Ramazan Sayar

İçki

Ramazan Sayar

Dinler, insanların dünya ve ahirette mutlu olmaları için Allah tarafından peygamberler aracılığı ile insanlara gönderilen kurallar bütünüdür. Her dinde emirler, yasaklar, haramlar ve helaller vardır. İnsana zarar veren haramlar ve yasaklar, insana fayda veren de emirler ve helallerdir. Dünya nimetlerine oranla haram ve yasaklar çok azınlıktadır. İslamiyet gelmeden önce her evde içki küpleri vardı. Sanki su yerine içiliyordu. Bu durumda içkiyi birden yasaklamak, alışkanlıkları bir anda yok etmek insan psikolojisine uygun düşmezdi. Hal böyle olunca süreç aşama aşama gerçekleşti. Hz. Ömer (r.a) zaman zaman:  “Allah’ım bize içki hakkında gönüllere şifa verici bir açıklama bildir.” demiştir.

1. Aşamada : “Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden içki ve güzel bir rızk edinirsiniz.”(Nahl–60) ayeti nazil oldu. Bazı Müslümanlar dururken böyle bir hatırlatmanın anlamı ne olabilir? diye düşündüler. Sahabe zaman zaman peygamberimize ruh, ganimet malları, haram aylarda adam öldürmek, yetimlerin durumu, kıyamet ve içki hakkında soru soruyorlardı.

2. Aşamada : ( Ey resulüm) “ Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki, onlar da hem büyük günah hem de insanlar için bazı (ufak tefek) menfaatler vardır. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür.”(Bakara–219)  ayeti nazil olunca bu sefer Müslümanların bazıları demek ki içki zararlıymış demeye başladılar.

Abdurrahman bin Afv şaraplı bir ziyafet verir. Akşam namazını da sarhoş olarak kıldırırken Kafirun Suresi’ndeki “la” ları unutur. Anlamda “ben sizin ibadet ettiklerinize (putlara) tapmam” yerine “ben sizin ibadet ettiğinize (putlara) taparım” anlamı çıkar. Bunun üzerine: 
3. Aşamada : “Ey iman edenler, sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.”(Nisa–43) ayeti nazil olur. Bundan sonra Müslümanlar sarhoşlukları geçmeyen kısa namaz aralarında içmediler. Hatta bazı Müslümanlar içkiyi bıraktılar.

Itban bin Malik bir ziyafet verir. Yenilip içildikten sonra Saad bin Ebu Vakkas, soyunu övmeye şiirler söylemeye başlar. Ensar’dan birisi elindeki deve etinin çene kemiği ile Vakkas’ın başına vurur, kafası yarılır kan içinde kalır. Durumu Resulullah’a bildirirler. O anda Hz. Ömer de oradadır. Olayı duyunca: “Yarabbi içki hakkında bize kesin hükmünü bildir” diye tekrar tekrar duada bulunur. Artık, 
4. Aşamada : “Ey iman edenler, şarap (içki içmek) kumar oynamak, ibadet için dikilen putlar, fal okları şeytanın pisliğidir.  Onun için bundan sakının ki kurtulasınız.”(Maide–90) “Muhakkak şeytan şarapta ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek ister. Artık siz bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”(Maide–91) ayetleri nazil oldu. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a) : “Vazgeçtik Yarabbi, vazgeçtik Yarabbi” diye karşılık verdi. Medine sokaklarında tellallar durumu Müslümanlara ilan etti. Her Müslüman küplerdeki şarapları sokağa döktü. Ağızlarındaki içkileri boşaltıp ağızlarını yıkadılar.

Peygamberimiz buyuruyor: “Her sarhoşluk veren şey haramdır. Sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır çoğu da haramdır. İçki içen kıyamete susuz olarak gider. İçki içenin imanı başının üzerine çıkar. Sarhoşluğu geçinceye kadar orada kalır. Sarhoş ölürse imansız gideceğinden korkulur.”

Aklım vardır diye söyler tabipler 
Lokman hekim gibi bilgin olsan ne fayda
Son nefeste söylemezse bu diller
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

Sen ne kadar âlim olsan kardeşim
Allah için akmıyorsa gözyaşın
İman, Kur’an olmaz ise yoldaşın
Dört kitabı yutmuş olsan ne fayda

Hz. Ömer (r.a) : “İçki malları telef eder ve akılları giderir.” diyor. Peygamberimiz : “İçki kötülüklerin anasıdır.” buyuruyor.

* * *

Filozof Bersisa ilmiyle, itibarıyla, takvasıyla, yaşayan bir zattı. Şeytan yanına misafir oldu. Ondan daha fazla ibadet etmeye, oruç tutmaya başladı. Bersisa misafirine imrendi. Bu gücü nereden aldığını sordu. Şeytan : “Önce büyük bir günah işledim sonra tövbe ettim, istersen sen de öyle yap.” dedi. Önce zina yapmayı önerdi. Bersisa kabul etmedi. Şeytan : “Adam öldür.” dedi. Bersisa yine kabul etmedi. “Peki, o zaman içki iç sonra tövbe edersin.” dedi. Bersisa kabul etti. Kasabada bir meyhaneye girdi. İçki sunan güzel bir kadın vardı. İçti, içti kendini kaybetti. İçkinin etkisiyle kadına tecavüz etti ve duyulur diye kadını öldürdü. Olay üzerine yakalandı, idam sehpasına çekildi, ip boynuna takıldı. O anda şeytan karşısına geçti: “Bana secde et, seni kurtarayım.” deyince Bersisa: “Halimi görüyorsun, sana nasıl secde edebilirim?” dedi. Şeytan da : “Göz ucuyla secde et yeter .” deyince Bersisa göz ucuyla secde etti. İp sıkıştı, can gitti, iman da gitti.

İçki insana şeytanın önerdiği bütün kötülüklere giden bir yolun kapısıdır. Aileler yıkar, ocaklar söndürür. Sen içkiyi müdafaa edersin ama o seni asla müdafaa etmez.

Hz. Ali: “Bir kuyuya bir damla içki düşse sonra onun üzerine minare yapılsa üzerinde ezan okumazdım. Bir denize bir damla şarap düşse sonra kurusa yerinde otlar bitse orada hayvanımı otlatmazdım.” diyor.

* * *

Abdullah bin Ömer: “Bir parmağım şaraba batmış olsa o parmağım bende kalmazdı, onu keserdim.” diyerek içkiye karşı tepkilerini dile getiriyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları