Ahmet Candan

Osmanlı'nın Uzaktaki Toprağı 'Açe Sultanlığı'

Ahmet Candan

Çoğu kişinin adını dahi hiç duymadığı, dünyanın bir ucunda, bugünkü dünyanın en kalabalık Müslüman ülke olan Endonezya’nın bulunduğu konumda yer alan (bir dönem) Osmanlı himayesinde ki eski bir Müslüman sultanlık...

Açe; bugünkü Endonezya’nın en büyük adalarından olan Sumatra Adası’nın kuzeyinde 1494 yılında kurulan bir Müslüman devlet. Döneminde bulunduğu adanın en güçlü devleti idi.

Avrupalı devletlerin kolonizasyon ve sömürge aramaya başladığı dönemde Açe Devleti’nin bulunduğu bölgeye yabancı devletler gözünü dikmiş, tacizlere başlamıştı.

Portekizliler, Çin ile Avrupa arasında ki ticaretin “Malaka Boğazı’”ndan geçtiğini öğrenince bölgede hızlı bir şekilde kolonizasyon çalışmalarına başlamıştı. Ayrıca Portekiz Endonezya ve Asya bölgesinden kutsal topraklara ibadet için giden Hacı adaylarını yolda kılıçtan geçiriyor, kutsal topraklar için hazırlanan hediyeleri gasp ediyorlardı.

Bu tacizlere karşı gelemeyen Açe yönetim erkanı bir çözüm yolu aramaya başladılar. Nihayetinde dönemin en güçlü devleti ve Müslümanların halifesi olan Osmanlı Devleti’nden yardım istemek fikrini vücuda getirmişlerdi.

Açe’li elçi bir miktar hediye ve Açe Sultanı’nın mektubu ile birlikte Türk topraklarına vardı. Açe’li elçi Osmanlı’ya vardığında tahtta Kanuni Sultan Süleyman vardı. Sultan Süleyman Macaristan üzerine seferdeydi ve sefer sırasında hayatını kaybetti. Elçi bir yıl kadar bekledi ancak Sultan Süleyman ile görüşemedi.

Tahta geçen 2. Selim Açe’li elçiyi kabul etti ve mektubu aldı.

Mektupta şunlar yazmaktaydı; ...Halifem, bu tarafa bir donanma ve gerekli silahları gönderirseniz Müslümanlara zulm eden Portekiz'i yok edeceğimize dair söz veriyoruz. Bu bölgedeki hükümdarlar Portekiz'in yardımını talep ederken, biz yalnızca İslam halifesi olan sizden yardım talep ediyoruz. Bize kaleleri yıkacak birtakım savaş topları, ateşli silahlar, atlar ve kalyonlar göndermenizi beklemekteyiz... Sultan bu teklifi hemen kabul etti.

Oldukça büyük bir filo hazırlanmış, Açe’nin tüm ihtiyaçları hatta daha da fazlası bu büyük filoya dahil edilmişti. Ancak bu filo yola çıkamamıştı, çünkü aynı dönemde Yemen’de isyan çıktığı için oraya kullanılmıştı. 2 yıllık bir gecikmenin ardından filo 1569 yılında Açe’ye ulaştı. Bu yardımlar Açe’nin bölgede ki gücünü ve nüfuzunu bir hayli arttırdı.

Bu yardımlar Açe’ye büyük güç kattığı için o dönemde bölgedeki Portekiz gücünü nerdeyse bitirmişti. Bu olaylardan sonra Açe ve Osmanlı arasında ki ilişki minimuma indi. 19. Yy'a girildiğinde Açe sultanlarının başarısız yönetimi sebebi ile ülke topraklarında kayıplar yaşandı. Bu sefer düşmanları İspanya ve Portekiz değil Hollandalılardı...

Etki alanını tüm Endonezya adalarına yayan Hollanda Açe’ye de saldırmaya başladı. Bunun üzerine Açeliler tekrardan Osmanlı'dan yardım almak istediler. Açeli Sultan elçisini Osmanlıya gönderdi ve Sultan 2. Selim zamanında yapılan anlaşmanın yenilenmesini talep etti. Ayrıca mektupta Açe’nin Osmanlı himayesine girmek istediği de yazmaktaydı.

Bu teklifi 1 yıl kadar düşünen Osmanlı Devleti Sultan Abdülmecid’in çıkartmış olduğu bir ferman ile Açe’nin ‘bundan gayrı Osmanlı himayesinde olduğu’ ilan edildi. Bu fermandan sonra Açe bir müddet Hollanda tehdidine maruz kalmadı.

Sınırlarını Açe toprakları sınırlarına kadar dayandıran Hollanda Açe’yi yeniden ve ciddi bir şekilde rahatsız etmeye başladı. Bu sefer Açe Sultanı Açe’nin doğrudan Osmanlı kontrolü altına alınmasını, direkt İstanbul’dan yönetilmesini istedi. Teklifi uzun bir süre düşünen Osmanlı, eskisi kadar gücünün olması nedeniyle bu teklifi reddetti. Ancak yine de bir miktar asker gönderen Osmanlı Açe’de ki Müslümanları korumak için elinden geleni yaptı.

1903 yılına gelindiğinde Açe tamamiyle Hollanda işgaline alındı. 2. dünya savaşı esnasında Japonya tarafından işgal edilen bölge savaştan sonra yeniden Hollanda eline geçti. Hollanda elinde bulunan bütün adaları ‘Endonezya’ adıyla bir devlete bıraktı ve haklarını da bu kurduğu devlete bıraktı.

Bugün halen Endonezya’da bağımsızlık mücadelesi veren Açe’nin bayrağı da neredeyse Türk Bayrağı ile aynıdır.

Yazarın Diğer Yazıları