Ramazan Sayar

Güzel Ahlak

Ramazan Sayar

Kişi bütün ömrünü insanlarla beraber geçirir. Dünyada yalnız başına yaşayan kimse yoktur. İnsanlar birbirleriyle sosyal ilişkiler kurmak zorundadır. Bu ilişkiler ahlak kurallarını oluşturur. Kurallar, kaynağını genellikle dinden alır.

İslam dininin ilk emri “oku”; ikinci emri de “giydiklerini temiz tut” olmuştur. “Kendini arıtan saadete ermiştir. Onu fenalıklara gömen de ziyana uğramıştır.” ayetleri de kalbin temizlenmesi ile ilgilidir.  Kalp ve beden temizliği “güzel ahlak” demektir. “Şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerine gönderilmişsin. Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” hadisleri de güzel ahlakın önemini ifade etmektedir. 

Peygamberimize biri gelerek: “Ya Resulallah, bana bir tavsiyede bulunun.” dedi. Peygamberimiz: “Kızma.” buyurdu. Adam tekrar sordu, yine “kızma” cevabını verdi. Bir başkası: “Ya Resulallah, din nedir?” diye sordu. Peygamberimiz: “Güzel ahlaktır.” buyurdu. Adam sağından geldi solundan geldi yine sordu. Peygamberimiz aynı cevabı verdi. 

Peygamberimiz: “Ben ancak bir insanım, ben de kızarım. İşlerin hayırlısı ortası olandır.” buyurarak kızmanın da sevmenin de ölçüsünü kaçırmamak gerektiğini ifade buyurdu.

Lokman (a.s) oğluna: “Ey yavrucuğum, eğer bir kimseyi kendine dost edinmek istersen onu bir bahane ile öfkelendir. Nasıl davranacağına bak, eğer o öfkeli olduğu halde sana insafla davranacak olursa kendini dostluğa kabul et. Aksi halde ondan sakın.” diye öğütte bulundu.

Vaktiyle Üsküdar’da hali vakti yerinde olan yaşlı bir zat yaşardı. Hanımı ölünce, genç bir kadınla evlendi. Adam olgun tecrübeli, ileri görüşlü, güzel ahlaklı idi. Yeni hanımı ile birlikte gül gibi geçinip giderken kıskanç bir kadının etkisi ile genç hanım evin bütün eşyalarını kırmaya başladı. Adam her defasında: “Canın sağ olsun hanım yenisini alırız.” dedi. Kıracak bir şey kalmayınca kadın son olarak helâdaki ibriği kırdı. Eve dönünce eşine ibriğin kırıldığını söyledi. Adam: “Eyvah yazık oldu.”dedi ve gözlerinden birkaç damla yaş geldi. Hanım: “Ayol şaştım buna doğrusu, bu kadar kıymetli eşyalara üzülmedin de eski bir ibriğe mi üzüldün?” deyince adam: “Hanım hanım, o ibrik tam otuz senedir benim mahrem yerlerimi gördü, şimdi ben nasıl yeni ibrik alırım?” deyince genç kadın bir an gafletten uyandı ve kocasının eline ayağına sarıldı, yalvarıp kendisini af etmesini istedi.

Peygamberimiz: “Hayâ imandandır, imanlı olan da güzel ahlaklıdır.” “Kıyamet gününde benim için en sevimliniz ve bana en yakın olanınız, ahlak yönünden en güzel olanınızdır.” “Mizana ilk konulacak olan güzel ahlak ve cömertliktir.” buyurmuştur.

İnsana sadakat yakışır görse de ikrah 
Doğruların yardımcısıdır hazreti Allah

Olaylara kızmakta acele etmemeli. “Acele işe şeytan karışır.” sözünü unutmamalı çünkü kızdığı zaman insan aklını tam kullanamaz.

Dövene elsiz gerek,
Sövene dilsiz gerek,
Derviş gönülsüz gerek,
Sen derviş olamazsın,
Sen hakkı bulamazsın.

Ele geleni yersin,
Dile geleni dersin,
Böyle dervişlik dursun,
Sen derviş olamazsın,
Sen hakkı bulamazsın.
                                                              
İnsan hayatı boyunca bazen bolluk bazen de darlık içinde kalır. Bolluk içindeyken şükretmeyi, darlık içindeyken nefsine hâkim olmayı bilmelidir. Nefse hâkim olmak demek güzel ahlak sahibi olup rabbinin rızasını almak demektir. 

Peygamberimiz Bedir Zaferi’nden dönen orduya hitaben: “Merhabalar, küçük cihattan büyük cihada döndünüz.” Sahabe: “Bundan daha büyük bir cihat olur mu ya Resulallah?” deyince Peygamberimiz: “Evet, en büyük cihat nefis mücadelesidir. Asıl mücahit, Allah’a itaat uğrunda nefsi ile mücadele edendir.” buyurdu. 

