensiz lokmaları yutamaz oldum.
Sensiz odalara giremez oldum.

O dönemlerde kızlar sevdiğini bir oğlana ispatlamak için işli bir yağlık-mendil göndererek O'nu ne kadar çok sevdiğini yağlığa-mendile işlediği dantellerle belli ederdi. Mehmet Özdemir'de Fadime'den gelen yağlığa-mendile bakarak duygularını dizelere şöyle yansıtır.

Evlerinin önü bahçelik bağlık.
Yar bana göndermiş bir beyaz yağlık.
Ne güzel işlemiş eline sağlık. Koluna sağlık.
Dolasın boynuna sallansın diye. Avunsun diye.

Fadime gelin olup gittikten sonra. Fadime'nin kız arkadaşları önceki buluştukları bağlık bahçeliğe gelirler. Mehmet Özdemir Fadime'nin arkadaşlarını görünce, onların içinde çok sevdiği fadime'sini arar ama göremez. Bunun üzerine hüzünlenir ve aşağıdaki dörtlükleri dile getirir.

Cevizin yaprağı dal arasında.
Güzeli severler bağ arasında.
Üç beş güzel bir araya gelmişler.
Benim sevdiceğim yok arasında.