
Gazzeden Ders Alalım!
Ahmet Turan
Yiyeceklerden mi, içeceklerden mi bilinmez
Ama tek bilinen ön yargılı ve sinirli bir toplum olduk
Trafikte sinir, yolda yürürken sinir, piknik yerinde sinir, hatta araç park yaparken, sohbet ederken, hastane de sıra beklerken bile sinir.
Doktora sinir, polise sinir, yanından geçene, selam verene bile sinir.
Sinir sadece yalnız değil, tartışma da bir üst basamağı.
Sonrası malum.
Halbuki bizim daha rahat bir toplum olmamız gerekmez mi?
Müslümanız.
Elhamdülillah.
Kahramanız
Ya Allah
Tarihimiz var.
Ecdadımızın da iyilikte, hoşgörüde yardımseverlikte adalette namı var.
Ya bizzz
Birbirimizi görmesin gözümüz…
Sanki Çanakkale Harbin de, İstiklal Harbin de omuz omuza, yan yana düşmana siper olmadık.
Hep birlikte düşmanı vatanımızdan kovmadık.
Nedense ön yargıdan çıkamıyoruz
Dostu üzüyor, düşmanı sevindiriyoruz.
Kaynaşamıyoruz, kaynaşamıyoruz, kaynaşamıyoruz.
Kucaklaşamıyoruz, kucaklaşamıyoruz, kucaklaşamıyoruz.
Bakın Lokman Hekim oğluna ne tavsiye etmiş.
“Canım oğlum! (Yaptığın şey) hardal tanesi ağırlığınca olsa, bir kayanın içinde, göklerde ya da yerin (derinliklerinde) olsa bile Allah (Kıyamet Günü) onu getirir. Çünkü Allah (lütuf ve ihsan sahibi, en küçük şeylere ilmiyle nüfuz edip haberdar olan) Latîf, (her şeyden haberdar olan) Habîr’dir.
“Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten alıkoy ve başına gelene sabret. Şüphesiz ki bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.
“İnsanlara yüzünü çevirme! Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve böbürlenen kimseyi sevmez.
“Yürüyüşünde dengeli ol, sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, merkep sesidir.
Niye bağırıyoruz
Kardeşimize niye yan bakıyoruz anlamadım ki…
Gazze’den bari ders alalım.