Nefis mücadelesinin ilk mertebesi:

— Nefs-i Emmare: En aşağı ve en kötü derecedir. Kötülükler emreder. Bu şekilde insan nefsinin esiri olur. “Muhakkak ki nefis olanca gücü ile kötülüğü emredicidir.”(Yusuf–53) ayeti Hz. Yusuf peygamberi işaret etmektedir. Zeliha Hz. Yusuf’un kendisine yaklaşmasını isteyince: Hz. Yusuf, duvarda: ”Sakın zinaya yaklaşmayın” Emrini görür. Allah’ın acımasıyla oradan uzaklaşır. Bir zaman sonra Mısır’a Sultan olur.

Bezirgân geçip giderken yolundan,
Yusuf’u bulup çıkardı kuyudan,
Yusuf sonra oldu Mısır’a Sultan,
Ağlar Yakup ağlar Yusuf’um deyu.

— Nefs-i Levvame: Çok kötüleyen, Nefs-i Emmare’deki yaptıklarına pişman olan nefis. “Kendine alabildiğince kınayan nefse yemin ederim ki insanlar öldükten sonra dirileceklerdir.”(Kıyamet–3)

Bitti yolculuğun işte son durak,
Getirdiler seni başlar üstünde,
Ne idin ne oldun kalk haline bak,
Bir kefenden başka ne var üstünde.

Ne vicdan tanıdın ne de dinini,
Doyurmak istedin hep sen nefsini,
Kalk şöyle bir yokla kendini,
Bir kefenden başka ne var üstünde.

— Nefs-i Mülhime: Kişiye ilham gelir, esintiler olur, hakikatler kalbine doğar. “Ona iyilik ve kötülük verene and olsun ki nefsini arıtan saadete ermiştir.”(Şems–9)

— Nefsi-i Mutmainne: Nefsin tamamen arınarak huzur içinde rabbine dönmesidir. “Ey huzur içinde olan nefis, o senden sen de ondan razı olarak rabbine dön. Ey nefis, iyi kullarımın arasına gir. Cennetime gir.”(Fecir–27–30)

Cennet cennet dedikleri,
Bir huri ile birkaç melek,
İsteyene sen ver onları ,    
Bana seni gerek seni.

Sofilere cennet gerek,
Zahitlere sohbet gerek,    
Mecnunlara Leyla gerek,
Bana seni gerek seni.

— Nefs-i Raziye: Artık bu mertebe riyazad ve irşat görevinde bulunulan mertebedir.

— Nefs-i Marziye: İrşatların, riyazadların kabul olunduğu mertebedir. 

— Nefs-i Kamile: Cevherin, nur’un, mananın ulaştığı son mertebedir. ”Allah göklerin ve yerlerin nuru’dur.”(Nur–35) Yaratılan nefis yaratan içinde yok olmuş, Allah’a ulaşmıştır. ”Nefsini bilen, rabbini bilir.” sırrına erişmiştir.

İlim ilim bilmektir,     
İlim kendini bilmektir,
Kendini bildirmeyen ilim,    
Ha bir kuru emektir.

 “Müminlerin iman yönünden en üstünü, ahlakça en güzel olanıdır.” “Sizin en hayırlı olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır.”  “İslam ahlak güzelliğidir.” “Siz mallarınızla insanlara yardımı yetiştiremezsiniz, hiç olmazsa onları güler bir yüz ve güzel bir ahlakla hoşnut ediniz.”

SEN DERVİŞ OLAMAZSIN
 
Derviş bağrı taş gerek
Gözü dolu yaş gerek 
Koyundan yavaş gerek 
Sen derviş olamazsın 
Sen hakkı bulamazsın 

Dövene elsiz gerek 
Sövene dilsiz gerek 
Derviş gönülsüz gerek 
Sen derviş olamazsın 
Sen hakkı bulamazsın  

Ele geleni yersin 
Dile geleni dersin  
Böyle dervişlik dursun 
Sen derviş olamazsın 
Sen hakkı bulamazsın 

Doğruya varmayınca 
Mürşide ermeyince 
Hak nasip etmeyince 
Sen derviş olamazsın 
Sen hakkı bulamazsın 

Şeyhim sözleri haktır 
Asla hilafı yoktur 
Senin inadın çoktur 
Sen derviş olamazsın 
Sen hakkı bulamazsın 

Derviş yunus gel imdi 
Ummanlara dal şimdi 
Ummana dalmayınca 
Sen derviş olamazsın 
Sen hakkı bulamazsın. 

YUNUS EMRE

Yazarın Diğer Yazıları