Ahmet Özer

Türkiye tarihin en büyük felaketini yaşıyor.

Ahmet Özer

Ülkemiz geçtiğimiz hafta Pazartesi sabaha karşı saat 4:17’de Kahramanmaraş merkezli 10 ilde hissedilen ilki Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7,7 bu depremden 9 saat sonra da ikinci yine Kahramanmaraş Elbistan’da 7,6 büyüklüğünde iki büyük deprem ile sarsıldı.
Uzmanları verdiği bilgiye göre bu depremlerin yerin sadece 7 km altında olması sebebi ile yıkım gücünün 11 şiddetinde olduğu söylenmektedir.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Hatay, Adıyaman, Osmaniye ve Adana’da büyük bir yıkıma sebep oldu.
Bu depremlerde ülke olarak çok büyük acı yaşıyoruz. Çok uzun bir süre hafızalardan silinmeyecek bu depremde şuana kadar açıklanan vefat eden vatandaşımızın sayısı 29 bin 605 yaralanan vatandaşımızın sayısı da 80 bin aşkın olarak açıklandı.
Depremden etkilenen 10 ilimizde binlerce binada ya tamamen yıkıldı yasa ağır hasar aldı.
Yaşadığımız bu deprem o kadar şiddetli oldu ki 10 ilimizle birlikte Başta Suriye olmak üzere; Irak, Lübnan, Filistin, İsrail, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Gürcistan ve KKTC'de de hissedildi.
Depremin şiddetini açıklayan bazı bilgiler vermek istiyorum;
Deprem’den etkilenen 10 ilimizin nüfusu 13,5 milyon bu sayısı birçok devlettin nüfusundan daha büyük. 
Deprem’den etkilenen10 ilimizin toprak büyüklüğü 108,812 km² olarak birçok devlettin toprağından büyük.
Bu felaketi atlatmak için başta devletimiz olmak üzere tüm halkımız kenetlendi ve bu bölgelere ülkenin her yerinden gerek ayni gerek nakdi yardımlar ilk günden itibaren sürekli devam etmektedir.
Yaşadığımız bu felakete başta kardeş Azerbaycan olmak üzere birçok ülkeden kurtarma ekibi, ayni ve nakdi yardımlar geldi.
Hükümet depremin ilk saatlerinden itibaren tüm bakanları bu illerde görevlendirerek ekiplerin koordinasyonunu sağlamaktadır.
Bu büyük afette devletinde yetişemediği yer elbette vardır ancak böyle büyük bir afetle mücadele etmek dünyanın hiçbir ülkesinin başarabileceği bir iş değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söylediği gibi hatalar ve eksiklikler oldu.
Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar büyük bir afete yetişecek elemanı yoktur.
Afetin bu kadar büyük bir alanda olması, şiddetinin büyük olması ve içinde bulunduğumuz kış ayında hava şartları da göz önüne alındığında bazı eksikliklere sebebiyet vermiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gittiği yerlerde depremzedeler için atılacak adımları sıraladı.
Deprem bölgesini kapsayan 10 ilde yaraların daha kolay sarılması bürokratik engellerin ortadan kaldırılması için 3 ay süre ile OHAL kararı almıştır. 
Erdoğan depremzedeler için hane başına 15 bin TL nakit yardım ve kiraya çıkacak olanlar içinde 2 bin TL ile 5 bin TL arasında kira yardımı yapılacağını ayrıca evleri yıkılan insanların diğer şehirlerde devletin kurumlarında ve oteller de misafir edileceğini söyledi.
Erdoğan enkaz kalktıktan sonrada 1 yıl içinde evlerin yeniden yapılıp kendilerine teslim edileceğini söyledi.
Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür afetlerden muhafaza buyursun inşallah.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin yaralananlara acil şifalar versin.
Bizi artık felaketler bile yeterince birleştiremiyor...
Ülke olarak yaşanan bu süreçte bile iktidarı ile muhalefeti ile bir birliktelik oluşturamadık.
Yaşadığımız depremi yaklaşan seçimlerde fırsata çevirmek için mal bulmuş mağribi gibi hemen atladılar.
Depremin olduğu ilk dakikadan itibaren başta CHP ve İP olmak üzere diğer muhalefet partileri ve particikleri hemen soluğu deprem bölgesinde alıp vatandaşların acıları üzerinde siyaset yapma gayretine girdiler.
Muhalefette özellikle Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Ümit Özdağ gibi isimler olmak üzere bunların destekçisi kanallar deprem bölgelerinde vatandaşın acısı üzerinden sürekli toplumu kaşıma derdine düşüp buradan oy devşirme peşine düştüler.
Böyle bir günde bile insanların yaralarını sarmak yerine kendi medyaları ve sosyal medya hesapları üzerinde sürekli yalanlar yayarak toplumu germenin ne faydası olacak?
Tüm bunlar bir oy için yapılmakta ise YAZIKLAR OLSUN size de siyasetinize de milletin derdi kime oy vermek değil milletin derdi enkaz altında kalan canlarının kurtarılması eğer siyaset yapacaksanız bunu enkaz kaldırıldıktan sonra yapın orası siyaset yeri değil.
Öyle çirkin iftiralar yapıldı ki enkazdan önce AK Partililerin çıkarıldığını enkazda görevli bir diyanet görevlisinin Suriyeli gibi gösterilip hırsızlık yaptığını, enkazdan çıkartılan cesetlerin kollarının kesilip mücevherlerinin alındığı bile söyleyecek kadar çukura saplandılar.
Bunu iftiraların yalan olduğu ortaya çıkmasına rağmen özür dilemek yerine hala pişkin pişkin bu iftiralarına devam ettiler.
Sadece bu muhalefet değil elbette sosyal medya maymunları da çeşitli iftiralar ile toplumu kışkırtma çabası içine girdi. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefete bu iftiralarına Hatay’da gereken cevabı verdi.
Kılıçdaroğlu bu süreçte işi ileri götürerek Hatay havaalanında oluşan hasarı Ankara Belediyesi’nin tamir ettiğini Antakya limanında ki yangını İstanbul Belediyesi’nin söndürdüğünü söyleyerek gelin beni tutuklayın diyecek kadar şirazeden çıkmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun bu söylemindeki amacı elbette kendisinin tutuklanarak kahraman olmaya oynamasıdır ancak kimse kendisini ciddiye almamıştır zira ciddiye alınacak bir tarafı da yoktur.
Millet can derdinde alçaklar mal derdinde
Deprem yaşadığımız illerde millet canının derdine düşmüşken bazı insanlıktan nasip almamış alçaklarda başta depremde hasar görmüş evler olmak üzere birçok işyerini ve yardım malzemesi taşıyan tırların önünü keserek yağma girişiminde bulundu.
Bu görüntüler sosyal medyada yayınlanmasından sonra harekete geçen Polis ve Jandarmamız bu alçakları hemen tespit etmiş ve hemen gerekeni yapmıştır
Bu alçaklığı yapan kim olur olsun hangi ırktan olursa olsun alçaktır şerefsizdir.
Bu yağmalama girişiminin de aynı anda birçok nokta da olması da akıllara bir yerden düğmeye basılmış bir organize iş olduğu sorusunu getirmektedir.
Rabbim birliğimizi ve beraberliğimizi bozmasın..

Yazarın Diğer Yazıları